Diyarbakır'da miting yapmak
Türkiye’nin başına bela olan terör ile ilgili elle tutulur tek projeyi rahmetli Alparslan Türkeş ortaya koymuştu. “Ne mozaiği ulan” diye kükreyen Türkeş, “Altı ay hazırlık, altı ay icraat ile bir yılda bitiririz” derken, psikolojik olarak işin yarısının başından halledebileceğini de kanıtlamıştı.
Mekanı cennet olsun, terörle mücadelenin sadece askeri tedbirler değil; ekonomik, sosyal ve psikolojik unsurlarına dikkat çekerken, bölgede görev yapacak personelin önemini belirtmişti. O’nun önerisi olan “Özel Harekat Birlikleri” nin bölgedeki mücadelesi hâlâ konuşuluyor. Seversiniz sevmezsiniz. Ama hakkını teslim etmek de fikir namusudur. Tansu Çiller’in başbakanlığı döneminde kurumlar arası kararlılık ve uygulama bugüne kadar sergilenmiş değildir. Alparslan Türkeş ismini yıllarca “Bütün Kürtleri yok edecek” propagandası yapan bölücüler, 1970’li yıllarda Türkeş’i Diyarbakır’a sokmama yemini etmişlerdi. Üç milletvekili ile Türkiye gündemini belirleyen Türkeş, devletin valisi ve güvenlik güçlerinin yalvarmalarına rağmen Diyarbakır’a gidip halka hitap etme kararlılığını sergilediğinde Doğu ve Güneydoğu illerinde milliyetçi fikir taban tutmaya başladı. 1977 seçimlerinde MHP, bölgede şimdikinden çok daha fazla oy alırken, daha sonra şehit verdiği Bingöl Belediyesi’ni kazanmıştı.
Dilerseniz çok eskiye gitmeyelim. 12 Eylül Darbesi’nin silindir gibi ezdiği MHP, 80 sonrasındaki yapılanmasında bölgede en çabuk teşkilatlanma başarısını göstermişti. MÇP’nin yalnızlığa mahkum günlerinde bile 89 Yerel Seçimleri’nde belediye başkanlıkları kazanmıştı. PKK terörüne karşı sergilenen tavır, MHP’yi umut haline getirmiş, merkez sağdaki partilerin belediye başkanları MHP’ye en güvenilir liman olarak tercih ediyordu. Aşiretler, koruyucular akın akın MHP’ye gelirken, Türkeş ilerleyen yaşına rağmen Elazığ, Bingöl, Adıyaman, Urfa, Kars, Iğdır, Muş, Bitlis, Şırnak, Van illeri ve ilçelerine gidip “Kürtler ne kadar kürtse, biz de o kadar kürdüz. Biz ne kadar Türk’sek onlar da o kadar Türk’tür” söylemini “Türk-Kürt kardeştir, ayrım yapan kalleştir” sloganıyla bütünleştiriyordu. Ömrünü siyasete değil, Türk Milleti’ne adayan Başbuğ, hiçbir dönem gelecek seçimleri hesaplamadı. Hep gelecek nesilleri düşündüğü için sağlığında gerçek anlamda iktidar olamadı. O, donanımlı kurmay subay olmanın yanında kelimenin tam anlamıyla “Toplum Mühendisi” idi. 1995 seçimlerinden hemen sonra yeniden yapılanma ve muktedir bir iktidar vaktinin geldiğini ifade ederek, hazırladığı projede ilk hedefi yerel yönetimlerdi. PKK’nın belediyeleri yavaş yavaş ele geçirmeye başladığını, bunun önlemi alınmazsa tamiri zor tahribatlara yol açacağını belirterek 40 yıl boyunca eğittiği öğrencileri heyetler halinde davet edip, memleket ve işyerlerine göre belediye başkan adaylığı görevini yüklemeye başladı. 4 Nisan 1997 günkü ani vefatına kadar bitip tükenmeyen enerjisi, billur hafızası ile tek tek telefon ederek il ve ilçelerdeki gelişmeleri takip ederek adaylık görevi yüklediklerini kontrol ediyor, engin tecrübesiyle yönlendiriyordu. Amacı önce belediye seçimlerinde MHP’yi güçlendirmek, sonra da TBMM’de birinci parti olmaktı. Gerisini okuyucularımızın dün gibi hatırladığı için uzun uzun yazmaya gerek duymuyorum. Türkeş’in siyasi mirasını hovardaca har vurup harman savuranlar, onun mozaik benzetmesine kükreyişine inat “çiçek bahçesi” gibi arabesk şarkı seslendirir oldu. Bölge halkının tek alternatif gördüğü güvenilir liman olan MHP, mevcut durumu idare eden basiretsiz memur zihniyetiyle yönetildiği için umut olmaktan çıktı. Üstelik oralarda MHP’li olma yürekliliğini sergileyenler yalnızlığa terk edildi. “Sokağa çıkmayacağız” sözleri ile Balgat’taki lüks plazaya kapanan zihniyet yerel ve genel seçimlerde bile doğru düzgün miting yapamadı.
Sözü uzatmadan geçtiğimiz gün telefon ile arayan MHP Elazığ eski İl Başkanı Raif Çiçek’e gelmek istiyorum. Ana-babasından kürtçe öğrenip kürtçe konuşan; ama Türk Milliyetçisi olduğu için 1980 öncesinde saldırıya uğrayıp hapis yatan Raif Çiçek: “Diyarbakır’da yüz binlik miting yapamayan parti, Türkiye’de iktidar olamaz” dedi. Siyasette suskunluğu tarz haline getiren Devlet Bahçeli’nin yurt genelindeki teröre lanet mitinglerine katılmayışını hatırlattıktan sonra “Şimdi MHP İzmir’de terörü tel’in mitingi yapacakmış. Terör İzmir’de değil ki... MHP bu mitingi Hakkari’de, Diyarbakır’da, Şırnak’ta yapmalıdır. Bugünkü teknoloji, ulaşım ve maddi imkanlarla Doğu’da bunu gerçekleştiremeyenler yarın seçimde ne yapacaklar?” diye anlamlı konuştu.