Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Turgay BEŞYILDIZ
Turgay BEŞYILDIZ

Gabak Coşkun'un bilinmeyen hikayesi ortaya çıktı

Turgay Beşyıldız- Yeniçağ

Yanlış hatırlamıyorsam, futbolu bıraktığında 1972 yılının sezon sonuydu.

Şahinkaya ailesindeki, zamanın İdmangücü Kulübü’nde forma giymiş olan babadan futbolcu, 1 kız hariç diğer 6 erkek kardeşten beş tanesi; Yılmaz , Coşkun, Turgut, Sebahattin, Bülent ve Güngör Şahinkaya kardeşler idi.

Bunlardan ikisi yüksek tahsil için şehir dışına çıkmak zorunda kalırken, diğer üçü: Coşkun, Bülent ve Güngör Trabzonspor’da forma giymişlerdi. Coşkun, Bülent ile birlikte forma giymiş. Coşkun futbola veda edince bu sefer de Bülent, Güngör ile beraber aynı Bordo Mavili formayı sırtlamışlardı.
Amerika’da yaşayan en büyük ağabeyleri Yılmaz, İdmanocağı’nda top koşturmuş, kalesini korumuştu. ABD’nin uzay projelerinde çalışmış mühendislerinden biriydi. Şimdi emekli bir Prof. Dr olarak San Francisco’da yaşıyor. Trabzonspor’da forma giyememesinin sebebi ise, o da iyi futbolcu olmasına rağmen, eğitim hayatına ağırlık vermesiydi.

Trabzon’da yaşamını sürdüren kardeşlerden bir teki, Turgut Şahinkaya idi. O da, bir dönem Trabzon Ticaret Lisesi’nin okul takımında Ahmet Suat Özyazıcı ile birlikte forma giymişti, o kadar…
Diğer bir kardeş Sebahattin Şahinkaya idi. Trabzon Gençlerbirliği’nde oynamış, o da eğitime ağırlık vermiş ve İstanbul’a gitmiş, tıp eğitimi almıştı. İstanbul’un zamanın iyi kulüplerinden Süleymaniye’de forma giymişti. Okul ağır gelince erken yaşta futbolu bırakmıştı. Çapa Tıp Fakültesi’nde Prof.Dr. unvanıyla, hastalarına yıllarca hizmet vermiş ve öğretim görevlisi olarak, bilgilerini genç öğrencilere aktarmaya devam etmişti. Yaşının 75’i geçtiğini biliyorum. Kışları İstanbul’da, yazları Antalya’da geçiriyor. O da diğer kardeşleri gibi arada bir Trabzon havası almaya geliyor, gelmiyor değil. Dosdoğru Moloz semtine; yumurtalı açık kıymalı, tereyağlı peynirli yemeye!
*
Bir diğer erkek kardeş Bülent Şahinkaya ise 1970’li yılların başlarından, ortalarına kadar Bordo Mavililer’de forma giymiş ve Bordo Mavililerin ve bir dönemde Galatasaray’ın takım kaptanlığı da yapmıştı. İstanbulspor’un formasını da terletmişti. Çok iyi bir tekniğe sahipti. Hem futbol oynamış, hem okumuş ve o dönem KTÜ İnşaat Mimarlık Bölümünü bitirmişti. Kalp krizinden 2009’un Haziran ayında rahmetli olana kadar, İstanbul’da müteahhitlik ve armatörlük yapmıştı.
Yani aralarında vefat eden ilk kardeş, nam-ı diğer Kaptan Küçük Bülent olmuştu.
En küçükleri, şu anda neredeyse 70 ‘ine merdiven dayayan Güngör idi.
Trabzonspor’un Genç ve A Takım’larında yıllarca forma giymiş, Ordu Milli Takımı’nda oynamış ve A Milli de olmuştu. O da İstanbul’da yaşıyor ve teknik adam olarak mesleğine geçtiğimiz aylara kadar Türkiye Futbol Federasyonu çatısı altında devam ediyordu.
Kısacası bu 6 erkek kardeş de, hem amatör hem de profesyonel olarak futbol oynamışlardı ama sadece üçü Bordo Mavili formayı giymişti.

