Erdoğan’ın başkanlık planı...
Hedefe giden her yolun mubah sayan Erdoğan’ın hiç bir davranışına şaşırmam. İkinci “One minute Zaferi” için ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin “Gazze’ye gitme” sözlerinin de tıpkı birinci gibi danışıklı dövüş bir başka deyimle kurgu olduğuna inanıyorum. Erdoğan, “ABD kendi işine baksın Gazze’ye çıkarma yaptım” havası ile Türkiye ve Orta Doğu’da kaybettiği prestiji kurtarma yoluna girecektir. Akil mi, Aciz mi, olduklarına henüz karar veremediğim kişileri sahaya sürme politikası da Erdoğan’ın kamuoyu araştırmalarının bir parçasıdır. Söz konusu anketler aynı zamanda yaptıranın propaganda çalışmasından ibarettir. Bir taraftan Erdoğan’ın vaatlerini anlatırken diğer taraftan şikayetler belirlenip bir nevi gaz alma operasyonu gerçekleşmiş olur.
***
Defalarca süre verip ardından U dönüşü yaparak sürüncemede bıraktığı yeni anayasanın Erdoğan’ın bundan böyle umurunda olmadığını düşünüyorum. Çünkü anayasada kendi isteklerini yapabilecek değişiklikleri zaten 12 Eylül referandumunda katakulli ile geçirmiştir. Onun hedefinde “Başkanlık” bir diğer tanım ile “Tiranlık” vardır. Dolayısı ile sağ gösterip sol vuracak, tabiri caiz ise ters köşeye yatırmaya çalışacaktır. Zira zemin müsaittir. Medyanın yüzde 90’ı kontrolündedir. Hipnoz seansları aralıksız devam etmektedir. Türk Milletinin bam teline basarak yani anayasadan “Türk” ve “Türk Milleti” kavramlarının çıkarılmasını gündeme getirmiş, okyanus ötesinde hazırlanan planın tutmadığı gibi kendi sonunu getireceğini anlamıştır. Bir müddet sonra meydanlara ve ekranlara çıkıp “Bunlar ne diyor?.. Kim bu milletin adını değiştirebilir? Ay-yıldızlı bayrakla kimin meselesi olabilir? Bu Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu çaresizlikten bize iftira atıyor. Asla buna müsaade etmem. Siz bunlara inanmayın. Bakın analar artık ağlamıyor. Şehit cenazeleri gelmiyor. Biz barışı sağladık. Petrol anlaşmaları ile şu kadar da para kazanacağız. Türkiye’yi bölgenin en güçlü ülkesi yapıyoruz. Bunlar memleketin büyümesini, güçlenmesini istemiyor. Tek bayrak, tek devlet, tek dilden taviz vermiyoruz. PKK’ya da bir şey vermedik...” mealindeki süslü kelimelerle hipnoz seanslarını sürdürecektir. Ardından “Güçlenmemiz için ABD’de olduğu gibi başkanlık sistemine geçmemiz lazım. Bürokratik engelleri aşmamız şart. Bu memleketin çoğunluğu Müslüman Sünnidir” nutuklarıyla kimine hilafet, kimine misak-ı milli, kimine din kardeşliği mesajları ile Başkanlık rüyasını gerçekleştirebilmek için propagandaya yüklenecek. Lakin başkanlığı ona yedirmeyecekler. Çünkü Erdoğan, İngiliz ekolünden gelmiyor. Küresel çete dünyanın her yerinde işbirlikçi bulur ve onlara raf ömrü biçer. Son kullanma tarihi geldiğinde çeşitli yöntemlerle iktidardan indirir. Yerine çok önceden hazırladığı bir diğerini vitrine yerleştirir.
***
Peki Erdoğan bunun farkında mı? Dedik ya kulağı deliktir. Ama bir o kadar da hırslıdır. Gözünü hırs bürüdüğü için bunca hatayı yapan kişi diğer riskleri de göze alır. Terörist başına “Sayın” muamelesi yapıp, Türk ordusunu mağlup ilan edercesine PKK’ya yol veren Erdoğan’ın istikbali hiç de iç açıcı değil. Önümüzdeki günler başta MHP olmak üzere muhalif kurumlar ve kişilere yeni operasyonlar yapılırsa hiç şaşırmayın. Tabiî ki bütün bu operasyonlar ile demokrasi adına sahte digital belgelerden oluşacak. Ne de olsa cehenneme giden yol iyi niyet taşları ile döşenmiştir.
.............
Not: Demetevler İlkokulu, Kuleli Askeri Lisesi ve Kara Harp Okulundan sınıf arkadaşım, can yoldaşım Bülent Yerlikaya’yı kaybettik. 23 Nisan günü oğlu ile top oynarken kalp krizi geçirmiş namı diğer Dayı... Dünya başıma yıkıldı sandım. Ne de güzel anılarımız vardı. Türk ordusunun en iyi yetişmiş subaylarından biriydi. Digital teröre isyan edip emekli olmuş ama yine de ülkesine hizmet etmeye çalışıyordu. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Ailesine ve sınıf arkadaşlarımıza baş sağlığı diliyorum. Zafer Dinçer Adlı gibi Fenerbahçeliydi. Arkadaşlar birer birer eksiliyoruz. Kendinize iyi bakın...