Engin Alan gerisi yalan...
Bazı insanlar gerçekten “özel”dir. İle de adlarında soyadlarında özel takısı bulunması onları “özel”yapmaz. Duruşları, tutumları, fikirleri, gelişmekte olan olaylara karşı tavırları, kararları ile “özel”dirler. Bu özellikleriyle bulundukları toplumun ezici çoğunluğu tarafından benimsenir, baş tacı edilirler. Ne yıllar ne de yılların getirdiği her tür değişim o “özel insan”ların özelliklerinden hiç bir şey alıp götüremediği gibi yeni meziyetler katar. Bütün bu özelliklerin ortaya çıkması elbette olağanüstü hallerde oluşur. İnsanlığın en zor kararı ve icraatı olan savaş durumu özeldir. Ölmek ve öldürmeye karar verip tetiğe basmak ya da emir vermek özelin de özelidir. Haneler arasında en özeli şüphesiz hapishanelerdir.. Mahpusta yatmak her babayiğidin harcı değildir. Bir dönem acemi askerlerin eğitiminde de söylenirdi “aslanı kediye boğdurma” deyimi. Öyle aslanlar vardır ki mahpusta kedileşir, evcilleşir ve hatta tilkileşir.. Hapishane hayatında “aslanlar gibi yattı” özdeyişinin gerisinde söz konusu kişinin özellikleri saklıdır. İdam sehpasının özelliği üzerine ahkam kesmeye niyetim yok. O sehpayı ve sahneyi yaşamadım. Okuduklarım, dinlediklerimin arasında darağacında “özel duruşlu” adamlara hep gıpta ettim. Sebebi, yeri ne olursa olsun ölümle burun buruna gelme anı da özeldir... Bir kaç saniye sonrasını düşünmeden, son nefeste, son anda metaneti elden bırakmamak, tevekkül ile Azrail’e “ve aleyküm selam” diyebilmek özel olduğu kadar güzeldir de.. Bütün bu güzellikleri yaşamak ne yazık ki çok özel insanlara nasip olur. Nadir rastlanır ama asla unutulmaz..
Bu gün(çarşamba) Ankara adliyesinde devam edecek olan duruşma esnasında “çok özel ve güzel adam”ı görmeyi planlıyordum. Geceden internet haberlerinde, sabah ise gazetelerde “çok özel” sözlerini okuyunca dayanamadım. CHP’nin cezaevleri inceleme komisyonu üyelerine Sincan hapishanesinden konuşan Engin Alan’ın (MHP İstanbul milletvekili, emekli korgeneral gibi unvanlarını özellikle yazmayacağım) sözleri muhataplarınca yenilir yutulur cinsten değil. Kendi adıma boğazıma neler düğümlendi neler.. Muhataplarının hallerini düşünmek bile istemiyorum.
“Balyoz’un bir kelimesi doğruysa 100 yıl yatmaya razıyım, dinimden, milletimden vazgeçmeye hazırım. 237 tane Türk subayını koyun gibi boğazladılar. Türk ordusuna, düşman ordusu gibi davranıyorlar. Böyle bir ülke olabilir mi?”
Bir insanı dininden ve milliyetinden vazgeçirmeye nazır hale getirmek ne kadar acı..
“O dönem Harp Akademilerinde görev yapan herkes tutuklandı. Deniz ve Hava Harp Akademileri komutanları,yardımcıları, kurmay başkanları hepsi tutuklandı bir tek Kara Harp Akademisi Komutanı hariç. O da Necdet Özel’dir” diye haklı olarak soruyor Engin Alan.. Bu durumda o Necdet Özel’in çıkıp açık açık tutuklanmayışının sebebini “özel”liğini açıklaması gerekmiyor mu? Ya da diğer mesai arkadaşlarının ceza alarak tasfiye edilmesinin sebeplerini ilan etmesi gerekmiyor mu?
Alan devam ediyor: “Sokrates’ten, Galileo’dan, Mithat Paşa’dan bu yana, Nazi mahkemelerinden bu yana siyasi davalardan hukuk beklenmez. Bu yüzden Balyoz kararını siyasi karar diye okumak gerekir. Balyoz’da hukuk kararı arayanları anlamıyorum. Balyoz, Hitler in Nazi mahkemelerinden farksızdır.”
Diyelim ki Genelkurmay Başkanı Özel “devlet memuru” olduğu için bu konuda konuşamıyor. Buna cevap vermesi gereken hükümet erki değil miydi? Kaldı ki bu durumu yaşayan ve halen yasalara göre milletvekili unvanını taşıyan Alan’ın soru önergesine benzeyen sözlerine Meclis iç tüzüğü ve yasalar çerçevesinde cevap verme zorunluluğu vardır.
“Anamdan milletvekili doğmadım, alın sizin olsun. Öbür tarafta sorguda milletvekili misin diye sormazlar, Paşa mısın diye sormazlar. Genelkurmay Başkanı mısın diye sormazlar. Adam mısın diye sorarlar. Öbür tarafta benim hesabım kolay olacak. Ancak dini kullanıp, iftira edenler, hile yapanlar hesabını kolay verebilir mi onlar düşünsün. Ben bu dünyada hesap veriyorum onlar öbür dünyadaki hesabı düşünsünler.. Orgeneral Necdet Özel yazılı açıklama yapacağına “kandırılıp kandırılmadığını” açıklasın. “Ben bu görevi kabul ettim, sizin için iyi olacak” diye Balyoz tutuklularını oyaladığı anlaşılıyor. Eğer bu komutanları kandırmadıysa, kendi kandırıldıysa, anahtarları teslim eder, “beni kandırdınız” der. Donanma Komutanı Nusret Güner’in istifası onurlu bir davranıştır. Ama Necdet Özel’in açıklamaları doğru olmamıştır” diyen Engin Alan’a ancak şapka çıkarılır..
Donanmaya İDO’dan kaptan bulunmasını tavsiye eden Alan’a gerçek anlamda cevap verebilecek bir babayiğit göremiyorum. Anahtarları teslim edeceklerine de inancım yok. Türk askerine fuhuşçu, casus ithamında bulunanlara o askerin başkomutanından bile cevabın gelmediği yerden daha başka ne beklenir ki.. Engin Alan, gerisi yalan...