En karmaşık TV dizisi AKP açılımı
Türkiye’de gündem, anlamsız ve her türlü entrikanın yer aldığı bizim TV dizilerinin aynısı. Siyasetçilerimiz ise kendilerini seyrettirmek için dizi senaryolarında akla hayale gelmeyen her türlü konuya giren senaristler gibi. Ama bu konuda Erdoğan ve Ampul iktidarının başarısını görmemezlikten gelmek insafsızlık olur. Öylesine ustalaştılar ki, halkı gerçek sorun ve konulardan uzak tutmak için, akla hayale gelmeyecek senaryo düzenlemeleri yapıyorlar.
Aslında Türkiye, uçurum kenarında düşmekle düşmemek arasında dengesi bozulmuş sallanıp duruyor. Düşebileceği her iki taraf da felaket. Bir tarafta ekonomik çöküş, öte yanda ülkenin parçalanması var. Bence bu anayasa değişikliği de, Mavi Marmara ve Gazze olayı da gerçek tehlikelerden halkın dikkatini uzaklaştırmak amacıyla yapılmış veya bulunmuş konular. Bu konularda iktidar, muhalefeti kedinin fareyle oynaması gibi istediği her konuya çekebiliyor.
Maalesef CHP de bu tezgâhın sanki bir ucundan tutmuş gibi görünüyor. Hani ünlü bir senaryo vardır ya, iyi polis kötü polis diye. İşte öyle bir şey. Nedenini bilmediğim, içimde bir şeyler var. Deniz Baykal’ı destekler durumda değilim onu da bu sayfada çok eleştirmiştim ancak bu son skandal ve ardından kendi partisi içinde bir tezgâhla kapının gösterilmesi beni rahatsız ediyor. Bu parti bir şekilde AKP’yle gelecek seçim sonrası sanki dışarıdan koalisyon ortaklığına hazırlanıyor gibi. Anayasa referandumu konusunda ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yerden göğe kadar haklı. İnşallah o da geçmişte yaptığı hataları tekrarlamaz.
Bence bu referanduma neden hayır deneceği konusunda tek açıklama var. O da bu konudaki her toplantıda halka, bu anayasa içinde onlar için ne olduğunun sorulması gerek. Bu herkesin yazıp çizip anlatmaya çalıştığı gibi ampul iktidarının kendisini Yüce Divan’dan kurtarma çabası.
Aslında birçok konuda ilginç gelişmeler var. Örneğin geçenlerde New York Times gazetesinde yer alan bir yazıda çok ilgi çekici değerlendirmeler vardı. Bu yazıda Mavi Marmara gemisi ile Gazze’ye yardım taşıyan IHH derneğinin içindeki yaklaşık 15 kişinin El Kaide tarafından eğitildiği ileri sürülüyor. Hadi bu olabilir diyelim. Gazete yaklaşık bu dernek içindeki 15 kişinin Başbakan Tayyip Erdoğan’a yakın kişiler olduğunu ve bu nedenle bu seferi Erdoğan’ın düzenlediğini ileri sürdü. Meraklısı gazetenin arşivine girip okusun.
Hatırlarsanız ben geçenlerde bir yazımda bu olayın Başbakan ve kurmaylarının kendi tabanını yeniden kazanmak ve yükselen CHP çıkışını kesmek için hazırlandığını öne sürmüştüm. Yani bu proje “one minutes” skandalının işe yaradığını gördükten sonra elde tutulan ikinci bir senaryoydu. Bu öylesine bir tezgâh ki bürokratlarını bile hazırlamış adamlar. Ne denir helal olsun, zokayı yuttuk aynı sazan gibi.
Bu arada dünyada suçluların bu kadar sık affedildiği bir başka ülke adı bulamadım. Askere kurşun sıkanları affetmeye açılım diyebilen bir ülkenin başbakanı! Ardından da bölgede sınırları korumak için bir sivil oluşum zemini hazırlanıyor. Tüm bunlar Türk Silahlı Kuvvetlerini yok etmek belki de dağıtmak için ilk adımlar. Asıl adı lejyoner olan bu tür kuruluşlar yakın tarihte her türlü vahşetin ve başarısızlığın sembolü. Bakın Fransız Cezayir savaşına. Bakın, Irak’taki özel Amerikan koruma birliklerine, ne türlü vahşetin ve adaletsizliğin altında imzaları var. Bizim Avrupalı akıl hocalarımız yaklaşık 50 yıldır ensemizde boza pişirdikleri her konuda bizim gibi davranmak için yasalarını değiştirirken, biz onların verdiği talimatla hâlâ mehter yürüyüşü geri geri gitmeye devam ediyoruz.
Bazen düşünüyorum da sanki biz ülke olarak Mustafa Kemal ve arkadaşlarının ülkeye çağ atlatan uygarlaşma kurallarını ve devrimlerini hazmedemedik ve tam tersine Osmanlının son kalıntılarının ülkeyi satan düşmanla işbirliği yapan politikalarına dönüyoruz. Aslında geçenlerde bir Osmanlının cenazesindeki AKP varlığı da bunu en güzel kanıtlamıyor mu? Atatürk devrimlerine karşılığın da bence en güzel şekilde kanıtı bu.
Evet, sevgili halkım biz tevekkülle başımıza getirilen her türlü belayı sabırla sinemize çektikçe onlar, daha kötüsünü sabırla bize kabul ettiriyor.