Dönmez'e kurulan tezgah!
Gazeteciliğin itibarlı yıllarında "polis-adliye muhabirliği" mesleğin lokomotifiydi. Özel haberlerin altında hep onların imzası bulunurdu. Uçan kuştan haberdardılar. Hele Ankara'da yaprak kıpırdasa bu gazetecilerin haberi olurdu. Manşet yapıp, sayfa yıkan muhabirler neredeyse bitme noktasına geldi. Yeni yetişen yok zaten. İşini iyi yapmakta direnen birkaç kişi ise yaptıkları haberler sayfalara yansımıyor diye bıkkın vaziyetteler. Küçük bir anket yaptım. İsimleri bende saklı 8-10 gazeteciye "Genelkurmay Askeri Mahkemesi nerede?!" sorusunu yönelttim. Yerini bilen çıkmadı iyi mi? Oysa o mahkemelerde Türkiye'yi sarsacak davalar görülüyor ve halka açık. Meraklısı gidip izleyebiliyor. Bu sütunlardan beş defa Yarbay Mustafa Dönmez'in Genelkurmay Askeri Mahkemesi'nde görülmekte olan davalarından kesitler yazmıştım. İzleyici sıralarında yalnız başıma oturmaktan sıkıldığım için sağlık durumunun iyi olmadığını bildiğim can yoldaşım Müyesser Yıldız'ı da davet ettim. Dün sadece iki kişi olarak tarihe tanıklık ettik. Müyesser, Silivri'den tahliye edildiği günden bu yana tarihi davaların takipçisi olmuş, odatv'de okuyucularını aydınlatmaya devam ediyor. Yanına avukat dahi almadan duruşmalara yalnız başına gidip savunma ve iddialarını ortaya koyan Mustafa Dönmez sivri dillidir. Söylediklerinin arkasında durur. Son 10 günde iki ayrı televizyon kanalında, Genelkurmay'ın kumpası açığa çıkarmakta samimi olmadığını açıkça ifade etti. Ve bu yüzden bizzat Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in dava açacağı resmi internet sitesinden basına servis edildi.
Geçtiğimiz duruşmada mahkeme, İstanbul 4. Ağır Ceza ve Ankara 6. Ağır Ceza'dan bilgi istemişti. Heyet cevap verilmediğini açıkladı. Dönmez de haklı olarak tepki gösterdi. "Beni bu davalarda Başbakan'a suikastle suçladılar, yalan olduğu anlaşıldı. Yetmedi Ergenekon'un iki numarası dediler çöktü. Devletin gizli bilgilerini çalmakla itham ettiler fos çıktı. Sonunda sadece mühimmat bulundurmaktan 49 yıl hapis cezası verdiler. Aynı suçtan Genelkurmay Askeri Mahkemesi de 4 yıl 8 ay ceza vermişti. Sonunda yanlış hesap döndü. Çıktığı iddia edilen mühimmatların bana ait olmadığı kanıtlandı. Bu defa benim değilse kimin diyerek ben dava açtım. Ama sürekli savsaklanıyor. Oysa Sapanca, Zir Vadisi ve Gölbaşı aramalarının görüntüleri huzurda seyredilse kumpas ortaya çıkacak. Orada polisler "kazık attık" diyor ama beni daha önce yargılayan savcı ve hakim "duymadık" diyor. Avukatım geliştirilmiş kulaklıkla defalarca izletip, dinletiyor. Yine duymadık diyorlar. Çünkü kumpasın içinde o savcı ve hakim de var. Ne yazık ki şimdi yüksek yargıdalar. Bu kişilerle ilgili suç duyurusunda bulunuyorum ama işlem yapılmıyor. Bu kumpasçılar çok tembel ve beceriksiz. Aynı malzemeleri bir oraya götürüp koyuyorlar, bir öbür tarafa gömüyorlar. Sonra da "topraktan silah fışkırdı" haberleri yaptırıyorlar. Arama görüntülerini birlikte izleyelim. Benim elimde orijinalleri var. Tam 104 defa kamera kayıtları durdurulmuş, konuşmalar kesilmiş ve delil denmiş. Ben de ham kaset var .Önce siz onları getirtin izlensin. Sonra da bendeki ham kaset izlensin. Mühimmatlardaki 21 ayrı parmak izinin hangi polislere ait olduğu da ortaya çıkar. Bu işler Türk Ordusu çökertilsin diye yapıldı. Lütfen Genelkurmay ve bu mahkeme üzerindeki töhmeti kaldırın. Askeri mahkeme geçmişte Talat Turhan töhmetini temizleyemedi, bir de Mustafa Dönmez töhmeti yaşanmasın. Hayatımı karattınız zaten. Ben sizinle vicdanınızla hesaplaşıyorum.Tek derdim TSK çökmesin, ülkem bölünmesin" diye adeta isyan etti Dönmez. Mahkeme Başkanı, "Elinizdeki kaseti getirin, teslim edin inceleyelim" deyince Dönmez "Şu anda olmaz. Siz üç ayrı görüntüyü getirin. Eğer şimdi verirsem hemen önlem alırlar. "Sehven yapılmış" derler. Sehven denilenlerin hiç biri yargılanmadı. Yeni bir sehven skandalı yaşanmasın. Her şey ortaya çıksın" dedi. Heyet duruşmayı 19 Şubat 2015'e ertelerken, arama görüntülerinin Emniyet Genel Müdürlüğü'nden istenmesine karar verdi. Bakalım bir türlü mahkemelerin göndermediği görüntü delillerini emniyet gönderecek mi? Polislerin arama sırasında "jandarmaya nasıl kazık attık" dedikleri kasetin orijinal hali ile montajları karşılaştırıldığında neler olacak? Genelkurmay Askeri Savcılığı paralel yapı ile ilgili bir soruşturma yürütüyor. Bakalım gerçeklerin ortaya çıkmasında samimiler mi? Bu dava aynı zamanda samimiyet testi sayılabilir. Kumpas belli olduğuna göre şimdi kumpasın tetikçileri ve maşaları tek tek belirlenmeli. Askerin de personeline ne derece sahip çıkıp çıkmayacağı belli olacaktır. Dönmez'i daha önce üç ayda mahkum edip TSK'dan atmışlardı. Şimdi her duruşmayı üçer ay erteliyorlar. İş uzadıkça uzuyor. Gerçekler bir an önce çıksın ve adalet yerini bulsun.