Erdoğan Menderes'e ne kadar benziyor?

Biliyorsunuz Mayıs ayında Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türk siyasi tarihinde bir çok önemli olay yaşandı. Atatürk’ün 19 Mayıs’ta Samsun’a ayak basışından tutun da 27 Mayıs darbesine kadar. Ancak Türk televizyonlarının, 1960 öncesi değerlendirmelerini seyrederken içimden de “bu millet askerine ne kadar da düşmanmış, yalnız AKP’liler değil Türk halkı da mı takiye yapıyor” sorusu geçiyor.
Türkiye’de askere karşı elini kuvvetlendiren aşırı dinci ve bağnaz takım,
her zaman olduğu gibi 27 Mayıs konusunda da bir çok gerçeği değiştiriyor. Ben 1960 öncesini bir genç olarak yaşadım. İşte o takım, Demokrat Parti’nin demokratik seçimle iktidardan gideceğini savunuyor. Benim o yıllardan hatırladığımsa, bugün olduğu gibi Demokrat Parti’nin iktidardan gitmemek için her türlü cambazlığı yaptığı. En basit örnek, 1952 yılında ölen rahmetli annemin adının 1958 senesinde İstanbul radyosundan Vatan Cephesine katılanlar listesinde okunması.
Televizyonda bir gazeteci ağabeyimiz, Menderes’in ABD ziyaretini fotoğraflarla anlattı. İbretle dinledim. Zira 50 yıldır Türk politikacılar ve bürokratlarda bir santim ilerleme olmamış. Mesela o günlerde Menderes, ABD Başkanı Eisenhower tarafından neden Beyaz Saray kapısında karşılanmamış. Yani ABD başkanlarının böyle bir uygulaması olmadığını 50 yıldır Türk yetkililer öğrenememiş.
Menderes o yıllarda ABD’de dış politika konusunda bir düşünce üreten kurumda sayfalar dolusu bir konuşma yapmış. Türk siyasetçiler yıllardır uzun yapılan konuşmaların ABD’de dinlenmediğini öğrenemedi. Ben 15-16 sayfalık konuşma yapan Başbakanlar hatırlıyorum. Oysa Amerikalılar uzun konuşmalardan sıkılır ve dinlemez.
Menderes’in o yıllardaki Washington ziyaretinin ana nedeni ABD’den para istemek. Yani Demokrat Parti’nin ülkeye tek partili CHP yönetiminin milleti ve devleti sıkarak biriktirdiği borçsuz bütçeyi dibine indirerek yarattığı refahı devam ettirmekti Menderes’in amacı.
Son günlerde dinlediğim karşıt ve yandaş tüm konuşmalar Erdoğan hükümetinin ne denli Menderes hükümetine benzediği izlenimini yarattı bende. Menderes, ABD’den yüz bulamadığı için Rusya’ya dönmüştü. Aynı şeyler Tayyip Erdoğan hükümeti için de olmadı mı? Washington, Tayyip Beyi lafla destekleyip, fiilen desteğini kestiği zaman, bizimkiler gerçek yüzlerini ortaya koydu.
1960 ihtilali sonrası asker ailelerinin ve vatandaşın Menderes hükümeti tarafından boşaltılan devlet kasaları için altın bilezik ve alyanslarını devlete verdiklerini çok çabuk unuttu herkes. Menderes dönemi genelkurmay başkanının boynunda fotoğraf makinesiyle Başbakanın resimlerini çektiğini biliyor muydunuz? Erdoğan hükümeti döneminde üç genelkurmay başkanının, askeri getirdiği durumun bir başka şekli. Yani hep asker suçlu. Hiç siyasetçiler, şakşakçılık yapan halk suçlu değil.
Washington’da yıllardır Ermeni soykırımı ve yardım konularında destek istediğimiz Yahudi lobisini neden kaybettik? Ben Musevilerin doğru hareket ettiğini savunmadım, aksine İsrail’in kuzey Irak’ta Kürtlerle oynadığı kirli oyunları biliyorum. Ama akılcı bir dış politika yerine Arapların sözcüsü durumuna gelmek daha mı tutarlı? Türk halkının haklarını bile onları savunduğu kadar savunmuyor.
ABD’yi sevin veya sevmeyin, şu anda dünyada tek süper güç. Obama yönetiminde kaç tane Musevi asıllı yüksek düzey bürokrat ve yetkili olduğunu biliyor musunuz? ABD’ye kafa tutmak için yolsuzluk yapmayacaksınız, halkın parasını yandaşlarınıza değil halka ve ülkenize harcayarak ekonomik olarak güçlü olacaksınız. Hem adamlara el açacak hem de kafa tutacaksınız. Aklınız alıyor mu böyle bir mantığı?
Sevgili okurum, aylardır yıllardır yazıyorum, ABD Erdoğan hükümetini anlamış bulunuyor. Belki anlamaktan öte artık işlerine yaramayacağının farkına vardı. Washington uzun süredir lafla gösterdiği desteği, artık AKP’ye vermiyor. Daha doğrusu ABD kendi yarattığı canavarla her zaman olduğu gibi boğuşmaya başladı. Evet onlar anladı anlamasına da bir de bizim her politikacıdan kazı yiyen halkımız anlasa ya...

Yazarın Diğer Yazıları