Filistin'de insan safarisi!
Gazze’de köşeye sıkıştırılmış Filistinlilerin üzerine bir aydır bombalar yağmaktadır. Güç dengesizliği nedeniyle İsrail, Gazze’de Filistinlilerle adeta kedinin fareyle oynaması gibi oynuyor. İsrail askerleri Gazze’de resmen insan safarisi yapıyor. Korumasız insanlar dünyaya terörist olarak ilan ediliyor, ardından üçer beşer ya da topluca ateş kusan silahlarla katlediliyor.
Filistin’de ölüm kusan silahlar, çaresizlik içinde yaralanmış çocuğunu kolları arasına alarak koşturan babalar, bombalanan camilerden yükselen duman ve bayraklara sarılmış cenaze görüntüleri yer alıyor. İsrail tarafında ise durumun gayet sakin olduğuna yönelik haberler geliyor.
İşin en tuhaf yanı ise İsrail vatandaşlarının askerlerinin Gazze’deki katliamını seyretmek üzere sınıra yığılmış olmalarıdır.
Gazze sınırına yığılan İsrailliler kamera, dürbün ve fotoğraf makineleriyle askerlerinin kahramanlıklarını (!) kayda alıyorlar.
Onlar tarihe not düşüyorlar. İsrailliler karı/koca, çoluk çocuk hep beraber yapılan katliamı seyrediyorlar.
Olanı biten görenler İsraillilerin adeta halk olarak seri katliam manyağı haline gelmiş olduğunu düşünüyorlar. Bu yüzden olacak utanmadan askerlerin yaptığı katliamı bile şova çevirmişler. İsrailli anne ve babalar çocuklarına yapılan katliamı sınırdan seyrettiriyor.
Katliam seyircilerinin kimisi sadist bir zevkle çirkin çirkin gülüyor. Kimisi de İsrailli askerlerin patlattığı bombalarla ölen çocukları ve insanları göstererek zafer işareti yapıyor.
Doğru da yalnız İsrailli faşist sadistler mi bu katliamı seyrediyor. Elbette hayır. Sözde insan hakları savunucuları, barış havarileri, BM ve aklınıza gelen bütün taraflar olanı biteni yalnızca seyrediyor. Neredeyse bütün dünya Filistin’in tükenişini ve diz üstü çökmesini bekliyor.
Buraya kadar herkesin pozisyonundan söz ettik ama İslam ülkelerinden söz etmedik. Sakın kimsenin aklına “İslam ülkeleri bu sahnenin neredesinde?” diye bir soru gelmesin. Çünkü onlar bu katliamın gerçek failleridir. Hem Filistin’i hem de kendilerini güçsüz bıraktılar. Bir olmadılar, bir araya gelmediler ve dirilmediler. Bu nedenle onlar da sahnedeki seyirciler arasına katıldılar. Şimdi İsrail vuruyor onlar da gözlüyor!
İnsanlık ve insanlar!
Filistin’de olanın bitenin binde birini gören insanlar oranın sözün değil insanlığın bittiği bir yer olduğunu yüreğinde hissediyor.
Bir yandan acı çeken, açlıktan kıvranan, susuzluktan boğulan insanlar, diğer yandan onların can çekişini büyük bir şehvetle seyreden diğer insanlar. Bir yanda zalim, diğer yanda mazlum insanlar. Bir yanda vurulan, yorulan ve sürülen insanlar, diğer yanda zevk ve şevk ile onların akıbetini izleyen insanlar! Kısacası orada insanlar ağlayanlar/gülenler ve seyredenler olmak üzere ikiyi ayrılıyor.
Bu durum bir şeyleri doğruluyor. O da güçsüzken zulme uğramış bir halkın güçlenince nasıl zalimleşebileceğini göstermektedir. Ayrıca yaşananlar güçsüz insanların ya da halkların bırakın bağımsızlığını, insanlığını bile kimse takmıyor.
Her şeye rağmen bundan böyle kimse insanlıktan falan söz etmeye kalkmasın, onu önce Hitler Almanya’da, sonra da Şaron ile Olmert Filistin’de kurşuna dizmiştir. Durum şimdilik budur!