Futbolda bocalama dönemi

BU yazı kaleme alındığında Kurban Bayramı''nın ikinci günü idrak edilmekteydi. Medyaya düşen skandal haberler... TMSF de kendine emanet edilen malları "yakınları ile yağmalatma suçlamaları ile organize olduğu iddia edilen eski hükümet görevlileri".. Ve onun 3-5 şirket kurdurduğu adamları ile ilgili iddialara rağmen biz zamanın uhreviyatına istinaden sporda birkaç satır yazmayı tercih ettik. Zira diğer konularla ilgili gün geldiğinde ülkemde adaletin tecelli edeceğine inancım tamdır. Esasen (2003-2016) uzunca bir acemilik dönemi yaşayan başta futbol olmak üzere Türk sporu 16 Nisan 2017 referandumu ile kabul edilip, 9 Temmuz 2018 tarihinden itibaren de uygulamaya geçilen Türkiye''deki Başkanlık Sistemi ile "bocalama dönemine" girmiştir. Bu bocalamanın ana nedeni sistemden kaynaklı "acemi atama ve işaretle başkan seçtirme"dir. Bu ayrıca Türk futbolunda "dalından kopan bir yaprağın akıbetini rüzgarın belirleyeceği" gibi bir "savrulma dönemi" olarak da algılanabilinir. Elbette şahıslarla bir işimiz yoktur. Elbette muhalefetimiz kişisel değil sistemseldir. Elbette bunları yazarken köhne bir kafa ve körü körüne birilerinden hınç almak değil, memleketperver bir ruh halindeyiz. Ama heyhat devir öyle bir devir olmuş ki bu mecralardan "beslenen zümre" bunu; "efendim bunlar yine sizin iradenize karşı çıkıyor" diye o "tek adama" müracaat ediyor ve siz de bu ifadeleri yazan kişi olarak o radarın yanlış algısından kurtulamıyorsunuz.

***

Her neyse biz yine dönelim yüzde 50''nin biraz üzerinde delegenin katılımı ile seçilen yeni TFF başkanımıza. Seçildikten bir süre sonra televizyonda bir röportaj veren Sayın Mehmet Büyükekşi''yi tanırım. Kendisi iyi huylu insani vasıfları yüzüne yansımış makul bir adamdır. O röportajında da kendini ve yukarıda saydığım özelliklerini ifade ve tarzını tanıtma çabasında oldu. Futboldan ve projelerden çok kişisel özelliklerinden konuştu. Türk futbolu için bir umut olabilir mi? Diye sorarsanız bu sorunuza aynı iyimserlikte cevap veremeyeceğim. Zira kendisi mevzuya uzak ve bu ortama acemidir. Röportajına da yansıyan bu "ruh halinden" kurtulamaz. Böylesi makamlara bu tip arkadaşları önerenler ise futbola çare bulamayacakları gibi, hiç bir dönem "kendilerine sempati ile baktığı işareti vermediği" spordaki milliyetçi kesimden başkanlık seçiminde oy alamayacağını değerlendiriyorum. Bizden söylemesi.

Yazarın Diğer Yazıları