Kırmızı Beyazlı Trabzonspor tarihinde, ilk kaptan Şevki Gençosmanoğlu’ndan bir yıl sonraki Bordo Mavili Trabzonspor’un ilk kaptanlık pazubendını takan ilk kişi oldu..
Trabzonspor’da forma giymiş en önemli 5 orta saha oyuncusunu yan yana koy deseler, biri sanırım Coşkun Şahinkaya olurdu.

Bordo Mavililer’de kaptanlık yapmış Bülent Şahinkaya ve Güngör Şahinkaya’da orta sahada çok iyi oyuncuydular ama Bülent ve Güngör’ün ağabeyi olan Coşkun: ‘’içlerinde en kötü futbolcu bendim.’’ diyecek kadar da mütevazı biriydi.
Masa adamıydı. Sosyal hayatı her zaman ağır basan bir kişiydi.
Evleri Trabzon Merkez PTT binasından aşağıya doğru caddenin sağ yanından inilirken, 100 metre kadar aşağıdaydı. Halen daha oradadır.
*
Oynadığı karşılaşmalarda duran toplarda oldukça tehlikeli vuruşları vardı. Futbolcu bir aileden gelmesi, onu takım içerisinde döneminde lider pozisyonuna da soktu.
Yere ayağı sağlam basan ve isabetli paslar atan kaptan Coşkun’un ayağından top çalmak da biraz zordu.
Haksızlığa tahammülü olmayan bir yapıya sahipti. Yeri geldiğinde de oldukça hırçındı.
Saha içindeki görüntüsü takım arkadaşlarına da hep güven verirdi. Trabzonspor 2. Lig’de şampiyonluğu kovaladığı yıllarda forma giyen bu isim, saygı, sevgi ve hak yemeyen bir karaktere sahipti.
Şu sıralar, İstanbul’un Florya semtinde hayatını sürdüren Coşkun Şahinkaya, kısa bir dönem Trabzonspor’da yöneticilik yapmış, önemli isimleri Trabzonspor kulübüne kazandırmıştı.
Evlerinin karşısındaki meşhur İskenderpaşa İlkokulu’nun bahçesi (Şimdi, Basın-Yayın Enformasyon İl Müdürlüğü) onun gibi çevredeki çocukların ve gençlerin futbol sahasıydı. Kıran kırana maçlar yapılırdı.
*
1942 Yılında Trabzon’da doğdu.
Kendi deyimiyle yorgancıdan çaldığı pamuklarla, rahmetli annesi onlara yuvarlak futbol topu dikermiş. Tabi o zamanlar futbol topunun bulunmadığı zamanlar…
Annesi rahmetli Zakira Hanım, onlara her zaman top dikmekten kadıncağızın parmaklarına ağrı girerdi. Her nedense mahalle maçı bittiğinde top ortadan kaybolurdu!
Herhalde biri alır evine getirirdi. Yani o zamanki çocuk hırsızlığı bile sadece spor ve top oynamak içindi, o da hırsızlık sayılmazdı.

İyi bir solak olan sağ ayağını da sabitlemede iyi kullanan genç Coşkun, 14 yaşında iken, o zaman İdmangücü’nün önemli isimlerden olan merhum Hayrettin Şiranlı’ya teslim edilmiş.
İlerleyen yıllarda Trabzonspor’da yıllarca masörlük yapan ve geçmiş yıllarda rahmetli olan nam-ı diğer Cemse Hayrettin, kendisine hemen lisansını çıkarmıştı.

Aslen Gümüşhane’nin Sorda köyünden olan ama Trabzon’da doğup büyüyen kaptan Coşkun, ilk maçında soyunma odasına girdiğinde herkesin kendinden çok büyük olduğunu görünce, sanırım şimdi Bordo Mavililer’de forma giyen Abdülkadir Ömür’ün pozisyonuna düşmüş.
O dönemler, 15 yaşında İdmangücü A Takımı’nda oynamak tabi ki büyük lütuf, büyük başarı…
Rahmetli Zekeriya Bali, hem antrenörleri hem de onlarla sahada forma giyiyor ve oynuyordu.
Coşkun onun oyuncusuydu. Genelde o yıllarda İdmanocağı şampiyon olurdu, kural gereği grup maçlarına diğer illere gidilirken, Coşkun’u mutlak kadrosuna alırdı. O günlerde il şampiyonu olan takım için böyle bir uygulama vardı.

