Eğitimde iş gücü planlaması

2000 yılında Türkiye''de gençler arasında işsizlik oranı yüzde12,8, OECD ülkeleri ortalaması ise daha yüksek yüzde 13,1 idi. 2005 ve sonrasında durum değişti. Türkiye''de genç nüfusta işsizlik oranı hızla arttı. 2020 yılında OECD ortalaması yüzde 13,3 olurken Türkiye''de 26,1 oldu.

Siyasi iktidar;

*Gençleri İmam Hatip''e zorladı;

*Eğitimi popülizm çizgisine taşıdı,

*Yüksek öğrenimde iş gücü planlamasını kaldırdı,

Gençleri işsiz bıraktı ve haliyle işsiz kalan gençler de yurt dışına gidiyor.

DİSK-AR Araştırma Merkezi, 2022 yılı 19 Mayıs''a ilişkin genç işsizlik raporuna göre; 2,3 milyon genç işsiz var. Yine doktor eksiğimiz var… Buna karşın elektrik ve ziraat mühendisi fazlamız var.

Yüksekokullar ve Üniversiteler, insan gücü planlamasına göre değil, siyasi tavizler için açılıyor. İşgücü arz ve talebi dikkate alınmadan, kolay ve maliyeti düşük fakülteler açılıyor. Gerçekte ise;

Eğitimden en yüksek verimin alınması içinde,

Bir… Bir ekonomide katma değer yaratmada etkili olacak insan gücü yaratmada; eğitim yapacakların en geniş tabandan ve en yetenekli olanlar arasından seçilmesi gerekir. Yani eğitimde fırsat eşitliği, olmalıdır. Eğitimin paralı olduğu bir sistem içinde, fırsat eşitliği sağlanamaz.

İki… Zorunlu eğitim sırasında ve sonrasında, özellikle yükseköğrenimde insan gücü planlaması yapılmalı ve ihtiyaca, piyasa talebine göre eğitim yapılmalıdır. İnsan gücü planlaması ülkenin ihtiyacına göre, piyasanın talebine göre, kalite ve vasıfta insan yetiştirmektir… İşsiz kalmış bir insana yapılan yatırım, atıl bir yatırıma dönüşmüş olur. Bunun içindir ki eğitim planlaması siyasi ve ideolojik hedeflerden uzak tutulmalıdır.

Söz gelimi; ideolojik ve popülist amaçlarla kurulan İmam-Hatip Liseleri, hem öğrenci açısından, hem de ülke ihtiyaçları açısından kayıptır. Eğitimde bu kaynaklar, orta düzeyde meslek elemanı, ara eleman, teknisyen yetiştirmek için kullanılabilir. Bu takdirde, Üniversite önünde yığılma da azalır.

Yüksek öğretimde rektör atamaları da partileşti. Maalesef artık Rektör atamaları liyakate göre değil, iktidara yakınlık veya ideolojik çizgi esasına göre yapılıyor.

Siyasi iktidarın eğitime ideolojik yaklaşması

*Ülkede Kaynak kaybına neden oluyor… Gençler en verimli çağında işsiz kalınca, ortalama verimlilik düşüyor.

*Eğitim için yapılan yatırım, kısmen atıl yatırım haline gelmiş oluyor.

*İdeolojik tabanlı eğitim ve işsizlik nedeni ile gençler radikal düşüncelere ve gruplara katılıyor. Sosyal anarşi tırmanıyor.

İnsan gücü planlamasını tek başına YÖK yapamaz… Zira bugün yükseköğrenimde insan gücü planlaması yapmak için, gelecekte ülkede iş gücü arzı ve iş gücü talebinin iyi belirlenmesi gerekir. Bunun için de siyasi iktidarın, üretim-yatırım ve istihdam programının olması gerekir. Bugün mevcut siyasi partilerin ve AKP hükümetinin böyle bir yapısal dönüşüm programı yoktur.

Yazarın Diğer Yazıları