Eğitimin öznesi olarak insan!
Eğitimde yapısal eksen, eğitimin öznesi olan aktörlerin kalıcı yapısını tanımlar. Yapının etkisi sürekliliğiyle yakından ilişkilidir. Eğitimde yapısal konuma verilecek önem, eğitimin sunduğu kimliğin ömrünü uzatır. Kişilerden kaynaklanacak keyfilikleri, hata ve kusurları azaltır.Eğitimde vizyon ve misyon ile kalıcılık ve süreklilik arasında doğrusal bir ilişki vardır. Bir eğitim sisteminin kalıcı olabilmesi yapısal sistemine gösterilecek dikkatle yakından ilgilidir.
Bir eğitim sisteminin yapısına müdahale, her şeyden daha çok toplumun geleceğini şekillendirmeye yöneliktir.
Yeni yapılar süreç içinde sisteme dahil edilebilir ancak ana yapıların ortadan kaldırılması doğru değildir. Her dönemle birlikte sistemin yeniden kurulmak istenmesi milletin sürekliliği açısından tehlikelidir. Toplumlar geçicilikleri üzerinden değil süreklilikleri üzerinden geleceğe tutunurlar.
Selçuklular dönemindeki Nizamiye Medreseleri, Osmanlı dönemindeki Enderun, Sahn-ı Seman Medreseleri, Darülmuallimin okulları, Cumhuriyet dönemindeki Köy Enstitüleri, öğretmen okullarının günümüzde devamlarının olmaması bize her şeyi anlatıyor gibidir.
Tarihi olmayan kurumlar, tarih olmaya mahkûmdur. Türk milleti, her hükümet ya da Bakana göre bir kimlik, bir eğitim, bir tarih, bir inanç ya da bir değerler sistemi edinmeye zorlanması gibi bir tavırla karşı karşıya kalıyor. Eğitimi sığ algılarına göre şekillendirmeye çalışanlar, her şeyden önce eğitim sistemini değiştirerek nereye gittiklerini bilmek durumundadırlar. Ancak nereye gidildiğinden daha önemli bir olgu daha vardır. O da kim olarak gidilen yerin neresi olduğudur. Çünkü çevre değiştikçe nereye gidildiğinin de değişeceğini ama kimliğin değişmeyeceğini bilmek zorundadırlar.
Hükümetler gelir, hükümetler gider, eğitim sistemleri eskir, değerler değişir, teknolojiler yenilenir, güncel eğilimler gelir geçer; fakat kimlik ve idealler bir kılavuz ve esin kaynağı olarak kalmaya devam eder.
Sürekli değiştirilen, kaldırılan, yenilenen ya da ekseni kayan bir eğitim sistemiyle kimlik ve şahsiyet sahibi nesiller yetiştirilemez.
Temel değerleri olmayan bir eğitim sistemi temel değerlerini özümsemiş, kendi uygulayıcılarından saygı görmeyen bir eğitim sistemi, yüksek saygınlığa sahip insanlardan oluşan toplum yaratamaz. Merkezine insanı koymayan, insana ve insanlığa hizmet etmeyen her sistem eksiktir, sakattır. Aygıtların özne, insanın nesne yerine konulduğu bir yerde hiçbir uygulama amacına hizmet etmez.
Manevi, milli, insani ve moral değeri olmayan bir eğitim sistemi hangi yapı ve aracı kullanırsa kullansın, toplumsal ihtiyaçların değil nefsinin ihtiyaçlarının peşinde koşan bencil insanı yetiştirir.
Eğitimin öznesi insandır. İnsanı nesne yerine koyan herhangi bir siyasi, ekonomik ya da eğitim sistemi tartışılmaya değmez. Değerler piramidini alt üst eden bir eğitim sistemi ne değer ne de değerli insan yaratabilir.
Eğitim; toplumun geleceği bakımdan hayati bir konudur ve asla hırsların, tutkuların, saplantıların ve intikam duygularının aracı olarak kullanılamaz. İnsanı nesne yerine koyan, eğitimi rant aracı olarak gören, eğitimi rövanş almanın aracına indirgeyen her anlayış yalnız sakat değildir, aynı zamanda tehlikelidir de...