Erken seçim ve yolun sonu!
MHP ve CHP erken seçim istedi. AKP’nin kimyası bozuldu. İktidar partisi seçimden söz etmeyi elinden gelse yasaklayacak. Başbakan Erdoğan’ın erken seçim talepleriyle ilgili olarak söyledikleri şunlar: “Ne diyorlar? Seçim. İnanın bir aklı selim sahibi insan, bu ifadeyi kullanmaz. Bu ülkeyi seven bir insan bu ifadeyi kullanmaz. Her şey gayet başarılı şekilde yürürken, kalkıp da böyle bir ifadeyi ortaya atmak, Türkiye sevdası değil, ancak ‘Türkiye’ye karşı ben nasıl bir tuzak kurarım?’ Budur.../...Bu muhalefet Türk siyasi tarihinin en tembel muhalefetidir.../...Gelişmiş ülkelerde erken seçim diye bir şey yok.../...Kimse seçim rüyası görmesin” .
İstenen darbe değil seçimdir!
Yalnız Başbakan’ın değil, AKP’nin diğer yetkililerinin uslübu da Başbakan’ın uslübuyla örtüşüyor. Erken seçimden söz edilince son derece sert, suçlayıcı ve panik havası içinde konuşuyorlar. Aslında muhalefetin erken seçim talep etmesi de iktidarın bu öneriye karşı çıkması da normaldir. Başbakan ya da yetkililer “erken seçimi ülke çıkarına uygun görmüyoruz” diyebilirler. Böyle bir açıklama anlaşılırdır. Ancak muhalefet seçim istedi diye sanki darbe istemiş gibi sert sözlerle suçlamak hem doğru değil hem de şık değildir.
Devlette uyum yok!
Seçim ülkedeki her türlü istikrarsızlığı ve tıkanıklığı açacak tek meşru zemindir. Bu nedenle muhalefetin erken seçim taleplerinde haklı olup olmadığını, şu sorulara verilecek cevaplar belirler: Türkiye’de yasama, yürütme ve yargı arasında karar tıkanıklığı var mıdır? Devlet uyumlu işliyor mu? TSK ile hükümet arasında “darbe” tartışması sürüyor mu? Yüksek yargıdaki hakim atamalarının yapılmadığı için yargı tıkanmış durumda mıdır? Asker-MİT, Jandarma-Emniyet arasında uyum var mıdır? İktidar ile muhalefet ilişkileri sürdürebilir bir seviyede midir?
Bu sorulara verilecek olumlu yanıt muhalefetin “erken seçim” talebinin yersiz olduğunu gösterir. Bu sorulara verilecek olumsuz yanıt ise, iktidarın karşı olması yetmez erken seçim kaçınılmaz hale gelir. Maalesef yukarıdaki soruların hiç birisine yaşananları izleyen tarafsız birisinin olumlu cevap vermesi mümkün değildir. Asker “toplum olarak ne hale geldik” diye yakınıyor. Adalet Bakanı, HSYK’nın yargıç atamalarını yapmasını aylardır engelliyor.
Erken seçim kaçınılmaz!
Gerçekler orta yerde öylesine dururken Başbakan’ın ’kurumlar arasında uyum ve ahenk var. Herkes görevinin başında, devlet işliyor’türünden söylemleri inandırıcı olmuyor. Dünyanın her yerinde Türkiye’dekine benzer şartlar oluşursa erken seçim de kaçınılmaz hale gelir. Türkiye’de erken seçim şartlarının fazlası vardır. Ancak erken seçimin kördüğüm haline gelmiş olan devletteki tıkanıklığı aşabilmesi için her şeyden önce muhalefetin seçime hazır olması gerekir. Erken seçimi muhalefet istiyor ama erken seçime hazır tek parti AKP’dir. Bu nedenle muhalefet sonuç almak istiyorsa toplum nezdinde sinerji yaratacak yaratıcı hamlelere girişmesi gerekmektedir. Muhalefetin iki büyük partisi de klasik tavrını terk edip yeni heyecan, umut ve iddialar üretemezlerse umutlarını daha çok ertelemek zorunda kalabilirler.