Emperyalist Batı destekli Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) hainlerinin darbe teşebbüsünün ardından Türkiye toparlanmaya, yaralarını sarmaya çalışmakta. Bir taraftan FETÖ ile ilgisi olup devlet makamlarına sızmış olanlar görevden alınırken diğer taraftan darbeye teşebbüs edenler de yargılanmak üzere tutuklanıp cezaevine konulmakta. FETÖ'nün kökünün kazınması demokrasimiz için şarttır. Bu terör örgütünün veya herhangi bir örgütün yeniden bir darbeye teşebbüs edememesi için gerekli tüm tedbirler alınmalı. Bu tedbirlerin yasalarımız, insan hakları, özgürlükler ve hukukun üstünlüğü ilkeleri çerçevesinde alınması doğru olacaktır. Kendi halkına silah çekmiş, Gazi Meclis'imizi bombalamış gözü dönmüş bu canilerin, teröristlerin süratle hak ettikleri en ağır cezaya çaptırılmaları gerekmektedir.
***
Bu hainlerin idam edilmesine ilk tepki AB'den gelmiştir. Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, "Türkiye'nin idam cezasını geri getirmesi durumunda AB, üyelik sürecini anında durduracak" diye açıklamada bulundu. Türkiye'nin bölgede söz sahibi olmasını istemeyen güçler teyakkuzdadır. Türkiye'ye hâlâ daha "hasta adam" muamelesi yapmaya çalışanlar her türlü entrikanın içerisindedir. Batı'nın "Haçlı seferi" sürmektedir. Osmanlı'yı yıkarak bölgemizin paylaşılması için sınır ayarlamasına girişenler, kendi çıkarları doğrultusunda bir kez daha sınırları değiştirmek istemektedir. Önceleri Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde Türkiye ile stratejik ortaklık yapanlar, Türkiye'yi bölge ülkelerine demokrasi ve özgürlük getireceğim diye kandıranlar, bu kez Türkiye üzerindeki emellerine ulaşmaya kalkışmıştır. Hedef Türkiye'yi bölmek, parçalamak, yok etmektir. Bu hedefe ulaşmak için PKK, PYD, EL-KAİDE, IŞİD ve şimdi de FETÖ devreye sokulmuştur. Yapılması gereken, sözde stratejik ortaklarımızın kirli emellerini bertaraf etmek, içimizdeki uzantılarını yok etmektir. Yoksa Türkiye var olduğu sürece, bu şer güçler her zaman peşimizde, düzenimizi ve huzurumuzu bozmak için devrede olacaktır. Kendi çıkarlarına hizmet edecek idareleri yönetime getirmek için darbe dahil her türlü pisliği denemeye kalkışacaklarından hiç kuşkumuz olmamalıdır.
Türkiye'nin son dönemdeki ekonomik kalkınması nedeniyle sömürgeci Batı alarmdadır. Türkiye'nin kalkınması Batı'nın kendi hedeflerine ulaşması önünde engeldir. Türkiye'nin kalkınma modelindeki adaletsizlikler, yandaşları koruma, partizanlık gibi haksızlıklar ve adaletsizlikler, gelir dağılımındaki dengesizliklerin varlığı not edilmelidir.
***
PKK ve IŞİD terörü ile Türkiye'yi parçalamayanların son hamlesi FETÖ ile olmuştur. FETÖ'ye destek verenlerin ve onu kirli emelleri için kullananların başında ABD gelmektedir. ABD yönetimi darbe ile ilgisi olmadığını açıklasa da bunun doğru olmadığını aklı başında herkes bilmektedir. ABD derin devleti, neoconlar, CIA, Pentagon ve aşırı milliyetçi sermaye kurum ve kuruluşlarının Gülen Cemaati'ni yıllardır beslediği ve kullandığı aşikardır. Türkiye'ye karşı Gülen'in ve diğer şer odaklarının desteklenmesi için birçok taşeron kullanılmaktadır. Sözde "İmam"a destek veren birçok kurum, kuruluş ve paralı lobi odakları bulunmaktadır. Medya kuruluşları, düşünce kuruluşu/think-tanklar, STK'lar iş başındadır. Türkiye'yi zora sokacak raporlar, açılımlar, tezgahlar, planlar devrededir. Bu hedefe yatkın paralı neferler iş başındadır.
Gecelerdir meydanlarda demokrasi nöbeti tutan büyük Türk Milleti, Türkiye'yi tehdit eden tehlikelerin kaynağını ve amacını iyice anlamalıdır. İktidarın son gelişmeler çerçevesinde dış siyasetinde radikal değişikliklere gitmesi doğru bir karar olacaktır. Dost düşman ayırımı hemen yapılmalıdır. Türkiye'yi bölüp parçalamak isteyen şer odakları bu kez baltayı taşa vurmuştur. Emperyalizm ve onun uşaklığına soyunanlar ile mücadelemiz devam edecektir.
