Dikkat! Nihat Doğan çıkabilir!
Gençliğinin baharında üniversite birinci sınıf öğrencisi bir kızın tecâvüz edilmek istenmesi ve hunharca öldürülmesi üzerine paylaştığı bir twitt ile hem siyâsetin, hem magazinin ve hem de futbol dünyasının gündem maddesi oluverdi Nihat Doğan...
Hakkında suç duyurusunda bulundu siyâsî partiler...
Galatasaray Kulübü üyelikten ihrâcı için işlem başlattı...
Magazin dünyası ise mesaj yağmuruna tuttu Nihat Doğan’ı...
Nihat Doğan, Özgecan’ın katledilmesinden sonra, “Siz de mini eteği giyip soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca da bas bas bağırmayacaksın...” demişti...
Yani mini eteğin tecâvüz suçluları için tahrik unsuru olduğunu söyledi Nihat Doğan...
Karısını öldüren bir katilin yargılandığı mahkemede, “Tayt giyiyordu” dediği için ceza indirimi aldığı bir ülkede Nihat Doğan aslında o mahkemenin hâkimi olarak oturuyordu...
“Nişanlıların sokakta el ele gezmeleri günahtır” diye fetvâ yayınlayan ve sokakta el ele gezen çiftleri mahremiyet hassasiyeti taşıyanlara(!) ihbar eden Diyânet İşleri Fetvâ Kurulu’nun fetvâsını yazan kalem aslında Nihat Doğan’ın elindeydi...
“Erkek zampara olmayacak, kadın da herkesin içinde kahkaha atmayacak” diye kadınlara iffet vaazı veren Bülent Arınç değil Nihat Doğan’dı...
“Tecâvüze uğrayan kadın kendini öldürsün” diyen İ.Melih Gökçek değildi aslında, Nihat Doğan’ın ta kendisiydi...
“Kadıköy vapurundan inen kadınların durumunu görüyorum, bunlar benim değerlerimle uyuşan şeyler değil” diyen ‘dönemin Başbakanı’ Tayyip Erdoğan değildi, Dolmabahçe’deki kayıt stüdyosundan devamlı Kadıköy vapurunun iskeleye yanaşmasını bekleyen ve inen kadınların hâl ve hareketlerini takip eden de Nihat Doğan’dı...
“Biriyle kalkar aynı bankta yan yana oturursun, sohbetini yaparsın, siz de bir yere kadar saygıyla karşılarsınız, ben karşılamam” diyen de ’dönemin Başbakanı’ Erdoğan değil, ikinci iş olarak gece bekçiliği yapan ve banklarda oturanların ahlâka mugâyir vaziyetlerini kollayan da Nihat Doğan’dı...
“Annen bile olsa diz kapağından yukarısı tahrik eder” diyen de İslâmî bir vakfın Başkanı Alpaslan Kuytul değildi, bizzat Nihat Doğan’dı...
“Tecâvüzcü, kürtaj yaptıran tecâvüz kurbanından daha masum” diyenin de AKP milletvekili Ayhan Sefer üstün olduğunu sanıyorsanız eğer, fenâ halde yanılıyorsunuz demektir, bu herzeyi savuran da Nihat Doğan’dı...
“Çalışan kadın fuhşa hazırlık yapıyor demektir” diye buyuran da Mevlevî allâmelerden birisi değil, başında sikkesi ve üzerindeki tennûresiyle semâ eden Nihat Doğan’dı...
Galatasaray kulübünün üyelikten ihraç istemiyle işlem başlattığı Nihat Doğan ve “Üyelikten çıkaracaklarsa paramı da geri versinler Filistin’deki mazlum kardeşlerime yollayayım” diye Twit atan Nihat Doğan aslında seçim meydanlarında Mısır’da hayatını kaybeden Esma’yı da pazarlıyordu...
Akdeniz’de düşen uçaktan tutun da, Kobani olaylarına kadar ne kadar mûsibet varsa Paralel’e bağlayan da, Özgecan için paylaştığı Twitten sonra oluşan tepkileri “İsrail’in tasmalı köpeği Paralel çete ve onun medyadaki uzantılarının desteklediği 17-25 Aralık yargı darbesine karşı gelmemin faturası bu” diye açıklayan da Nihat Doğan’dı...
“CHP’ye tepki olarak Hristiyan oldum” diyerek ekran ekran dolaşarak iktidara komplimanlar düzen Tuğçe Kazaz değildi aslında, Filistin’e işmar ederek iktidara göz kırpan ve “Bana sahip çıkın bak ben onlara İsrail’in tasmalı köpeği dedim” diyen Nihat Doğan’dı...
Nihat Doğan, her ân her yerde...
Nihat Doğan, devletin en tepesinden medyanın en ücrâ köşelerine kadar, bürokrasinin en kılcal damarlarından yargının en hâkim noktalarına kadar her yerde...
Din alıp din satan, peygamber alıp peygamber pazarlayan ve bunun ne denli ciddi ve büyük bir pazarının olduğunu fark eden bir karakter aslında Nihat Doğan karakteri...
‘Yeni Türkiye’nin albümünde belki binlerce portre var, lâkin milyonlarca portre de olsa ’Yeni Türkiye’nin albümünde, hepsi aynı karakter, hepsi birer Nihat Doğan aslında...
“Evde zor tutulan bir %50”nin hepsi Nihat Doğan...
‘Yeni Türkiye’de artık bilekleri kesilerek ve yakılarak öldürülen Özgecanlar, sokak ortasında esnaf-polis iş birliği ile sopalarla dövülerek öldürülen Ali İsmailler, kartopu oynarken dükkânının camına zarar verdiği için yine esnafın öldürdüğü Nuh Köklüler suçlu, katilleri ise efsane yazan kahramanlar...