Dikkat! Kadınlar geliyor!
Başlığı yazmış, ekrana bakarak düşünüyordum. Konuğu olduğum öğretmen gelinim, getirdiği çay bardağını masama koyarken yazının başlığını okudu. Okumasıyla beraber “Aaa! Baba kadınları yazıyorsun!” dedi ve hiç soluk almadan, dikkati dağılmış öğrencisine ders anlatır gibi yüksek sesle tümceleri sıraladı:
“Kadınlar tutumludur! Kadınlar yorulsa da çalışır! Kadınlar affeder ama unutmaz! Kadınlar ayrıntıya dikkat eder! Kadınlar çok hızlı plan yapar! Kadınlar duygusaldır; ama istismarı fark eder” dedikten sonra da “Kolay gelsin babacığım” deyip odadan çıktı...
Doğru; kadınlardan söz edeceğim; ama sadece okumaya, bilgiye olan aşklarından!
Geçen ay kadın yazarlarımızdan İnci Gürbüzatik’le konuştum. TRT’den arkadaşımdır. Uğraşlarından söz ederken bir ara “Bu hafta kadın arkadaşlarla bizde toplanıyoruz” dedi. Bu sözü duyunca, bir an şaşırdım. Kondurmadım ama; çoğu kadınların -dolmalı, kısırlı, pastalı, boş sözlü- ’sıradanlaşmış’toplantıları da ses hızıyla aklımdan geçmedi değil! Kendimi toparlayıp “Ne toplantısı?” deyince, “Okuma toplantısı” yanıtını aldım. Biraz önce aklıma gelenleri anımsadım; utandım. Yazarlardan, kitaplardan bir sürü şey söyledi; ancak, bu akıl karışıklığında hiçbiri belleğime girmedi. Bir ara “İnci, bir kez daha toplanırsanız ne olur bana yaz” dedim.
Bir süre sonra şu iletiyi aldım:
“Dün okuma grubumuzun toplantısı bendeydi. Katherine Mansfield’in Katıksız Mutluluk, Bahçede Eğlence, Kumru Yuvası, Çocuksu Bir Şey, Bitmemiş Öyküler ve Alman Pansiyonu öykü kitaplarını okuyup, çözümlemeler yapıp; üzerinde uzun uzun konuştuk. Katherine Mansfield (1888-1923)Yeni Zelanda’da doğuyor. 19 yaşında yazar olmak için İngiltere’ye yerleşiyor. Gündelik olayların içinden duygu dünyasına yönelen, ruhsal çatışmaların üstüne eğilen, derin bir gözlem gücü ve şiirsel öğelerle süslenmiş diliyle kısa öykünün edebi bir tür olmasına önemli katkısı olan bir yazar. 1911’de yayımlanan Alman Pansiyonu yazarın düş kırıklıklarını ve karamsarlığını yansıtır. 1920’de yayımlanan Katıksız Mutluluk ile ünü daha da yaygınlaşır. 1922’de yayımlanan Bahçede Eğlence kitabında ustalığının doruk noktası sergilenir. Yayımlanmamış öyküleri ölümünden sonra Kumru Yuvası ve Çocuksu Bir Şey adıyla yayımlanır. Mansfield’i ilk kez Yeni Zelandalı feministler keşfeder. Virginia Woolf (1882-1941) ve Katherine Mansfield (1888-1923) aynı dönemde İngiltere’de yaşamışlar. Birbirlerinden etkilenmiş olabilirler mi diye düşündük. Ama ikisi de farklı kulvarlarda. Ancak kadına bakışları o döneme has. Wirginia Woolf’un Mansfield’den pek de hoşlanmadığını öğrendikten sonra ’niye acaba’yı merak ettik o yüzden okuduk onca öyküyü. Mansfield’e İngiltere’nin Çehov’u diyorlar ki, gerçekten bu tespit çok doğru. Öykülerinde tam bir dişil dil kullanıyor. (Hâlâ kadın öyküleri yazıp da dişil dilin ne olduğunu bilmeyen, o dili kullanmayan öykücülere Mansfield okumaları önerilir.) ’Biraz da tercüme sıkıntısı çekmeden okuyalım’a, karar verdik. Bir sonraki (15 gün sonra) yazarımız Peride Celal’in 9 romanı... Her birimiz bir roman okuyacağız. Ortak çalışma!”
On beş gün sonra da Peride Celal’le ilgili “okuma toplantısını” anlatan iletisini aldım!
Kadınlarımızdaki şu okuma heyecanına bakar mısınız?
(İliştiri: Geç de olsa kadınlarımızın “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” nü sevgiyle, saygıyla kutluyorum.)
Haftaya buluşmak dileğiyle...