Diyarbakır'da şok!..
Geçtiğimiz hafta yayımlanan “Mahkeme’ye şok ifade” başlıklı haberi hatırladınız mı? “10 kişinin öldüğü termos bombası olayının tutuklu sanığı Hikmet Topal, saldırının emrini Albay Cemal Temizöz’ün verdiğini söylemesi için baskı gördüğünü” ifade etmişti. Mahkeme’ye verdiği 86 sayfalık savunmasında “Komiser bana ’komutanları lojmanlarından pijamayla, makamlarından koltuklarından tutup alıyoruz. Cemal Temizöz seni kurtaramaz’dedi” haberi bütün Türkiye’nin dikkatini çekmişti.
Yağmurun bereketiyle beraber (dün) Diyarbakır’da şok ifadelere iddianamenin inşasını sağlayan tanıkça devam edildi. Polislerle beraber savcı ve İnsan Hakları Derneği tarafından Albay Cemal Temizöz’e kumpas kurulduğu iddiası Diyarbakır Adliyesi’nde bomba gibi patladı.
Temizöz’ün tutuklanmasını sağlayan delil olarak gösterilen gizli tanıklardan “Sokak Lambası” kod adlı Hıdır Altun da tıpkı Hikmet Topal gibi polis ve savcıların “Komutanları kulaklarından tutup getiriyoruz” şeklinde ifade vererek, daha önce vaat ve baskı ile imzalattırılan aleyhteki beyanları kabul etmemiş ve PKK terör örgütünün Albay Cemal Temizöz’den intikam almak istediğini vurgulamıştı. Bu defa Cizre eski Belediye Başkanı Kamil Atak’ın üvey kardeşi Mehmet Nuri Binzet; başka bir suçtan Midyat cezaevinde yattığı sırada Cumhuriyet Savcısı Burhanettin Öztürk’ün kendisinden ne şekilde ifade aldığını, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde anlatmıştı.
M. Nuri Binzet’ten alınan ifade ile 2008 yılında harekete geçen savcılığın, söylenenlerin doğru olduğundan hareket ederek başlattığı soruşturma neticesi, başta Albay Cemal Temizöz ve Kamil Atak olmak üzere yedi kişi 16 aydır tutuklu bulunuyor. Her biri için dokuz kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istenen ve “Güneydoğu’nun Ergenekon’u” olarak bilinen davada ölüm kuyuları olarak iddia edilen kazılardan sadece hayvan kemikleri çıktığı halde, zanlıların tutukluluğu devam ediyor.
İki ay önce Diyarbakır’a getirildiği halde mahkeme heyetinin önce yorgun olduğu gerekçesiyle dinlemediği M. Nuri Binzet, geçtiğimiz duruşmada ise raporlu olduğu için dinlenememişti. Dün adliyeye getirilen Binzet’in anlattıkları karşısında müdafi ve zanlı avukatlarıyla beraber, izleyiciler ve basın mensupları ve belki de mahkeme heyeti, kelimenin tam anlamıyla şok yaşadı.
Binzet, Atak ailesinin kendisini haksız yere dışladığını, yalnızlığa mahkum ettiklerini, bu yüzden ağabeylerini affetmesinin mümkün olmadığını vurguladı. PKK terör örgütünün ağabeylerini seri katil olarak tanıttığını, suçları varsa idam edilirken cellatları olmak istediğini belirtirken, duyumların dışında gerçek anlamda delil bulunmadığını ifade etti. Cemal Temizöz’ü bireysel olarak sevmediğini ancak Temizöz’den önce Cizre’de terör örgütünün mahkeme bile kurduğunu, Cizre’de sokağa çıkmanın mümkün olmadığını, ilçenin Gazze’ye benzediğini söyledi. “Cemal Yüzbaşı Cizre’ye geldiğinde zırhlı araca binmeyerek korkmadığını kanıtladı. Halkla ilişki kurdu. Aileme beni okutması hususunda telkinde bulunmadığı için sevmem. Ama terörü Cizre’de bitirdi” dedi. Binzet, Midyat cezaevine gelen savcıların ısrarla Cemal Temizöz hakkında ifade vermeye zorladıklarını ancak kendisinin söylemediklerini söylemiş gibi tutanağa geçirdiklerini, bu ifadeleri kesinlikle kabul etmediğini vurguladı.
Binzet, “Diyarbakır İnsan Hakları Derneği Başkanı Muharrem Erbey’in cesetlerin yerini bildiğini, fotoğraflarını çektiğini belirterek ifade vermemi istedi. Savcılara fotoğrafları verdim. Erbey biliyor dedim. Kazılar öyle başladı. Ama Avukat Cihan Güçlü sadece bildiklerimi anlatmamı, iftiraya gerek olmadığını söyledi. Savcı da Erbey’in söylediklerinin doğru olduğunu belirtti. İnanmıştım ama kazılarda hayvan kemiği çıktı” diye konuşmaya devam ederken duruşmaya ara verildi. İHD Diyarbakır Başkanı Muharrem Erbey’in KCK operasyonuyla tutuklanıp halen cezaevinde olduğunu hatırlatalım. Silivri ve Diyarbakır’da görüp duyduklarımız ne kadar da birbirine benziyor. Siz bu satırları okurken Diyarbakır’daki soruşturma ve yargı sürecine ilişkin ifadeleri yarın bu sütunlardan sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.