Enerji stratejisi ve ulusal çıkar
Uzun zamandır iktidar yetkilileri ulusal çıkarlar ile küresel güçlerin çıkarları arasında tereddüt geçiriyordu. Ulusal çıkarları izlemenin “Türkiye’yi içe kapatacağı” ve uluslararası sistemle karşı karşıya getireceğini savunuyordu. Enerji konusunda son yaşananlar iktidarın en azından bu alanda ulusal çıkar ekseninde bir stratejiyi benimsediğini göstermektedir. Son zamanlarda enerji konusunda imzalanan anlaşmalar ve atılan adımlar buna işaret etmektedir.
Bilindiği gibi temmuz ayı içinde Türkiye ve Avrupa’nın Enerji Güvenliği Açısından Büyük Önemi Bulunan Nabucco Doğal Gaz Boru Hattı Projesi Hükümetler Arası Anlaşması altı ülke ve AB Komisyon Başkanının katılmasıyla Ankara’da imzalanmıştı.
Çatışan çıkarların
dengelenmesi!
Geçtiğimiz hafta içinde ise bu kez Ankara’ya önce Putin ardından da İtalyan Başbakanı Belusconi geldi. Rusya ile Türkiye arasında, gaz, petrol ve nükleer enerji olmak üzere 3 başlık altında 20 işbirliği protokolü Ankara’da imzalandı. Türkiye ile Rusya arasında süresi 2011 yılında bitecek doğal gaz alım sözleşmesinin uzatılması kararlaştırıldığı açıklandı. Türkiye, Rusya’nın Güney Akım Projesinin Türkiye topraklarından geçmesi için gerekli olan araştırma iznini verdi. (Hemen hatırlatalım Türkiye, Güney Akım Projesine ortak değildir). Rusya da buna karşın “Samsun-Ceyhan Petrol Boru Hattının” ekonomik yönden fizibıl bulunması halinde petrol vermeye razı oldu. Nükleer Enerji konusunda da iki ülke arasında ilerleme kaydedildiği açıklandı. Bu bağlamda Rusya, birim fiyat ve yatırım maliyetleri konusunda teklifini revize etmeyi düşünürken, iki ülke arsında “nükleer çalışma grubu” kurulması kararlaştırıldı.
Türkiye Rusya ile mutabakatı kapsamında Ceyhan’a bir rafineri inşa edecek. Ceyhan enerji merkezi haline gelecek. Üç petrol boru hattı 1. Bakü-Tiflis-Ceyhan, 2. Samsun-Ceyhan, 3. Kerkük-Yumurtalık, Ceyhan’da birleşecek. Türkiye, Kuzey-Güney, Doğu-Batı ekseninde transit ülke konumuna yükselecektir.
Yunanistan şaşırdı!
Türkiye ile Rusya arasında yapılan son anlaşmalar bütün Dünya’da büyük yankı buldu. Yunanistan’ın öncelikli ortağı olduğunu düşündüğü Rusya’nın, Türkiye ile Güney Akım anlaşmasına imza atmasını ve bölgedeki enerji haritasının yeni boyutlar kazanmasını “şaşkınlık ve huzursuzlukla” karşıladığı açıklandı. Alman Basını ise Ukrayna’yı baypas ederek Karadeniz’in altından Avrupa’ya doğal gaz iletecek olan Güney Akım Projesi, Rusya’yı devreden çıkartacak Gürcü ve Azeri gazını Avrupa’ya taşıyan Nabucco Projesini arka plana ittiğini iddia etti. İngiliz Basını ise, “Ankara-Moskova mutabakatını,” “Avrupa’nın Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltma çabalarına meydana okuma” diye değerlendirdi. Görüldüğü gibi her iki proje özellikle AB’de endişe yarattı.
Bu sonuç Türkiye’nin, kendi jeopolitiğini kendi çıkarları doğrultusunda kullanmasıyla alınmıştır. Her alanda AB ne der? ABD nasıl karşılar, kaygısıyla hareket eden Türkiye, enerji alanında belki de ilk kez kendi iradesiyle birbirine karşıt iki projeyi aynı konseptte birleştirdi. Nitekim Financial Times “Geçen ay Türkiye Nabucco’ya imza attığında AB’de sevinç vardı. Putin ile Erdoğan arasındaki anlaşma, hayati çıkarlar söz konusu olduğunda dostların olmadığını teyit etti” diye yazdı. Türkiye, ulusal çıkarlarını izlediği sürece yalnız kazancı değil saygınlığı da artacaktır.