Dolmabahçe üzerinden itibar infazı
Dünyanın hiçbir ülkesinde çocuklar ve gençler için ayrı milli bayram yoktur. Atatürk’ün dehasını anlamamakta ısrar edenlerin 23 Nisan ve 19 Mayıs gibi törenleri son yıllarda nasıl da erozyona uğrattığının farkında mıyız? Mini mini çocuklarımız ucube kıyafetlerle rock-disco müzikleriyle dans ediyor milli bayramlarda. Türk kültürüne, manevi dünyaya dair izler birer birer siliniyor.
Baharla beraber tabiat uyanırken ben de leyleği havada görmenin etkisiyle düştüm yollara. Ankara-Konya, Antalya-İstanbul arasında mekik dokuyorum. Atatürk Havaalanı’ndan inip sahil yolundan payitahta giderken memleketimizin insan manzaralarına takıldım. Ayakkabıları, pantolonları, gömlekleri ve saç şekilleriyle acayip bir gençlik türemiş. Arabadan inip bu topluluktan seçtiklerimle anket yapmak istedim. Milli Eğitim Bakanı kim? sorusuna büyük bölümünün cevap veremeyeceği endişesiyle vazgeçtim.
Sigara yasağının başlamasına bir gün kala kederle savurdum dumanı. Senelerdir etkili ve yetkililerin ciddiye alıp tedbir almayı akıl edemediği formatlama geldi aklıma. Milletimizin milli-manevi değerlerini yok ederek refleksi ortadan kaldırmanın hedefinde şüphesiz devleti kuran irade olan asker, gençlik ve duyarlı vatandaş var. Ancak bilinçleri formatlamaya çalışan küresel güç söz konusu hedefler için önce “itibar infazı” yapıyor. Planlı olarak yapılan yıpratma planlarına rağmen Türk milletinin en güvendiği kurumun ordu olduğunu bilenler, süreci hızlandırmak için tabandan değil en tepeden inmeyi hızlandırma çabasında. Nitekim Ağustos’ta emekliye ayrılacak olan Orgeneral Yaşar Büyükanıt hedefin ortasına konuyor. Elbette yeni değil, Büyükanıt henüz Genelkurmay Başkanı olmadan düzmece Şemdinli iddianamesiyle yıpratılmaya hatta önü kesilmeye çalışılmıştı.
Yüreğimize su serpti
Fatih Çekirge dün köşesinde Yaşar Paşa’nın henüz Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı iken kendisine söylediklerini yazdı. “Hepsini kasaya koydum günü geldiğinde çıkarıp açıklarım” diyen Büyükanıt piyasada dolaşan dedikoduların yıllar önce kendilerine rapor olarak geldiğini, hatta hangi tarihte kimler tarafından yayınlanacaklarını bile bildiğini kaydederken biraz olsun yüreğimize su serpti.
Önce Başbakanlık daha sonra da Genelkurmay’dan yapılan açıklamada “Alçakça iftira” olarak nitelendirilen “itibar infazı”nın kaynağı ise halen belli değil. Türkiye için hayati önemi haiz bu senaryoyu öyle ise Fikri Sağlar’a kim fısıldadı? Memlekette bakanlık koltuğuna oturup devletin tepe noktasını bilen Fikri Sağlar’ın bunu açıklaması duyarlı vatandaşlık borcudur!
Gelelim itibar infazındaki terfiler sahnesine... Ağustos’ta belli olacak yeni komuta kademesine dair yine düşünce uçuşmaları dolaşıyor. Hilmi Özkök’ün yerine geçen Büyükanıt’tan Şahinlik bekleyenler şimdi de İlker Başbuğ için aynı beklentiyi seslendiriyor.
“Her Türk asker doğar” inancımızın yanında bir dönem mensubu olmaktan gurur duyduğum ordumuzun yapısını içine sindirmiş dostunuz olarak öncelikle ülkemizin etrafındaki gelişmeleri hatırlatmakta fayda görüyorum. Unutmayınız ki arazide birliklerini sevk ve idare eden komutan, masada diplomasiyi yönlendirendir. Dolayısı ile Başbuğ Paşa gibi başarılı askerlik hayatında sadece yurt içinde değil dışarıda da stratejik önemdeki yerlerde görev yapan komutana kahvehane jargonuyla misyonlar yüklenemez.
“İtibar infazı”ndaki amaçta beklentilerin boşa çıkmasını hedeflemiyor mu?
Federasyoncuların, küresel çete maşalarının formatlanmış beyinlerinden üretilenlere lütfen dikkat edelim.
Bu arada sen de konumlarına dikkat et a dost. “Ilımlı İslam” “Ilımlı Milliyetçilik” söylemleriyle seni formatlamaya çalışanlara tepkini yüksek sesle dillendir.