Emperyalizm uşağı BM yeni müzakere süreci dayatıyor
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Kıbrıs’ta bir anlaşmanın mümkün olabilmesi için elinden geleni yapmaktadır. Cumhurbaşkanı Eroğlu, bir anlaşmanın olabilmesinin sadece Türk tarafına bağlı olmadığını defalarca vurgulamış ve “Biz anlaşma niyetimizi ortaya koyduk, şimdi gerçek niyetini saklayan Rum tarafının anlaşma isteyip istemediğini çok açık ve net bir şekilde ortaya koyma zamanı gelmiştir” diye çağrıda bulunmuştur.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rumların müzakere masasında anlaşma istermiş gibi oturup, hiçbir anlaşmayı kabul etmedikleri için sonradan övündüklerini, dünyanın da bu gerçeği görmesi gerektiğine vurgu yaparak, özellikle BM ve AB’de vetosu olan devletlerin Rumların bu anlaşmama arzusunu görerek değerlendirmesi ve Güvenlik Konseyi’nde buna göre karar üretilmesi gerektiğini de birçok kez vurgulamıştır.
Cumhurbaşkanı Eroğlu, BM 67. Dönem Genel Kurul toplantıları çerçevesinde şu anda New York’ta temaslarda bulunmaktadır. Eroğlu’nun BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ile de görüşmesi beklenmektedir. Bu görüşmede, müzakerelerin geleceği ile ilgili konuların ele alınması beklenmektedir.
Bu arada BM Genel Sekreteri Moon’un Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’in şu anda durmuş olan, bana göre tamamen sonlandırılması gereken müzakereleri, canlandırma gayretleri ilginçtir.
Reuters’a konuşan Downer, Rum tarafında Şubat ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından Kıbrıs müzakerelerinde önemli konuların görüşülmeye başlamasını beklediklerini açıklamıştır. Downer, Kıbrıs’ta hem Rum tarafının, hem de Türk tarafının ekonomik sıkıntılarla mücadele ettiğine dikkat çekerek adada birleşmenin sağlanmasının iki tarafın da çıkarına olacağını belirterek “Bu, Kıbrıs sorununun çözümünün ekonomi açısından faydalı olacağını ve uluslararası kamuoyunda memnuniyetle karşılanacağını hatırlatmak için iyi bir fırsat” dedi.
Birleşmenin adada yatırım yapmayı daha az riskli kılacağını da belirten BM temsilcisi, bu sayede emlak yatırımlarındaki sorunların ortadan kalkacağını, GSYİH’nın ve borçları ödeyebilme kapasitesinin artacağını dile getirdi.
Downer, Rum tarafının itirazı üzerine çözüm için uluslararası konferans çağrısında bulunmaktan vazgeçmelerine dair ise ‘Başarısızlık ve her şeyin çökmesi ihtimali çok yüksekti. Uluslararası konferans çağrısında bulunmak sorumsuzca olurdu. Genel Sekreter’e bu tavsiyede bulundum’ değerlendirmesinde bulundu.
BM temsilcisi, Rum tarafında Şubat ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından Kıbrıs müzakerelerinin tekrar rayına girmesini beklediklerini söyledi.
Avustralya Dışişleri Bakanlığı yapmış ve deneyimli bir diplomat olarak kabul gören Downer’in hala daha Rum’u ve malum niyetlerini öğrenmemiş olması mümkün müdür? Müzakere süreci çöker korkusuyla Rum tarafının her dediğine olur diyen ve bu doğrultuda kararlar alan BM’nin bu tavrını kabullenmek mümkün müdür? Yeni bir müzakere sürecinin mantığı nedir? Rum tarafı mevcut tutumundan vazgeçmiş midir? Yeni seçilecek Rum Başkan, Enosis’ten vazgeçecek, Kıbrıs Türkünün gasp edilmiş haklarını iade mi edecektir? Masada görüşülmesi gereken yeni konular mı vardır? 50 yıla yakın süren müzakerelere niye ve niçin devam edilecektir?
Türk tarafı olarak masaya yeniden oturmamız sakıncalıdır. Emperyalizmin her istediğinde masaya otur, kalk dediğinde kalk! Buna onurlu dış siyaset demek mümkün müdür? Kıbrıs Milli Davamıza daha da zarar vermemek adına artık bu müzakere maskaralığından kurtulmalıyız. Anavatan Türkiye’nin çıkarları masaya oturmamızı gerektiriyorsa bunu onurlu bir şekilde yapmanın yolunu seçelim. Masaya oturulacaksa KKTC olarak oturmalıdır. Yok bu olmadı mı? O zaman önceden belirlenecek bir sürede müzakerelerden sonuç alınamazsa, bu kez masadan KKTC olarak kalkılmalı, yani anlaşma olmayacaksa devletimizin tanınması garantiye alınmalıdır. Yok o da olmaz, bu da olmaz diyenlere, bu çirkin oyunda artık rol almayacağımız bildirilmelidir. Onurlu olan bu yolu seçmek, o kadar zor mudur?