O sıralar Türkiye Genç Milli Takımı’nın forması da giymeye başlayan Şahinkaya, zamanın Ankaragücü menajeri önemli isimlerinden Sabri Kiraz, Trabzon’a çalışanlarını göndererek, rahmetli babası İbrahim Bey’den onu istetmişti.
Uçağa atlayıp giden ve Gençlerbirliği’nin de istemesine rağmen kendini bir anda Ankaragücü’nde bulmuştu. Çünkü 1960’lı yılların başı ve Bordo Mavili kulüp, Trabzonspor adıyla henüz ortalarda yok.
*
Askere gidip rahat bir vatan görevi yapana kadar, Ankaragücü formasını giyen Coşkun Şahinkaya, Ordu Milli Takım formasını da giymiş ve Fas-Kazablanka’da, dünya şampiyonluğu yaşamıştı.
Rahmetli anne ve babasının isteğiyle sadece yarım saat gördüğü eşiyle evlenmeye ‘’Tamam’’ diyen Coşkun’u zamanın efsane takımları Göztepe ve Altınordu transfer etmek için sıraya hatta rekabete girmişti... Trabzonspor’un kurulmasıyla dışarıda top oynayan Trabzonlu futbolcuları toplayacağız diye, kent içinde babası baskı yemeye başlayınca, kendini Trabzonspor’da memleketinin takımında bulmuştu.
Bazı profesyonel kulüplerden büyük paralarla teklif almış, yeni evli ve eşinin ailesi de Ankara’da olunca, eşi ilk başta Trabzon’a gelmek istememiş ama o da sonradan rıza göstermişti.
Rahmetli Tarık Kafkas ve Zeyad Nemli ile birlikte bir sabah doğduğu kente geri dönen Kaptan Coşkun, 50 bin lira bonservis bedeliyle 1967 yılında Trabzonspor’la buluşmuştu.
*
Trabzonspor’la önemli bir İstanbul deplasmanına Beylerbeyi maçına takımla giderken, Samsun’dan trene binmişlerdi. Adapazarı’nın dağlarında tren raydan çıkmış ve trenden inmek zorunda kalmışlardı. Mevsimlerden kış, kar var ve hava soğuk ve bu Beylerbeyi maçı çok önemli.
Kazanın olduğu köyde buldukları bir kamyonu tutmuşlar, dolmuşlar kasasına arkaya maça yetişecekler ya. Kamyonun ön koltuğunun olduğu yerde yan camları da yok. Camların yerine tahta koymuşlar. Şoför ve arka kasada yanan mangalla tüm takım ısınmaya çalışmış. Çok zor şartlarda kente kadar inmişler dağlardan ve doğru otogara gitmişler. İstanbul’a Ali Sami Yen’e varmışlar ama geç kalmışlar. Maça çıkamadıkları için 3-0 hükmen mağlup sayılacaklar. Trabzon Talebe Yurdu’nun öğrencileri tribünde konuyu öğrenince itiraz etmişler, sahaya girmişler. Bağırıp, çağırmışlar. Hakemleri odalarında tutarak sahaya çıkarmamışlar. O arada zaman kazanılınca durum Futbol Federasyonu bildirilmek için ulaşılmış ve anlatılmış. Tren kazasının olduğu da rapor edilince federasyon maçın bir gün sonra oynanmasına karar vermişti. Bir gün sonraki o maçı da Trabzonspor; o yorgun, argın haliyle 2-0 kazanmıştı.
Şimdi arkaya yaslanıp, iki kolumu ensemin arkasına getirip, ayaklarımı uzatıp, şöyle bir düşünüyorum da; Bir o günkü şartlarla o Trabzonspor’a bakıyorum. Birde geçtiğimiz yıllarda 4 saatlik Erzurum ya da Samsun’a karayoluyla değil, 30-35 dakikada özel uçakla giden Trabzonspor’a... Gerçi artık şartlarda değişti ya.
Önemli başarılara imza atmış bazı insanlar hayata erken gelirmiş. Sanırım onlardan biride şu sıralar İstanbul’da eşiyle birlikte yaşamını sürdüren 3 yetişkin çocuk babası Coşkun Şahinkaya’dır.
*
Biraz sarışın, çok kısa saçlı, boncuk gibi mavi gözlüydü. Ağabeyi Yılmaz da aynısıydı. Saçlarını genelde sıfır kestirdiği için Yılmaz Ağabeyinin lakabı ‘’Kabak’’ idi. Bir gün Yılmaz Abisi Amerika’ya gidince, lakabı kardeşi Coşkun’a miras, ondan kalmıştı. Kabak Yılmaz ortalarda olmayınca, o da arada bir saçlarını sıfır numara kestirince; Coşkun olmuştu ‘Kabak Coşkun’…
Genelde bizim Doğu Karadeniz yöresinde, babaların ve ağabeylerin lakabı sonradan gelenlerde kalırdı. Coşkun artık Coşkun değil, ‘’Kabak Coşkun’’ idi. Çok sert kafa şutları vardı. Her iki ayağına da hakimdi ama sol ayağını ve fizik gücünü daha iyi kullanırdı. Sert ve isabetli paslar atardı. Futbol zekası yüksek bir oyuncuydu. Kuvvetliydi ve yere sağlam basardı. Boyu 1.72 idi. Ortanın solunda, bazen de sol kanat oynardı. Bazen de -10- numara. Denge ayağını iyi kullanırdı.
Bordo Mavili kulübün 57 yıllık, yani yarım asrı devirmiş tarihinde ender özelliklere sahip oyuncularından birisi oldu. 81 yaşında olan Coşkun ağabeyimiz, oynadığı diğer takımlarda da kaptanlık pazubendını sırası geldiğinde hep takan isim de oldu.
Yaşadığı İstanbul’da birkaç yıl önce ciddi bir trafik kazası geçirmişti ama bu kazayı önemli bir yara almadan atlattı.

