Ekran ve suçüstü bilgisizlikler
Televizyon izlerken bilgisizliklere, yarım bilgililiklere öyle çok rastladım ki, not etmeye başladım bunları. Sonunda neler yakaladım neler:
27 Şubat 2012 günü saat 18.15; TV-8’de Haber Aktif programının konuğu CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, konu CHP’nin olaylı tüzük kurultayı. Erdoğan Toprak, İsa Gök’ün yaptığını eleştiriyor “Şov gösterisi hoş olmamıştır” diyor. Şov zaten gösteri demek, “gösteri gösterisi” gibi anlamsız bir şey söylüyor Toprak. Hadi diyelim bu dil sürçmesidir, Hazret, tüzük değişikliklerini anlatırken diyor ki; “Eskiden divan başkanlığı önünde vahdet-i vücut etmek gerekiyordu”. Allah Allah, tasavvufa mı dalıyorlardı delegeleriniz Sayın Toprak? Şaka bir yana, bu Beyefendi, “ispatı-ı vücut” la “vahdet-i vücud” u birbirine karıştırıyor. Yazık...
15.2.2012 günü Meclis TV’yi izliyorum, kürsüde Altan Tan, her zamanki gibi içindeki Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığını döküyor. Efendim, Şeyh Sait’in torunu Melik Fırat’ın cenazesine, eski milletvekili olduğu halde, hiçbir devlet yetkilisi katılmamış, tabutuna Türk bayrağı da, Kürt bayrağı da örtülmemiş, çünkü o Müslüman’mış her şeyden önce, Hınıs’ın o köyünde halk tekbirlerle kaldırmış cenazeyi. Bu cenazeye katılmaktan kaçınan bir kısım devletlûlar, ta Orta Asya’ya, Kırgızistan’a, Müslüman bile olduğu belli olmayan Cengiz Aytmatov’un cenazesine koşmuşlar. Altan Tan, bunları derken aynı zamanda bilgisizliğini de sergiliyordu, Aytmatov’a “Aymatov” diyordu ve belli ki bu dünyaca ünlü yazarın hiçbir romanını okumamıştı, “Kırgız ozan” diyordu.
Azerbaycan İçtimai TV’ye de bakarım sık sık. Milli Şuura dair bir program vardı bu TV’de geçenlerde. O programda, Bakû’da okulları bulunan Çağ Eğitim Kurumları’nın yetkilisi de vardı. Türkiye’den örnekler veriyordu Hazret, veriyordu ya, kafa göz yarıyordu, “Bayrakları yapan üstündeki kandır/Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır” diyormuş Mehmet Akif. Mehmet Akif çok şey demiş de, bunu dememiş Hazret, onu Mithat Cemal Kuntay demiş, Akif’in yakın dostudur, öğrenin, Azerbaycanlıları da yanıltmayın (yanılmayacak olanlar vardır, mesela Yazarlar Birliği Başkanı Anar, bilir bu şiirin kime ait olduğunu).
16 Kasım 2011 “Bahçe Bizim Gül Bizdedir” programında, Mehmet Özbek’ten duyduklarımdan dolayı şaşkına dönüyorum. Otuz yıl önce onun “Folklor ve Türkülerimiz” kitabını almış, okumuşum, güvenirim bilgisine, sesine ve tavrına da hayranım. Özbek “Ben gurbette değilim gurbet benim içimde” dizelerinin Faruk Nafiz’e ait olduğunu söylüyor, oysa Kemalettin Kamu’nundur (nasıl bilmezsiniz bunu). Bu da yetmiyor ikinci pot: “Vardım eşiğine yüzümü sürdüm” diye başlayan Tatya’nın sözleri Rıza Tevfik’inmiş ve Rıza Tevfik Türklüğe âşıkmış. Sayın Özbek, ya bu konularda ahkâm kesmeyin ya da biraz yakın tarih okuyun ne olur.
30 Kasım 2011 günü Özbek’in programına katıldı ünlü türkücü ve CHP milletvekili Sabahat Akkiraz, o da “depremzede” ye “depremzade” dedi.
Ve son örnek, şu ünlü Mehmet Metiner (AKP milletvekilidir şimdilerde, bilgiçlik taslar durmadan). Habertürk TV’de “Akşam Raporu” programında konuşuyor (saat 19.20). Diyor ki “Dersim adı geri iade edilsin” . Bu Bey, yazardır aynı zamanda, iadenin zaten geri vermek olduğunu atlamış mı, bilmiyor mu?
Not: Perşembe günü saat 13.30’da Mersin Yörük FM’de “Ayrıntı” adlı programın konuğuyum, ilgilenenlere duyururum.