Federasyon kavgası

DEĞERLİ okurlarım zaman zaman Sayın Cumhurbaşkanı televizyonlara çıkıp Türk sporunun Cumhuriyet tarihinin en parlak dönemini yaşadığını iddia etse de, şahsen ben sporun içinde ve spordan anlayan sizlerin bu ifadeleri gülümseyerek izlediğine şahit oluyorum. İnanın yurtsever bir spor adamı olarak da esasen bundan mutlu değilim. Yani ya değerli Cumhurbaşkanımızın vakti yok. Eskisi gibi Türk sporunu da futbolu da yeteri kadar takip edemiyor. Ya da birileri kendisini yanıltıyor. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Hani batan ekonomi ve geçinemeyen milyonlarca emekli ortada iken, biz hâlâ; "Avrupa''ya nazaran ekonomide iyiyiz" diyoruz ya. İşte sporda da mevzu bu kadar trajikomik. 2002 yılında paldır küldür iktidara gelirken "tüm Federasyonları özerkleştiriyoruz". Popülist yaklaşımı ile amatör federasyonları o gün "sokakta bırakan" bir anlayış, 20 sene geçtikten sonra bu gün Türkiye Büyük Millet Meclisi''nden (TBMM) çıkan bu kanunla, tekrar kulüp ve federasyonları "iktidarın kapısına bağladı". Başka? Lisanslı sporcu sayısının orantısız arttığı iddiası da "asılsız ve abartılıdır". Hele bir de Türkiye Futbol Federasyonu''nun (TFF) haline bakın. Tam bir komedi. Görevden el çektirilen hakemler ve 10 gün sonra tükürdüğünü yalayan bir TFF. Üstelik dünya kupası elemelerinde elenerek "başarısız olan ve başkanı istifa eden" bir federasyon. Buna rağmen başkanı başarısız diye istifa eden bir TFF''de "ben başkan adayıyım" diyebilen bir "Başkan Vekili". Olabilir mi Sayın Cumhurbaşkanım?. Bu şartlarda biz de sizin gibi düşünebilir miyiz? Türk futbolu Cumhuriyet tarihinde devrin "en parlak" dönemini yaşıyor nasıl diyelim efendim... Demez isek bize kızar mısınız?

Yazarın Diğer Yazıları