Erdoğan, Bahçeli, Erbakan, Obama ve Avşar’ın Kökleri
İhtiyar amcanı dinler misin, oğlum, Nevruz?/Ne büyük söyle, ne çok söyle; yiğit işte gerek./Lafı bol, karnı geniş soyları taklid etme/Sözü sağlam, özü sağlam adam ol, ırkına çek.”
Ümmetçi gelenekten geldiği için soydan soptan söz etmeyi ırkçılık sayan Tayyip Erdoğan, her nedense pek sık okur Mehmet Akif’in bu dizelerini.
Hep düşünmüşümdür, Başbakanımız, bu dizeleri okurken aklına hangi “ırk” gelmektedir, kendisini hangi ırktan saymaktadır?
Tarih araştırmacısı-yazar Cezmi Yurtsever, “Kökler” adlı kitabında (isteme adresi 0322 453 30 15) Erbakan, Bahçeli, Obama, Hülya Avşar’la birlikte, Başbakanımızın da ırkını araştırıyor. İşler karışık biraz, bu yörede “Veledi Abdullahlar” ya da “Nev Müslim” denilen sonradan İslam’a dönen “Gayri Türk” unsurlar da var, Çukurova’dan gelip yerleşen Türkmenler de. Yurtsever, Tayyip Bey’in dedelerinin Türk ve Müslüman olduğunu savlayarak, Erdoğan’dan kendisini Gürcü kökenli olarak ilan eden yerli ve yabancı yazarları yalanlamasını talep ediyor. Bu kitapta Devlet Bahçeli’nin soyu sopu da uzun uzadıya araştırılıp karıştırılıyor. Yurtsever’e göre, Fettahoğullarından Bahçeli’nin dedesi, Milli Mücadeleye katılıp İstiklal Madalyası almış bir Türkmen çocuğu.
Ve Erbakan, Sinoplu mu, Konyalı mı derken, meğer Adanalı Kozanoğullarındanmış Hazret.
1988 yılında Hülya Avşar’ın köyüne (Ardahan-Hasköy) gidip orada akrabalarıyla röportaj yapan ilk gazeteci benim kardeşim Macit Gürbüz’dür. “Kürtleşen Türkler” ve “Kaç Pe Ke Ke’li Ölmüş Abe” adlı kitaplarında Avşar’ın soyu ile ilgili özel bilgiler vardır. Cezmi Yurtsever’in yazdıkları bunlarla örtüşüyor.. Yurtsever’in Obama hakkında yazdıklarını ise -kusura kalmasın ama- yakıştırma, zorlama olarak görüyorum.
Anadolu’da Kızılca Halvet
Caferilik, İsmaililik, Kelenderilik ve Haydarilik ve Horasan Erenlerinin tarihsel ve fikirsel kaynakları, bıraktıkları manevi kalıt ve kurumlar, esaslıca anlatılıyor. Hacı Bektaş’ın çileye girmesi, o çile an ben an yaşanmış gibi yazılmış.
“Ekmek dört kitap’tan üstündür”, “Şeriat da donup kalmamalı, değişmelidir” diyor Bektaşi öğretisi. “Dirlik, Birlik, Düzen” düzen üzre kurulmuş Hacı Bektaş denklemi.
İmam Zeynelabidin “Bize altı şey verildi: İlim, sabır, cömertlik, zihin açıklığı, yiğitlik, sevgi” diyor.
Moğol’u da en iyi anlatan kitap... İşte bu anlatımdan en ilginç örnek: Türkmen kadınlar Moğollara karşı kitapları savunmuş, kitaplar uğrunda can vermişler.
Baba İlyas Örgütünü okuyunca, Anadolu’da hâlâ bu mücadelenin sürdüğü kanısına kapılıyor insan.
Askeri Öner’in “Anadolu’da Kızılca Halvet” adlı romanından söz ediyorum (Berfin Yayınları). Yazar, akıcı bir dil ve usta bir kurgulama ile kaleme aldığı romanında, vak’aların arasına bilgiler, bilgelikler, mesajlar yerleştirmiş. 540 sayfalık kitaptan seçim yapmak zor. Şunları kabul edip, azımı çoğa tutunuz ve bu kitabı mutlaka okuyunuz: “Orhun Yazıtları, Türk’ün alnına yazılı yurtsuz kalma yazgısına karşı bir meydan okuma, bir nârâ, acılı bir isyan çığlığıdır. ’Bağımsızlık benim karakterimdir’diyen Atatürk’ün kurmaca olmayan bu sözü, hem tarihe bir göndermedir, hem de söz, tarihini ve halkını hor gören aydınlardır.”