Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

"Doğal olmayan" ilişkiler doğallaşırken!

22 Ekim tarihli gazeteler, Pendik 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, verdiği ilginç bir karardan söz ediyor. Karar işyerinde porno CD satışı yapan sanığın davasıyla ilgili. Mahkeme, AİHM’ye de atıfta bulunarak “eşcinsel ilişki ve grup seksi” doğal olarak niteleyen bir karar vermiş. TCK’da “doğal olmayan” ilişkilere yönelik film satışı için daha yüksek ceza isteniyor. Mahkeme sanığa, sadece porno CD’leri yasak yerlerde sattığı için en alt sınırdan ceza vermiş.
AİHM’nin eşcinsellerle ilgili, “Toplumdaki bazı kişilerin şoke olması ya da rahatsızlığı, tek başına rızaya dayalı eşcinsel ilişki içinde bulunan yetişkin erkeklerin cezalandırılmasını gerektirmez” şeklindeki kararlarına vurgu yapılmış, kararda, “Avrupa ülkelerinin çoğunda eşcinsel birliktelikler evliliğe eşdeğer sayılmış, Hollanda’da son birkaç yıldır eşcinsel evlilikler yasal olarak kabul edilmiştir. Çağdaş toplumların bulunduğu bir dünyada, hemcinsler arasında gerçekleşen cinsel ilişkinin doğal olmadığını kabul etmek mümkün değildir” denilmiş.
“Özel alanlarda gerçekleştiği ve şiddet içermeyip çocukları da kapsamadığı sürece bu engellenemez. Doğal olmayan cinsel davranış terimi geniş yorumlanmalı. Aksi takdirde belirli kalıplar dışına çıkan her cinsel ilişkinin doğal olmadığı yorumu riski oluşacaktır. Görüntülerin alışılmadık türden olduğuna şüphe yoktur. Bu türden cinsel aktiviteye toplumda toplu olarak gerçekleştirilen cinsel ilişkilerin varlığı bir gerçektir”.
TCK’da “doğal” kabul edilmeyen ilişkiler, bundan böyle Avrupa ve AİHM sayesinde doğal ilişki olarak kabul edilecektir. Bu gelişmenin gerekçesi yukarıdaki mahkeme kararında açıkça ortaya konmuş bulunmaktadır. Türkiye’de ahlaki/insani/yasal yönden normal kabul edilmeyen ilişkiler, bundan böyle AB ve ona dayalı mahkeme kararıyla normalleşecektir. Bu bağlamda “hemcinsler arasındaki cinsel ilişki” nin çağdaş toplum olmanın doğal uzantısı olarak görülmesi fotoğrafın yalnızca bir yönüdür.

Müsaitseniz sorun yok!
Avrupa’da kültür; evlenmesi yasak olan rahip ve rahibelerin durumu, Katolik nikâhı ve “Tanrı Öldü” türünden akımlar nedeniyle bu tür anormal durumlar normalleştirilmiş ve özgürlük temelinde yasal güvence altına alınmış olabilir. Yarın “uyuşturucunun serbestçe kullanımı”, “ensest ilişkiler” ve “kürtaj” konusunu da AİHM özgürlük ve çağdaş toplumun gereği olarak karara bağlayabilir. Unutulmamalı ki, Danimarka’da İslam’a hakaret amaçlı yayımlanan tahrik karikatürleri konusuna da Avrupa ve Amerika’da hükümetler özgürlükler temelinde yaklaşmıştı. AB denilen, ekonomik ve siyasi çıkarları birliğinin diğer bir tarafı da kültürün kültüre uyumu sağlamasını içerir. AB’cilerin daha çok da dindar muhafazakâr olup da dini özgürlük için AB’cilik yapanların işin bu yanını da dikkatle düşünmelerinde yarar vardır. İşin aslı şu, bu bir anlamda dininizin ya da yaşamınızın da girmek istediğiniz birliğin dinine bir biçimde uydurulmasıdır. Hani türbansız yaşamdan taviz vermezken dininin tamamını yok sayan ilişkilerle karşı karşıya gelmek söz konusu olabilir. Bu klasik Dimyat ve bulgur hikâyesidir.
Konuyla dolaylı da olsa ilgili olan ilginç bir başka magazin haberi de Londra’dan gelmiş. “Ateist sloganlar otobüsle yolculuk edecek”. İngiltere’nin başkenti Londra’da İngiliz yazar ve biyolog Richard Dawkins’in de bulunduğu bir grup ateistin aralarında para toplayarak, şehir içi ulaşımı sağlayan otobüslere “Büyük olasılıkla Tanrı yok. Bu yüzden kaygılanmayı kesin ve hayatın tadını çıkarın” şeklinde ilanlar vereceği belirtiliyor.

Yazarın Diğer Yazıları