Erdoğan 'oyun dışı'
J ack Straw’a “Cumhuriyet Nişanı” takılması üzerine yapılan yorumlar, Abdullah Gül’ün konuşmasındaki “500 yıllık Türk-İngiliz dostluğu” na atıfla İngilizlerin Türk topraklarına dönük saldırı, işgal, sömürgeleştirme faaliyetlerini hatırlatmak ve “Straw” adının aslında neyi temsil ettiğine dikkat çekmekle sınırlıydı. Oysa Yeniçağ’ın 13 Ekim 2012 tarihli haberinde bambaşka bir “ayrıntı” vardı. İngiltere’nin yaptığı “derin servislerle” Erdoğan’ın altını oyduğunu ortaya koyan o “ayrıntı”, TBMM’ye “referandum bombası” düşünce geri planda kaldı.
Madem konu hâlâ tartışılıyor haberin kaynağı olan İngiliz gazetelerinde son dönemde çıkan “Erdoğan yorumlarını” bir kere daha çok kısaca hatırlayalım mı:
Daily Telegraph “Mesele bölgedeki çatışmaların ateşine körükle gitmek olunca Tayyip Erdoğan da tam anlamıyla suçsuz olduğunu iddia edemez” yazıyor;
The Guardian, “Suriye krizi, Ankara’nın bölgesel süper bir güç olmak için girişimlerinin akılsızlığını ve zayıflığını ortaya çıkardı...”
Financial Times, “AKP’de çatlak sesler var Erdoğan başkanlık yarışında kasise çarptı...”
Times, “Amerikan yönetimi Türkiye’nin Suriye sınırına da özel birlikler konuşlandırdı...”
Independent, “AKP, ABD’nin Suriye politikasının” başlıca aracı “haline geldi...” yazıyor.
Ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı (“Başkanlık” yarışının da, AKP Genel Başkanlığı yarışının da dışına itilmek istenen Abdullah Gül) tam da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı (AKP’yi “kardeşi Gül”e emanet etmemekte kararlı gözüken “The Başkan” adayı) linç ettikleri günlerde İngilizlerle nişan töreni yapıyor!
Tesadüf mü?
2. Elizabeth’in de Gül’e önce “İngiltere’ye adanmış kişilere” takılan “Knight Grand Cross of the Order of the Bath” nişanı, arkasından da CFR’nin “kardeş” kuruluşu “Chatham House” ’un Kraliyet Uluslararası İlişkiler ödülünü verdiğini hatırlayınca, Türkiye-İngiltere ilişkileri perspektifini biraz daraltıp Gül-İngiltere ilişkisine bakmak gerekmez mi?
***
Gül, İngiltere’nin yetiştirdiği liderlerden biri. Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş ve Prof. Sebahattin Zaim’in desteği ile aldığı burs sayesinde yüksek lisansını, İngiliz istihbaratı için çok sayıda Arap, İslam ve Kürt uzmanı yetiştiren Exeter Üniversitesi’nde yaptı. AKP’nin kuruluş sürecinde Gül’ün yolu bir kere daha İngilizlerle çakıştı; bu kez “parti çalışmaları” hakkında bilgi vermek üzere İngiltere Büyükelçisi Sir David Logan’ın makamındaydı.
“Erdoğan da aynı günlerde ABD’deydi; Washington da Erdoğan’ı mı destekliyor” çıkarımında bulunacaklar için küçük bir hatırlatma:
Bugün ABD tarafından yürütülüyor görünen BOP’un özgeçmişine bakarsanız, 1. Dünya Savaşı öncesinde kurgulanmış “Ilımlı bir halifeye bağlı 4’lü konfederasyon (Balkanlar, Kafkasya, Önasya ve Orta Doğu federasyonları)” oyunuyla karşılaşırsınız.
Bu durumda İngiliz gazetelerinin manşetleri, “oyun kurucu” nun “sayı pası” nı vereceği oyuncuyu bulduğu biçiminde okunamaz mı?
Ve asıl soru; Erdoğan “beyzbol sopası” yla “oyun dışı” bırakıldığının farkında mı?
Hilmioğlu’na
en acı haber
Silivri’ye bir evlat acısı daha düştü. Yarbay Mustafa Dönmez’den sonra onun gibi Ümraniye tutuklusu İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun oğlu da trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Karaciğer kanseri olan ve dört yıldır tutuklu bulunan Hilmioğlu’na, oğlu Emir’in ölüm haberi dün sakinleştirici ilaçlar eşliğinde bildirildi... Hilmioğlu’na başsağlığının yanısıra, Yarbay Dönmez’e reva görülen muameleye uğramamasını da diliyorum.