Ekonomi resesyona girecek mi?

İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan 2023 yılının 500 büyük firmasını açıklarken, “Ekonomide bir iniş olacağı kuvvetle muhtemel. Yumuşak iniş tercih etmezsek, çakılma riski yüksek olabilir” dedi.

Resesyon, iktisadi faaliyetlerde durgunluk, GSYH’da birkaç çeyrek üst üste eksi büyüme yaşanmasını ifade eder.

Aslında Türkiye 20 yıldır finans sektörüne ve inşaat sektörüne çalışıyor. İnşaat sektörü dışında reel sektör ihmal edildi. Türkiye’de sektörel denge bozuldu.

Yüksek enflasyonun getirdiği belirsizlik, doğrudan yabancı yatırım sermaye girişinin durması, daha önemlisi güven sorununun oluşması, reel sektörde tasarruf ve yatırım hacmini daralttı. Şimdi vergi artışları gibi yanlış kararlarla hükûmet resesyon riskini artırdı.

Açıklanan verilere bakarsak reel sektör daralıyor.

1) 500 büyük firmanın 2023 satışları bir önceki yıla göre reel anlamda (enflasyondan arındırılmış olarak) yüzde 13,8 oranında daraldı.

Aynı dönemde 500 büyük firmanın ihracatı yüzde 2,9 oranında geriledi. Bu firmaların kârlılık oranları yüzde 12.8’den yüzde 12.5’e geriledi.

Zarar eden firma sayısı arttı. 500 büyük firma içinde 2023 yılında 5 firmadan biri zarar etti.

firma-sayisi.jpg

2) Merkez Bankası’nın açıkladığı imalat sanayi toplam kapasite kullanım oranı 2023 yılı Haziran ayında yüzde 76,6 iken, 2024 Haziran ayında yüzde 76,2’ye geriledi.

3) MB iktisadi yönelim istatistikleri ve reel kesim güven endeksi verilerine göre, son üç ayda üretim hacmi daraldı, toplam sipariş miktarı azaldı, ortalama birim maliyet arttı. Reel sektör önümüzdeki üç ay içinde benzer beklenti içindedir.

ktisadi-faaliyetler.jpg

Not: Kısa oklar aylık değişimleri, uzun oklar ise yıllık değişimleri göstermektedir. Kaynak: MB aynen alınmıştır.

4) MB finansal olmayan kuruluşların, kalan vadeye göre kısa vadeli (bir yıl) dış borç stokunun 71,7 milyar dolar olduğunu açıkladı. Geçen yıllara göre düşme var ve fakat dış talebin azalması nedeniyle ihracatta da gerileme var.

borc-stoku.jpg

KAYNAK: MB aynen alınmıştır.

Borsa ve dövize gelen sıcak paranın yeniden çıkması, kurları artırır ve döviz sorunu artar. İmalat sanayiinde ithal girdi payı yüksektir. İthalatın finansmanı zorlaşırsa, iç üretimde daralma olur.

5) TÜİK verilerine göre; Sektörel güven endeksleri de düşüyor. Haziran ayında bir önceki aya göre;

*Hizmet Sektörü: yüzde -1,5

*Perakende Ticaret: yüzde -2,6

*İnşaat: yüzde -0,5 oranında düştü.

6) Son 4 aydır Türkiye imalat sanayi PMİ (Purchasing Managers İndex= Satın alma yöneticileri endeksi) indeksi de düşüyor.

*MART: 50,20

*NİSAN: 50,00

*MAYIS: 49,30

*HAZİRAN: 48,40 oldu.

7) Hükûmetin vergileri artırması, yatırım teşviklerini kısması resesyona zemin hazırlıyor.

Çünkü gelir ve kurumlar vergisi prensip olarak tasarruflardan ödenir. Vergiler özel sektörde tasarrufun azalmasına neden olur. Tasarrufun azalması yatırımlarının da azalması demektir. Bu şartlarda yabancı ve yerli, yeni ve yenileme ve tamamlayıcı yatırımları daralır. Yatırımların daralması üretimin düşmesi demektir.

Yatırımlarda devlet desteğinin kısılması da aynı etkiyi yapar.

Aslında devlet vergilerle cebri tasarruf yaratır. Eğer bizim hükûmet bu vergileri yatırımlarda, üretim ve verimlilik artışında kullansaydı, özel sektörde kısılan tasarruf fazlasıyla telafi edilmiş olurdu. Ama Mehmet Şimşek, bütçede yatırım artışı olmayacağını söylemişti. Bu durumda hükûmet özel sektörü kısıyor, gelen vergiyi şatafata, saraylara, yandaşlara ve popülizme kullanıyor. Bu irrasyonellik devam ederse, resesyon kaçınılmaz olur.

Yazarın Diğer Yazıları