ABD Kongresi bu hafta sonu tatile girmeyi planlıyor. Bu hafta olmazsa gelecek hafta tatile girecek. Bu arada Vergi Yasası da çıktığı için Temsilciler Meclisi’nin önünde öyle önemli bir konu yok. Her şey gelecek yeni Meclise, 2011 Ocak ayı sonuna kadar dondurulacak.
Bu ara Ermeni dernekleri, Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pellosi’ye halen Meclis takviminde bulunan HR 252 sayılı sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısını derhal oylamaya sokması için, bastırıyor. Gelecek yasama yılına kalırsa yasa tasarısı kadük olacak, yani ölecek ve yeniden komisyonlardan geçerek Meclis gündemine girecek.
Ermeniler şu anda Temyiz’den geçirdikleri bir mahkeme kararının tadını çıkarıyor. Belki duydunuz, Ermenilerin Türkiye’deki toprak menkulleri ile kıymetli mal varlıklarını banka hesaplarını almak için dava açmalarını önleyen bir mahkeme kararını Federal Temyiz Mahkemesi bozdu. Böylece şimdi Ermeniler, dedelerinden, atalarından kendilerine kaldığını ileri sürdükleri arsa, ev ve paralar konusunda Türkiye’yi dava edebilecekler. Şu anda benim bildiğim yüzün üzerinde dava Kars ve Ağrı çevresi için bekliyor.
Hani geçenlerde birden bire ABD Başkanı Obama’nın ayranı kabarıp Ankara’yı, Erdoğan’ı aramıştı ya. Şimdi anlaşıldı. Gerçi o zaman da yazmıştım pek emin değildim ama konu bu mahkeme konusu olmalı. Önceden arayıp Erdoğan’a, ’panikleme bak biz o konuyu hafifletmeye çalışırız’falan demiş olmalı. Zavallı Barack, bilmiyor ki bizimki öyle konulara falan derinlemesine üzülmez.
Konu, anladığım kadarı ile Erdoğan iktidarını pek fazla ilgilendirmiyor. Onlar genelde Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalara ayırıp paraya tahvil etme yolunda oldukları için bu konu kaygı noktalarının dışında. Hatırlasanıza daha birkaç hafta evvel Fener Rum patriğinin bırakın mahkeme kararını, dışarıdan yürüttüğü bir baskı propagandası ile Lozan Antlaşması’nı bile hiçe sayarak toprakları veriverdiler. Ne var yani, Ermeni kardeşlerini mi kıracaklar.
Ne diyor Başbakan, herkes onun kardeşiymiş. Kürtler, Araplar kardeşleri, hatta Arapların bir yerde eniştesi sayılıyor. Ermeniler, Rumlar, İtalyanlar, Almanlar ve hatta Amerikalılar kardeşleri. Ne hikmetse bir biz Türkler kardeşleri değiliz. Ağzından bir kere bile Türküm lafını şahsen ben duymadım.
Davutoğlu New York’ta. Dekor olsun diye çağırdılar herhalde. Hiç kimse bizi arabulucu olarak görmek istemiyor. İran görüşmelerinde yokuz, Arap-İsrail görüşmelerinde yokuz, öteki önemli konularda yokuz ama Erdoğan’a sorarsanız, hem stratejik ortak hem de BOP’un eş başkanı. Hani masası ve çalışanları olmayan uydurma şirketler vardır ya, bizimkiler de aynen öyle.
Ama şimdilerde konu zaten dış konular değil, asıl mesele başka. Asıl mesele ekonomi. Öylesine kuralsız kayıtsız gelişen bir ekonomi içindeyiz ki anlamak mümkün değil. Ekonomik olarak büyüyoruz. İyi de büyüyen ülkeler iş olanakları da yaratır. Ekonomi ile birlikte memlekette işsizlik de büyüyor. Bu nasıl bir sistemi nasıl bir büyüme. Cari açık büyüyor. Faiz hadleri dünyada en yüksek ülkeler arasındayız. Bizimkinin ağzında yok öyle endişe duyulacak durumlar.
O hâlâ siyasi muhaliflerini yok etmekle meşgul. Ama bir yerlerde bir şeyler ters gidiyor. Örneğin, öğrenci hareketleri patlamaya başladı. Aynı patlamış mısır gibi nerede nasıl ve ne zaman patlayacak belli değil. Farkındaysanız AKP’li yetkililer artık halkın arasına giremiyorlar. Etraflarında mutlaka bir kalabalık polis ordusu olması lazım. Bu durum sizlere neyi, kimleri hatırlatıyor.
Ekonomisi düzgün gitmeyen ülkelerde halk hareketleri var. Halk, hakkını arama yolunda mücadele ediyor. Bizde ise hakkı bile kalmayan halk, gırtlağına çöreklenenlere sırıtarak bakıyor. Avrupa’da en fazla cinayet işlenen ülkeler arasındayız ama ne akla hizmetse silah taşıma ve bulundurma yasası genişletiliyor. Ne insan mantığı, ne aklı alır bu girişimleri.
