Ekonomik istikrar algıyla sağlanmaz

Maliye Bakanı; ''''Kur Korumalı Mevduat Hesabı KKM finansal istikrarı temin etmek ve makroekonomik dengeleri sağlamlaştırmak amacıyla devreye aldığımız uygulamalardan biridir. Bu uygulamayla temel hedefimiz olan finansal istikrar sağlanmıştır'''' dedi. Hükümet üyeleri de zaman zaman aynı paralelde konuşuyor.

Aslında, MB gösterge faizini enflasyona yakın tutulsaydı, bu kadar kur artışı yaşamazdık.

TÜİK, finansal yatırım araçları reel getiri oranını açıkladı. TL mevduatı temmuzdan - temmuza yıllık yüzde eksi 35,26 oranında reel kayıp getirmiş. Bu şartlar altında TL''den kaçış ve dolara talep kaçınılmaz bir sondur. Bu durumda finansal istikrar sağlanmış mı oluyor?

Mamafih, Merkez Bankası TÜFE bazlı reel kur endeksine göre temmuz ayı reel kur endeksi yüzde 54 oldu. Yani TL yüzde 46 oranında daha düşük değerdedir. Başka bir ifade ile dolarda denge kuru 10 liradır.

2021 Aralık ayında dolar kuru 14 lira idi. Ağustos ayında 17,9 lira oldu. Kur istikrarı mı sağlanmış oldu?

BDDK verilerine göre, mevduatın yüzde 43,5''i TL, yüzde 56,5''i döviz cinsindendir. Tasarruflar TL''ye mi yönelmiş oluyor?

Kur korumalı mevduat yoluyla, bankalara bütçeden faiz farkı veriliyor. Bu fark bütçe açıklarını artırdı. Mali istikrarı bozdu. Dahası vergi verenlerden, mevduatı olanlara bütçe yoluyla gelir transfer diliyor. Gelir dağılımı bozuluyor.

Kaldı ki; bu nasıl finansal istikrardır ki, doğrudan yabancı yatırım sermayesi gelmediği gibi sıcak parada gelmiyor ve çıkıyor .

Ekonomik istikrara gelince;

* Hiper enflasyona gidiş var…

* Cari açık önceki yıllara göre arttı ve bu sene 50-60 milyar dolara çıkıyor.

* Türkiye tahvillerinde iflas risk primi 700-900 arasında gidip geliyor ve uluslar arası piyasalarda işlem gören 21 ülke tahvili arasında Rusya''dan sonra en riskli tahvillerdir.

* Üretimde kullanılan aramalı ve hammadde oranı yüksek. Girdi ithal edemezsek, üretim durur.

* İthalatçılar artık Türkiye''de risk yüksek diye vadeli ithalat yapamıyorlar. İçerde de krediye ulaşmak zorlaştı.

* Gelir dağılımı bozuldu ve yoksulluk arttı.

* 2003 Yılında Türkiye nüfusu 66,1 milyon idi. 2021 yılında 84,7 milyona yükseldi. Nüfusumuz 18,6 milyon arttı. 2003 yılında toplam istihdam 21,1 milyon idi. 2021 yılında 28,8 milyona yükseldi. İstihdam 7,7 milyon arttı. Yani AKP iktidarında nüfus 18,6 milyon arttı. İstihdam 7,7 milyon arttı. İktidar 19 yılda 18,6-7,7 = 10,9 milyon kişi istihdam dışı yarattı.

Özetle Makro dengeler düzelmedi, tersine giderek bozuluyor.

Bu şartlarda hangi hükümet olursa olsun, bu gidişatı durdurmak için önlem alır. İstikrar programı yapar. Bu hükümet ise politikalar yerine günübirlik kararlar alıyor. Enflasyonu biz çözeriz diye algı yaratmaya çalışıyor. Sanki enflasyonu başka iktidarlar yarattı.

Söz gelimi iktidar yıllardır yurt dışı varlıkların yurda getirilmesi için çıkarılan varlık barışını ısıtıp - ısıtıp masaya getiriyor ve fakat sonuç yok. Tersine yerli tasarruflar da yurt dışına çıkıyor. Zira hükümete güven kalmadı.

Hükümet, ekonomik sorunlara çözüm yerine algı yaratarak popülizm yapıyor. Yandaş kanallar her şeyi güllük gülistanlık olarak gösteriyor. Ya da ekonomik krizi tartışmak yerine kayıkçı kavgası programları yapıyor.

Gerçekte ise Ekonomik krizlerde bu anlayış her zaman ters teper. Çünkü halk bizzat sorunları yaşıyor. Böylece AKP iktidarı kendi ayağına kurşun sıkıyor.

Yazarın Diğer Yazıları