Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Ekonominin durumu

“Türkiye’de ekonomi var mı ki, kriz etkilesin!” sözlerini partisinin Kızılcahamam kampında söyleyen Ağrı Milletvekili Yaşar Eryılmaz, istifa etmezse yakında ihraç edilir. Milletin vekili olarak oy aldığı vatandaşların düşüncesini seslendiren Eryılmaz’a tahammül gösteremeyen AKP, bakalım yerel seçimler için meydanlara yığılan vatandaşın tepkisi karşısında ne yapacak? AKP’nin ekonomiden sorumlu genel başkan yardımcısı, isyan eden milletvekilini “Üslubuna dikkat et” diye uyarıyor. Ama Genel Başkan’ın sinirleri Gedikli kadar sağlam değil. Mersin’deki çiftçinin “Anamızı ağlattınız” feryadına “Ananı da alt git” diyen Erdoğan’ın seçim meydanlarındaki tavrını herkes merak ediyor.
Bu satırların yazarı ekonomiye dair sözler etmekten bugüne kadar uzak durmuştur. Borsaydı, dövizdi gibi alengirli işlerden anlamadığım için hasbelkader anladığım konuları takip etmeye çalışıyorum. Ama ekonomi deyince uluslararası borç, bütçe, cari açık vs. değil vatandaşın geçim meselesi olduğunu da bilirim. Ne de olsa o geçim denen cenderenin içinde bireysel olarak boğuşanlardanım. Haftalık, günlük alışveriş için çarşı pazara giden, çoluk çocuğunun dershane, okul masraflarını ince ince hesaplayanlardanım.
Son elektrik ve doğalgaz zamlarından sonra zaten gülmeyi unutan vatandaşlarımızın yüzlerinin daha da çok asıldığına tanık oluyorum. Ankara bozkır şehridir. Özellikle akşamdan sabaha kadar hava sertleşir ve kalorifer yakmak zorunlu hale gelir. Ancak yakın çevremden aldığım bilgiler zamlanan doğalgaz yüzünden Ankaralı şu sıralarda battaniye ile ısınmak zorunda kalıyor. Işıl ışıl yanan pencerelerin yerine şimdi tek oda aydınlatılıyor. Sabahları gazete ekmek aldığım büfenin sahibi fena dertli. Gazete-ekmek satışları bile yarıya yakın düşmüş. Hafta sonları üç-beş gazete alan vatandaş biri ile idare etmeye başlamış.
Ev ile işyeri arasındaki güzergâhta en fazla dikkatimi çekense “Kiralık ve satılık” tabelaları. Oturduğumuz sitede 7-8 aydır boş duran daire sayısı her ay artıyor. Ev sahipleri zam yapmak yerine evleri kalmasın diye indirim bile yapıyor. Üç-beş aylık depozito yerine kirayı düzenli olarak ödeyebilecek aileler arıyorlar. Babadan kalma dükkânların kiracıları iş yokluğundan tahliye etmişlerdi. Aylardır yenilerini bulmak için çaba sarf eden kardeşlerimin anlattıkları bu sütunlara sığmaz. Yıllardır değiştirmediğim berberime ben bile ayda bir ancak uğruyorum. Mahalledeki en taze haberlerin kaynağı berber Murat işsizlikten yakınıyorken, “Hadi erkekleri anladık, ama bayan kuaförleri bile sinek avlıyor. Kadınlar saç boyalarını evde yapıp bakımlarını düğün ve bayrama bırakıyor” diye durum tespiti yapıyor.
Benzin ve LPG pompacıları da dertli. “Depoyu doldur” komutunu çok seyrek duyduklarını ifade ederek 10 ve 20 YTL’lik yakıt satabildiklerini söylüyor. Medya reklamlarına rağmen sinema salonları çoğu zaman birkaç kişilik bilet yüzünden matineler iptal ediliyormuş. Bütün bunlara rağmen en kalabalık mekânlar kahvehaneler, ancak buraları dolduranlar saatlerce oyun oynayıp birer çayla yetiniyor. Üstelik kahvehanelerde veresiye defterlerinin sayfaları giderek kabarıyor. İşe gidiş dönüş saatleri dışında metro, otobüs ve minibüslerde ayakta durana rastlamak zor.
Yerel seçimlere az bir süre kalmasına rağmen vatandaşta seçim heyecanına rastlamıyorum. Adaylar ve partiler konusunda yorum yapanlar ise sadece sitem ediyor. Etiketler yarı fiyatına düşmüş, maliyetine zararına satışlar için talep yok denecek kadar az. Kurban Bayramı öncesinde vaziyet bu kadar kötümserken ekonomi konusunda daha fazla söze hacet var mı?

Yazarın Diğer Yazıları