Futbolda ünlü bir ülke!

Diyelim ki spordan ve de en popüler branş futboldan anlamıyorsunuz. Buna rağmen sürekli gündemde olduğu ve tartışıldığı için de Türk futbolunun bu kaostan nasıl çıkacağını merak ediyorsunuz. Peki o halde biz de bu gün bu konuyu sizin anlayacağınız şekilde izaha çalışalım. Siz hiç herhangi bir sektörde "malzemesiz ve ürünsüz" bir imalatın yapılabileceğine ve bundan da kazanç sağlanabileceğine şahit oldunuz mu? Olmamışsınızdır. Zira bu eşyanın tabiatına aykırı. Mesela un, yağ, şeker yoksa pasta ya da helva yapabilir misiniz?.. Hayır. O halde yapamadığınız pastayı satıp kazanç sağlayamayacağınız gibi siz ünlü ve başarılı bir pastacı da olamazsınız. İşte bizim ülkemizde futbolun da alt yapısının da durumu bu. Yani Türkçesi profesyonel kulüpleri ve millî takımı besleyecek alt yapı ve amatör kulüplerde "aranan vasıf ve yaş grubunda futbolcu" yok. Yetiştirmeye ve sistemi kurup sayıları artırmaya da hem "devletten teşvik hem de TFF''de vizyon" yok. Biliyorsunuz futbolun başlangıç noktası semtlerimizdeki amatör kulüplerdir. Sadece İstanbul''da futbolda faaliyet gösteren 750-800 amatör futbol kulübü var. Bunları izlediğinizde kadrolarında "kafi miktar ve yaş grubunda" futbolcu olmadığını çok net görürsünüz. Peki ya o var olan 800 civarındaki kulüp. Onlar var fakat içi boş. İlgililer hiç dikkat etmez mi bilmem, lakin biz çok net görüyoruz. Mesela İstanbul 1. Amatör Kulüpleri''nde forma giyen futbolcuların yaşlarına baktınız mı? Merak eden bir baksın... Her kulüpte 26-27 yaşında üçer dörder futbolcu göreceksiniz. Adam 27 yaşına gelmiş hâlâ amatör kümede top oynuyor. Bunlar nasıl büyük takıma transfer olacak. Bunlardan ne istikbal beklenecek.

***

Şimdinin semt takımları imkansızlıktan bu işleri "kiraladıkları bir suni çim sahada futbol okulu açmış akademi öğrencisi" ya da mezunlarına bırakmış. Onlar da geçim derdinde. Yani sistem bozulmuş. Bu gerçeği görmemek veya sırt dönmek mümkün değil. Oysa bir ülkede futbolun kalkınmasını hedefleyenler bu amatör kulüplerde 16-19 yaş aralığında 100''lerce çocuğun bulunmasının şart olduğunu bilir. Peki ya bizde!.. Efendim yazımıza başlarken anlattığımız gibi zamanında onlara da söyledik, yazdık ve çizdik. Nasıl olsa anlarlar sandık. Ancak gördük ki onlar da "hiç anlamayanlardan" farksız. Peki nasıl yapacağız!. Arz edeyim. Önce kafayı değiştireceğiz. Mesela İstanbul''da haftada 700-800 müsabaka yılda 25 bin maç oynanırken İstanbul amatörlerinin kaderini Ankara''ya teslim etmeyeceğiz. İşi mecrasında çözecek ve kopan zinciri tamir edeceğiz. Semtlerinde alt yapıya önem veren amatör kulüpleri bakanlık olarak "teşvik" edip destek sağlayacağız. Bunun için de (adet) kriter koyacağız. Mesela bir amatör kulübün itirazı eskiden kendi bölgesinde sonlandırılırken şimdi onların kaderini işi başından aşmış Ankara''daki komiteye bırakmayacağız. Ez cümle piramidin tabanını sağlam zemine oturtup, yukarıya doğru tırmananların adedini kural ve kaidelere uygun hızla çoğaltacağız. Bilmem anlatabildik mi?

Yazarın Diğer Yazıları