Dikkat! Pimi çekilmiş manyetik bomba...
Ne yazık ki, artık Türk milletinin vazgeçilmez bir parçası olan “Kredi Kartları” bazen sesli bazen sessiz sedasız hükmünü icra ediyor.
Denilebilir ki, geniş halk tabakaları, yaşayışlarını “Kredi Kartları”na bağlamış bulunuyor.
Gerçekten de, kredi kartı olan herkes, kolaylıkla “nakit avans”, dolayısıyla “kredi” çekebiliyor.
Bankalar tarafından çeşitli etkinliklerle çok “cazip” hale getirilen bu yeni “borçlandırma” yöntemi alabildiğine boy atıyor.
Oysa “Kredi Kartları” nın yol açtığı “tahripler” daha
onarılmış görünmüyor.
Hükümet, hem tüketici, -daha doğrusu “mecburen” - hem de bankaları korumak çelişkisiyle her seferinde karşılaşıyor.
Özellikle bankaların tarafı tutuluyor.
Gerçi, bazı iyileştirici önlemlerin alınması önce “ferahlık” doğurduysa da tüketici, artık başka yollardan borçlandırılıyor.
Kefilsiz, kayıtsız-şartsız “nakit avans” veya “kredi” yine “Kredi Kartları” nın aracılığıyla adeta pazarlanıyor.
Sık sık değişen uygulamalarla hesaplanan faiz ve masrafları da eklenerek, ay ay son kuruşuna kadar tahsil ediliyor.
Nereden bakarsanız bakınız, Türkiye’de ne yazık ki bir kredi kartı faciası yaşanıyor.
“Kredi Kartları” faciasıyla ilgili öyle rakamlar sıralanıyor ki, “telâffuzları” bile “dehşet” le karşılanıyor. Milyonlarca TL borçtan bahsediliyor.
“Ödenmeyen” borç ise sorunu daha da önemli hale getiriyor.
Milyonlarca lira, bu facianın “sermayesi” oluyor.
Bazı bankaların kredi kartı verme “cömertliği” , bu yarayı doğurmuş bulunuyor.
Neredeyse, çoğu vatandaşların cüzdanlarında 5-10 kredi kartı bulunması ve bunların “bilinçsiz” kullanılması, facianın başlangıcı sayılıyor.
Daha sonra, tüketici için çok cazip gelen “asgari ödeme” tuzağı, faciayı tetikliyor.
Üç ay üst üste düzenli olarak yapılmayan ödemeler de, faciayı infilak ettiriyor.
Artık kredi kartı kullanımı “inisiyatifi” ortadan kalkıyor.
Ya dosttan arkadaştan “borç” para ile yaralar sarılmaya çalışılıyor, ya da “yeni kredi kartları” edinerek, eski ve kabaran borçlar ödenmeye çalışılıyor.
Ne var ki, çoğu kez eş-dost yardımı da yarar getirmiyor.
Artık, kredi kartı faciası aileyi kemirmeye başlıyor.
Arabasını, evini, dükkânını satanlar, iş-güç değiştirenler ortalığı dolduruyor.
Velhasıl, kredi kartı faciası bütün “vahameti” yle hükmünü icra ediyor.
Canına kıyanlar bile oluyor.
Ancak borçları, eş ve çocuklarına “miras” kalıyor.
Bütün bunlar “kredi kartı” için olup biterken; şimdi de “avans çekme” veya “nakit kredi” gibi yollar ne yazık ki, vatandaşı zor durumlarda bırakıyor.
Özetle, manyetik bombalar ocak söndürmeye devam ediyor.
Zaten, vatandaş şu veya bu şekilde gırtlağına kadar borç batağına batmış bulunuyor.
Dahası, bu pimi çekilmiş manyetik bombalar patlaması bankaların yanı sıra iktidarları da yakından ilgilendiriyor.
Maazallah yapı sektörünün yanı sıra “Kredi Kartları” furyasının herhangi bir patlama yapması, Türkiye’nin ekonomisini olumsuz şekilde tetikleyecek bir güce sahip bulunuyor.
Türkiye’de “Avrasya Kaplanları” diye bahsedilmeye başlandığı bir dönemde, bu hassas durumun bir an önce kabul edilmesi ve süratle ortadan kaldırılması gerekiyor.