Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

DTP'nin oyununa gelinmemelidir!

AB’ye tam uyum ve ABD ile stratejik ortaklığın sunucunda Türkiye hak ettiği (!) demokrasiye doğru, adım adım yürüyor. Türkiye gittikçe daha fazla demokratikleşiyor! Bir ara Neoliberaller ve ikinci cumhuriyetçiler “demokratik açılımlar yavaşladı” diye üzülüyorlardı. İmdatlarına DTP yetişti. DTP sayesinde Türkiye doludizgin tam demokrasiye (!) doğru gidiyor! Irak ve Afganistan bile tam demokrasiyle tanışırken, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde gecikmesi malum çevrelerde büyük sorun yaratmıştı! Sonunda DTP, demokratikleşme paketini açıkladı da herkes rahat etti: “Ayrı bayrak, ayrı meclis, dış politika ve maliye dışında hizmet alanlarıyla sınırlı ortak yönetimi öngören, ayrı hükümet”. Yavaş yavaş Türk milleti bir takım çevrelerin dillerinden düşürmediği, demokratikleşmenin ne anlama geldiğini de bir anda öğrenmiş oldu.
Ayrıca herkesin bildiği şu bilimsel (!) gerçeği de DTP yüksek sesle ifade özgürlüğünün (!) gereği olarak ortaya koydu: “Siyasi Partiler Yasasının gereği başkent, Ankara’dır ama bu ön kongreyi bizim başkentimiz Diyarbakır’da yaptık”. Yani diğer siyasi partilerin başkenti Ankara, DTP’lilerin başkenti Diyarbakır. Dahası var; DTP’liler “Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununa demokratik çözüm yaklaşımını son derece belirleyici” bulduklarını da ilave etmeyi eksik bırakmamışlar!
Daha ne olsun! Adamlar tam demokrasi, demokratik çözü(l)m(e) ve demokratik cumhuriyet istiyorlar. Başkenti, lideri, bayrağı ve (şimdilik) sınırları da belli olacak şekilde her şeyi, açıkça ortaya koyuyorlar. Bir takım had bilmezler de DTP’ye “terör örgütüne terör örgütü deyiniz, terör örgütüyle aranıza sınır koyunuz” diye tutturmuşlar. Buna DTP’li yetkililerin cevabı “Kendimize hakaret mi edelim! Kardeşlerimizi mi suçlayalım!” şeklinde olmuş, yine anlamamışlar. Sonunda DTP açıkça dağdakinin silahlı eylemle yapmaya çalıştığını, ovadaki uzantısı olarak siyasetle yaptığını cümle aleme göstermiştir. DTP bütün bu bölücülük taleplerinin “demokratik cumhuriyet ve üniter devlet yapısı” içinde gerçekleştirmek istemesi de Türk milletine yönelik büyük bir lütuf olarak sunulmuş olmaktadır. Irak’ın kuzeyindeki yönetim gibi bir modeli DTP, Türkiye için önermiş oluyor. Irak’ta, şu anda sözde merkeze bağlı üç federal yapı vardır. Bu üç yönetim de üniter yapı (!) içinde tam bir demokratik cumhuriyete evrilmiş durumdadır(!). ABD sayesinde günde yüze yakın insanın ölümü pahasına da olsa, Irak tam bir demokrasi ve özgürlüğe (bölünmeye/parçalanmaya) doğru doludizgin koşmaktadır.
DTP’lilerin Irak’a özenmemeleri düşünülemez. Irak’ın petrolü varsa, Güneydoğu’nun da suyu var! Her iki tarafta da yaşayan halkın, benzer onlarca yanı var! Sonuçta halkların kardeşliği temelinde, bazı adımlar atılırsa birleşmeden bile söz edilebilir. Böyle bir imkânı ıskalamamak için Türkiye’nin, Kuzey Irak’taki terör yuvalarına yönelik harekâtına da DTP karşı çıkarak, Barzani’ye önemli bir de destek vermiş olmaktadır. Halk denildiğinde bundan hangi halkın kastedildiğini yazmaya herhalde gerek yoktur.
DTP’nin “demokratik öz yönetim” söylemi İmralı’daki elebaşının işaret ettiği hedeftir. Bu bir aşamadır! Başkent, bayrak, meclis, önder (APO) ve hükümet yani “özerklik” şimdilik tamam, sıra formel anı kollayıp, zamanı gelince bağımsızlığın ilan edilmesine kalıyor. Her şeyin bir sırası vardır. DTP lütfedip tam bağımsızlık talep etmemiş! Üniter yapı demiş, bu yetmiyor mu? Üniter yapı içinde bu ülke demokrasisine DTP’den daha büyük hizmeti kim yapabilir? Silahsız mı adamlar? Evet silahsızlar! Seçimle gelmişler mi? Evet seçimle gelmişler! TBMM’de nefis demokratik açılımlar yapıyorlar mı? Evet yapıyorlar! Dağa çıkmış, ellerine Kaleş silah almışlar mı? Eskiden çıkmış ve Kaleş silahını tutmuşlar, şimdi demokrasi silahını tutuyorlar? Dağdakiler kim? Onlara göre yine onların silahlı savunma güçleridir!
DTP, sırtını Apo’ya, ABD ve AB’ye dayamış, Türk ve Kürt ayrımını temel siyaset edinmiş bir örgüttür. Terör örgütünü kınamak bir yana, kendisini daha çok terör örgütüyle özdeşleştirme çabası içindedir. DTP’nin halkın bölücülüğe karşı son derece hassas olduğu bir dönemde, açıkça bölücülük talepleriyle ortaya çıkması ise tam bir provokasyondur. Onların başkenti bizim başkentimiz, onların bayrağı bizim bayrağımız, onların hükümeti bizim hükümetimiz söylemlerinin amacı, Kürt/Türk ayrımcılığı yapmak ve Türkiye’yi bölmektir. DTP, halkı birbirine düşürmek istiyor. Halk da devlet de, DTP’nin bu oyununa gelmemelidir!

Yazarın Diğer Yazıları