Kardeşleri Trabzonspor ve milli formayı giymiş Güngör’e de, rahmetli küçük Bülent’e, Bülent Şahinkaya’ya da selam olsun derken, bu kent için, bu takım için çok şey beklemeden yüreklerini ortaya koyanlara ayağa kalkıp saygı duymaktan ve şapka çıkarmaktan başka şu an yapacağımız bir şey yok.
Akyazı’daki Şenol Güneş Spor Kompleksindeki idman sahalarına ya da bir tanesinin giriş kapısının üstüne veya yeni stadyumun tribünlerinden birine fotoğrafıyla birlikte adı verilebilir.
Trabzonspor’u şampiyon yapan 3 teknik adamdan Ahmet Suat Özyazıcı, Özkan Sümer ve Şenol Güneş’in isimleri, Trabzon kentinde çok önemli yerlere verilmiştir.
Önemli olan kentin değerleri olan bu tip insanlara öldükten sonra değil, yaşarken o değeri onlara vermek, geleceğe tanıtmak ve onurlandırmaktır.
Coşkun Şahinkaya, aynı zamanda Trabzonspor Kulübü’nün Başkanı Ertuğrul Doğan’ın da dayılarından biriydi. Futbola profesyonel olarak başladığı Ankaragücü’ne, en son başkente dönerek, 30 yaşında iken noktayı yine orada koydu.
*
Medical Park Stadyumu’nun altında, yeni yapılacak olan Trabzonspor Müzesi’nde, balmumundan yapılacak futbolcular arasında, Kırmızı Beyazlı Trabzonspor’un ilk takım kaptanı Şevki Gençosmanoğlu’nu ve Bordo Mavili formanın ilk kaptanı Kabak Coşkun’u ve de şampiyon takımın ilk kaptanı Dozer Cemil’i de görmek, takımın gol krallarını görmek, kupalar, şampiyonluk kazandırmış futbolcuları ve başkanları görmek, sanırım fazla bir şey istememiş olmaktır.
Arkaya doğru bir bakın, gidenler bir daha geri gelmiyor. Kulüp tarihinde saygıyı hak edenleri, onurlandırmak lazım.
Çünkü; yaşayan değerlerine saygı göstermeyen kulüpler, geçmiş değerlerini gelecek nesillere aktaramayanlar, farklı örneklerde olduğu gibi; tarihin derinliklerinde bir gün yok olup giderler.

whatsapp-image-2023-07-03-at-11-18-25-1.jpeg

whatsapp-image-2023-07-03-at-11-15-21.jpeg

whatsapp-image-2023-07-03-at-11-15-47.jpeg

whatsapp-image-2023-07-03-at-11-15-48-001.jpeg

whatsapp-image-2023-07-03-at-11-15-48-1.jpeg

whatsapp-image-2023-07-03-at-11-15-48-2.jpeg

Yazarın Diğer Yazıları