Ekonomide reform olur mu?
Siyasi iktidar mensupları her vesile ile ekonomi ve hukukta reform yapılacağını söylüyor. Demek ki bir reforma ihtiyaç var. Ama aydınlanması gereken sorular var... Bir... Reformdan kasıt nedir? İki... Bu iktidar iktidar reform yapabilir mi?
Siyasi iktidar bugüne kadar marjinal kararları reform olarak açıkladı. Ayrıca ekonomide reform yapamaz. Yalnızca iki örnekle açıklayabilirim.
Son dört yıldır ekonomik istikrar sorunu döviz kurlarına esir oldu. Kur şokları girdi ithalatının finansmanını artırıyor. Girdi temininde zorluk üretimi ve büyümeyi düşürüyor. İthal girdi fiyatları ve üretim maliyetleri artıyor, enflasyona yansıyor. 2018 yılında ÜFE yüzde 45'e, TÜFE yüzde 25'e çıkmıştı. 2020 TÜFE'nin yüzde 15 olmasının nedeni, kronik enflasyon üstüne binen kur artışıdır.
3 Kasım 2020'de, dolar 8,54 TL idi. Türkiye'ye 1000 dolar getiren 8 bin 540 liraya bozdurdu. 16 Şubat 2021'de, dolar 6,95'e geriledi. Yabancı elindeki bu 8 bin 540 Türk lirası ile 1222,8 dolar aldı çıktı. Ayrıca faiz ve borsadan da kazandı.
Böyle bir spekülatif saldırı altında kalan hiçbir ekonomi belini doğrultamaz. Kaynak kaybı olur. Ekonomik istikrar dikiş tutmaz.
Bu saldırıdan korunmak için yapılması gereken;
1- Belirsizlik ve dolarizasyon yaratan dalgalı kur politikasını değiştirmek ve yarı sabit kur politikasına geçmek gerekir. AK Parti seçim bildirgesinde, Merkez Bankası kararlarında dalgalı kur politikasının devam edeceği yazılıdır. Kur politikasını değiştirmez.
2- Merkez Bankası'nın bağımsızlığını teminat altına almak ve faiz kararlarına siyasi müdahaleden uzak tutmak gerekir. Ayrıca MB yasasını değiştirip, bankanın TL yanında kur'u da gözetmesini sağlamak gerekir. Bu yol Cumhurbaşkanının bugüne kadarki uygulamalarına ters olur. Kabul etmez.
3- Binde bir karşılık zorunluğu getirerek, sıcak parayı kontrol etmek gerekir. Kambiyo rejimini disipline etmek gerekir. Finans sektörü buna izin vermez. Ayrıca sıcak paraya ihtiyaç var diye hükümet bunu yapmaz. Gerçekte sıcak parayı kontrol ederek spekülatif saldırıları kaldırırsak ekonomide kırılganlık azalır ve doğrudan yabancı yatırım sermayesi gelir.
Türkiye de kamu kesimi ekonominin dörtte biridir. Ayrıca devlet rekabet piyasasını düzenler. İstikrar için kamu kaynaklarının etkin kullanılması ve verimliliğin yüksek olması gerekir. Bunu sağlamak için;
Kamuda reform yaparak;
1- Piyasa-devlet optimum dengesinin sağlanması gerekir. Piyasada tekeline dönüşen Telekom gibi altyapı yatırımlarının, stratejik enerji dağıtımının devletleştirilmesi gerekir.
Devlette liyakate göre, kurumsal devlet yapısı oluşturmak gerekir. Devleti partizan devlet olmaktan çıkarmak gerekir. Ak Parti, devleti parti devleti yapmak için Anayasayı değiştirdi. Nasıl yapar?
2- Kamu-özel iş birliği anlaşmalarını ve altyapıda talep garantilerini yap işlet devret modeline dönüştürmek gerekir. Bu ihalelerin özel sektör uzman kuruluşları tarafında kamuoyuna açık yapılması gerekir.
3- Bütçeyi, popülizmden kurtarmak gerekir. Altyapı yatırımlarını çoğunlukla devletin yapması gerekir. Devlet yaparsa, daha ucuza borçlanır. Müteahhit kârı vermez.
Öte yandan bütçeden halka para dağıtmak yerine iş dağıtması gerekir. Bunun için popülizme giden paralarla devletin yatırım yapması ve iş yaratması gerekir. Bu durumda işi olan bağımsız olur ve partizan olmaktan kurtulur. Ama Ak Parti oy kaybeder. Yapamaz.
Siyasi iktidar bugünkü ekonomik düzeni kurmak için çok çalıştı. Kurduğu düzeni bozmaz. Reform dediği birkaç marjinal değişiklik yoluyla yeni algı yaratmak projesinden öte geçemez.