Erdoğan Washington’a İran için çağrıldı
Adamcağızın sırtında yumurta küfesi yok, bir söylediğini üç hafta sonra değiştirme hakkı var. Bugün meydan okur, yarın çark eder tersini yapar. Gördüğünüz gibi Amerika’ya yönelik Ermeni soykırımı konusunda sarf ettiği sözleri yaladı yuttu gitti. Aynı memura, emekliye söz verdiği zamlar, dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda yaptığı teminatlar gibi. Ne gam ne kasavet. Nasıl olsa biz Türk milleti balık hafızalıyız.
Bu sefer, tükürdüğü tükürüğü Washington yalattı. Hani bundan birkaç hafta evvel ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton aradı da konuştuk sohbet ettik açıklaması vardı ya. O iş pek de bizim yandaş basının anlattığı gibi değil. Aslında Amerikalı yetkililer, bazı şeyleri hatırlatarak derhal Washington’da olmasını istediler.
Hatırlarsanız sevgili okurlarım biz, ABD Temsilciler Meclisi Komisyonunda soykırımı tasarısı onaylanınca Erdoğan’ın gösterdiği tepkinin ardından Erdoğan’ın Washington’a geleceğini duyurmuştuk. Tayyip Erdoğan her zaman yaptığı gibi tribünlere oynadı ama Amerikalılara, “baş üstüne” demek zorunda kaldı. Bunu Türk halkı dışında yedi düvel biliyor. Ayrıca, gelmek zorunda, “zira emir büyük yerden”. Amerikalıların vereceği bir görev var onu yapması için çağrıldı ABD başkentine.
İran ve yaptırımlar konusu.
Biliyorsunuz gelecek hafta 12 Nisan’da Nükleer zirve var burada Amerika’da. Bu zirvenin açıklanan resmi gündem dışında gerçek konusu, İran’ın nükleer silahlanması ve bu ülkeye karşı uygulanması düşünülen, daha doğrusu kararlaştırılan yaptırımlar. Göreceksiniz bu zirvede ABD daha önce 8 ülke ile birlikte Kanada’da aldığı İran’a yaptırım kararını genişletip, 20 kadar ülkenin de onaylamasını sağlamaya çalışacak. Zira, İran nükleer programından sorumlu genç bir İranlı mühendis, CIA tarafından Amerika’ya getirildi ve Amerikalı yetkililere tesisler konusunda ayrıntılı bilgi verdi.
İran’a komşu ve NATO müttefiki ABD’nin “stratejik ortağı” Türkiye olmadan alınacak bir yaptırım kararı etki yapamayacağı için, şimdi bu zirvede yükün büyük bölümü Türkiye’nin sırtına yıkılacak. İşin ilginç yanı, bu ambargo kararını alan ülkelerin birçok şirketi el altından İran ile iş yapıyor zaten. Ama yedi düvelin enayisi biziz ya, nasıl olsa her şeyimizi aldılar bunu da yaptıracaklar zaten.
Türkiye İran’a karşı sınırını kapatması durumunda bu yaptırımlar İran’ı etkileyecek. Bizim ampulcülerin bu önerilere hayır diyemeyeceğini biliyoruz. İranlı yetkililere verdikleri güvencelerin de ne kadar palavra olduğu bir kez daha ortaya çıkacak. Ya yaptırımları uygulayacaklar ya da bu seçimlerde “Abbas yolcu”. Artık erken seçim kesinleştiğine göre varın siz anlayın başımıza gelecekleri.
Amerika, Erdoğan ABD’ye gelince bir taşla iki kuş vurmaya da hazırlanıyor. Hazır Washington’a gelmişken Hillary Clinton, Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan ile Erdoğan’ı masaya oturtup şu protokol işini de bağlayacak. Ve tabii biz doğal olarak bu kez Azerbaycan’ı da kaybedeceğiz. Komşularımızdan Suriye ne kadar sözümüzün etki etmediğini anladı. Hatırlarsanız Suriye lideri Esat bile Ermeni konusunda bize arabuluculuk önerdi.
Komşularla sıfır sorun politikası da sıfır netice vermeye başladı. Suriye gitti, Azerbaycan gidiyor, şimdi sıra İran’da. Irak’ta ise maşallah taptaze bir Kürt devleti var Amerikalıların. E, Doğu cephesini hallettiler. Şimdi sıra Batı cephesinde. Avrupa Birliği de Türkiye’ye tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık vermek için resmi karar almaya hazırlanıyor. Artık bunların tadından doyum olmaz. Atatürk’ün kurduğu ve 80 yılda kat ettiği tüm yolları gerisin geriye götürmeyi başardılar.