Erdoğan’ın günah galerisi
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Yalancıdan Cumhurbaşkanı olmaz” diye ısrar ediyor. Örnek olarak da Erdoğan’ın son grup toplantısında “1980 öncesindeki mücadelemiz sırasında kızım Esra ‘babacığım bir geceni de bize ayır’ diye kapıya not yazdı” dedi. Malumunuz Esra 1983 doğumlu. 80 öncesinde babasına böylesine bir notu yazması hayatın olağan akışına aykırı. Ama bu yalan ne ilk ne de son. Kemal Bey bunca işin gücün arasında kitap okumayı aksatabilir. Fakat Soner Yalçın’ın “Kayıp Sicil” adlı eserini okumak için mutlaka bir zaman ayırmalı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Erdoğan’ın sicili üzerine biraz çalışma yapılıp da seçmen aydınlatılsa, değil Çankaya Köşkü’ne çıkmak, Subayevleri’nde bulunan konutta oturmak, Kısıklı’da oğlundan kiraladığı villada bile oturamaz. Ama anlaşılan, hem Kılıçdaroğlu’nun hem de Sayın Devlet Bahçeli’nin danışman mutfağı zayıf. Oysa CHP ve MHP’de çok sayıda maaşlı değil gönüllü uzman var. AKP ve Erdoğan’ın yalanlarından oluşan kısa videoları bir gecede hazırlayıp halkın hafızasını yerine getirebilecek yayınlar hazırlayabilirler. Bugünden tezi yok dün ne söylemiş, bugün ne diyor, neleri gerçekleştirmişleri çıkarıp sergilesinler. Şimdi birileri çıkıp “Vay efendim, bunları yayınlayacak televizyon var mı” bahanesinin arkasına sığınmaya çalışabilir. Unutulmasın ki ’Gezi Direnişi’esnasında Ulusal Kanal ve Halk TV dışındakilerin çoğu ‘Penguen Belgeseli’ yayınlıyordu. Bu memlekette “sosyal medya” diye bir gerçek var ve bu Erdoğan’ın korkulu rüyası.. Orantısız zekalarıyla müthiş espriler üreten pırıl pırıl gençlerimiz var. Bedava dağıtılan gazetelerden, vıcık vıcık yağ akan televizyon ekranlarından daha etkili olan sosyal medyayı hukuksuzca kapatma gayretleri nereden kaynaklanıyor sanıyorsunuz? Birkaç dakikalık sesli-görüntülü filmler bütün Türkiye’ye birkaç dakikada yayılabilir. Bizim kahvenin Rizeli garsonu Niyazi bile “Tayyip, Gazze’ye ne zaman gidiyor?” diye soruyor. “Haftaya Gazze’ye gidiyorum... Programın yoğunluğu üzerine Mayıs ayında orada olacağım... Gazze seyahatimizi Haziran’a erteledik...” mırıldanmalarından sonra ABD Büyükelçisinin “Gazze’ye gitmesi sakıncalıdır” sözlerinden sonra Gazze’yi gündeminden çıkaran Erdoğan’ın Şam’dan sonraki “Gazze seferü hümayunu” üzerine söylenecek çok şey var.
Sayın Kılıçdaroğlu, “tıpış tıpış sandığa gideceğiz” diyor ama çatı adayı İhsanoğlu için hazırlanan kampanya son derece zayıf olduğu gibi İhsanoğlu’nu tanıtma gayretleri de öyle... “Tıpış tıpışı mışıl mışılı” bir kenara bırakıp “gümbür gümbür” Erdoğan’ın yalanları ve günahları üzerine giden bir kampanya yürütülmelidir.
Bu arada adaylardan memnun olmayıp, boykot düşünenlere karşı derhal algı operasyonu başlatıldı. Boykot kültürü ne yazık ki ülkemizde gelişmiş değil. Yüzde 50 boykot edecek kitle henüz oluşmuş değil. Bu durumun farkında olan marjinal gruplar ile vatansız solcular, PKK’nın adayı Selahattin Demirtaş’ı cilalıyor. Algı operasyonu Demirtaş’ın yüzde 10 barajını aşıp ileride alternatif olabileceği yönünde. Hedefte elbette adaydan memnun olmayan CHP’liler var. Bir de Erdoğan’ın tek adamlığından endişe eden bir yüzde 5 ile 8 var. Maksat açılım hikayesiyle hükümete her dediğini kabul ettiren BDP’nin 2015 seçimlerinde baraj problemi olmadığı gibi batı illerinde etkin olacağı algısını oluşturmak. Ve tabii ki ikinci turda pazarlık için elin güçlendirilmesi.. Ne diyelim örümcek ağına ancak sinekler düşer.