Ekonomide panik

Siyasi iktidar TL krizini paniğe dönüştürdü. Önce kendisi panik oldu. Panik içinde söylemleri piyasada da panik yarattı.

Cumhurbaşkanı; ''''Allah''ın yardımı ve milletimizin desteğiyle bu ekonomik kurtuluş savaşından da zaferle çıkacağız" ve ''''Kur ve faiz oyununun farkındayız, fırsatçıların tepesine bineceğiz'''' diyor.

Bu konuşmadan sonra dolar artmaya başladı ve dün öğlen 12,3887 oldu. Yani MB 2003, TÜFE bazlı reel kur endeksine göre TL yüzde 55 oranında daha düşük değerdedir.

Algı yaratmak hedefi ise ters tepti. 20 yıldır kendi politikası ile yerleşen sermaye ve piyasa düzeni ile kavgaya girmesi, ekonomik istikrarı çıkmaza soktu ve toplumu tedirgin etti, toplumda güvensizlik ve panik yarattı.

Bu paniği tüketici güveninde görebiliyoruz. TÜİK''in açıkladığı Kasım ayı Tüketici Güven Endeksi dip yaptı; Tüketici Güven Endeksi geçen yılın Kasım ayına göre yüzde 11,3 oranında ve bir önceki ay Ekim ayına göre de yüzde 7,3 oranında geriledi.

Tüketici güven endeksi kriz yılı olan 2008 Kasım ayında dahi daha yüksek, 73 idi. Şimdi bu Kasım''da 71,1 oldu. Yani tüketici güveni AKP iktidarında Kasım ayının en düşük seviyesini yaşıyor.

Tüketicinin gelecek için de umudu yok. Morali bozuk. Merkez Bankası ve TÜİK''in ortak yaptığı tüketici güven anketlerinde, tüketiciler mevcut durumda hane halkının mali durumunun daha kötü olduğunu söylüyor. 12 ay sonrasında ise Türkiye''de ekonomik durumun daha da kötüleşeceğini ve kendi mali durumunun da bozulacağını bekliyorlar .

Tüketicinin moralinin bozulması ve beklentilerin kötüleşmesi gelecekteki ekonomik istikrarı da olumsuz etkiliyor

İktisadi ajanların ileriye dönük beklentileri ekonomik dengelerin nerede oluşacağını tayin eder. Tüketici de eğer ileride ekonominin daha da kötüleşeceğini düşünürse, tedbir olarak harcamalarını kısar. Ama istikrarsız bir ortamda harcamalardan artan tasarruflar güven sorunu nedeni ile yatırımlara da dönüşmez.

Bu şartlarda bir iktidarın piyasa ve sermaye ile kavga etmek yerine, istikrar programı hazırlaması gerekir. Anlaşılan iktidar devlet kurumlarının yaptığı anketleri de okumuyor.

İktidar tüketiciyi dikkate almıyor, TL krizinden dolayı bir istikrar programı yapmıyor. Üstelik piyasa ile kavga yaparak kur artışını tırmandırıyor. Bu nedenle piyasada panik arttı.

Ziraat Bankası ihracatçıları arayarak, faizsiz döviz kredisi verelim diyor. Bana soranlara girmeyin diyorum. Normal müteahhitler, demirin dolara bağlı olması nedeni ile taahhüde girmek istemiyor. Bu durumda ilk üç çeyrekte yaşanan büyüme oranı, dördüncü çeyrekte düşecektir.

Nereden bakarsak bakalım, iktidarın tek hedefi var. Dünkü yazımda açıkladığım siyasetin finansmanı. Ama bu gidişle erken seçim olmazsa, ekonomi de, siyaset de kalmayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları