Devlet gücü ve yasal soygun!
Ülke baştan başa kayırma, yolsuzluk, yoksulluk, hukuksuzluk ve huzursuzlukla kaynıyor. Eskiden de yolsuzluk, çürümüşlük ve yandaş kayırma ülkenin en önemli sorunuydu. Ancak o zaman bu işe kalkışanlar en azından haddini bilir, biraz da alttan alırlardı. Şimdinin yolsuzları “Yavuz hırsız ev sahibini bastırır” türünden bir tavır içindeler. Artık birileri pişkin pişkin yolsuzluk, hukuksuzluk ve kayırma konusunda özgürlük istiyor. Bunun nedeni günümüz yolsuzluklarının iktidara yakın olan ve olmayan olmak üzere iki kısma ayrılmasından kaynaklanmaktadır.
İktidar bütün mesaisini fiziki korumaya (türbana) yönelttiği için ülkede çöken ruhi ve ahlaki değerleri görmezlikten gelmektedir. Türban, kapatma davası, dinleme derken ahlaki ve insani değerlerde inanılmaz bir erozyon yaşanmaktadır. Bozulma ve çürümenin en büyük işareti de rüşvet ve yolsuzluklardaki artıştır.
Gümrükler kevgir gibi!
Vatan gazetesi “Müsteşar Zararsız’ın ’üstünü örteyim’planını Yargıtay bozdu” başlığı altında şu iddialara yer vermiştir:
“Gümrük Teftiş Kurulu, ciddi bulduğu 15 ihbarı değerlendirip Gümrük Müsteşarı M. Emin Zararsız’dan soruşturma izni ister. Suçlamalardan bazıları müsteşarın kendisini de kapsadığı için onay ilgili bakandan çıkması gerekmektedir. Ancak Zararsız, tüm talepleri bekletmiş ve “Soruşturmaya gerek yoktur” diyerek dosyayı Teftiş Kurulu’na iade etmiştir. Üstelik Teftiş Kurulu Başkanı’nı da görevden almıştır. Demirağ ve iki yardımcısı işin peşini bırakmayarak durumu Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletirler. Böylece savcılık Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu harekete geçirir. Milliyet gazetesine göre ise gümrüklerden sorumlu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’ya gönderilen dosyalar bakan tarafından BTK’ya iletilmiş ve soruşturma başlamıştır.
İddialar öyle yenilir yutulur türden de değildir. 2004/2005/2006 yıllarında Türkiye’nin Cezayir’e toplam 2 milyar 627 milyon 546 bin dolarlık mal ihraç ettiği gümrük rakamlarında kayıtlıdır. Cezayir’in kayıtlarında ise sözü edilen üç yıl için Türkiye’nin ihracatı 1 milyar 914 milyon 796 bin dolar olarak Bu durumda 719 milyon 150 bin dolarlık farkın, yani hayali ihracatın vergi iadesi söz konusudur. Bunu birileri paylaşmıştır.
Ankara Cumhuriyet Savcılığı gümrüklerdeki yolsuzluk konusunda ihbarcı Aziz Eren imzasıyla bildirilen bir başka konuda Zararsız hakkında soruşturma başlatmıştır. Milliyet gazetesine göre Eren’in ihbar ettiği husus şudur: “İzmit Gümrükler Başmüdürü Şükrü Keleş, Petrokimya Müdürlüğü’nü taşıyacağım diye Gümrük Vakfı’ndan 500 milyar lira para almış ve bu işi Çe-Taş Mühendislik’e vermiştir. Ancak İzmit-Gebze’de bulunan mükelleflere gümrük müdürlüğünü taşıyacağını ve bunun için para gerektiğini söyleyip söz konusu şirketin hesabına baskı ve hatır/gönül unsurları devreye sokularak para yatırtmıştır. Şükrü Keleş ve Çe-Taş aralarında anlaşıp hesapta biriken 400 milyar rüşvet parasını paylaşmışlardır .”
Bu arada Çanakkale’nin Çan ilçesinde, aralarında AKP ve DP ilçe başkanlarının da bulunduğu 8 kişi ihalelere fesat karıştırdığı iddiasıyla gözaltına alınmış. Diğer yandan da 106 işadamının yargılandığı hayali ihracat işlemleriyle gerçekleştirildiği ileri sürülen yaklaşık 1 milyar 700 milyon dolarlık kaçakçılık davası, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle ortadan kaldırılmış.
Devlet gücü ve yasal soygunlar!
Hakkını vermek gerekirse geçmiş dönemlerde bu tür yolsuzluklar için bakanlar sorgulanır, tutuklanır (İsmail Özdağlar olayı), hatta bakanlıklara operasyonlar bile yapılırdı.
Yüce Divan yargılamalarının birisi bitmeden diğeri başlardı. Bu yargılananları gören asalaklar devleti soymayı meslek edinenleri az da olsa korkuturdu. Ülkedeki altı yıllık tek başına iktidar deneyimi, yolsuzluk içinde olanların cüretini ve pervasızlığını da inanılmaz ölçüde artırmıştır.
Her iktidarın kendi yolsuzunu ve soyguncusunu yaratması ülkede giderek gelenek halini aldı. ’Ali Dibo’vakalarındaki artış endişe vericidir. Devlet gücünü yasal soygun aracı olarak kullanmalar had safhaya çıkmıştır.
Unutmamak gerekir ki, devlet gücünü “yasal soygun”un aracı haline getiren iktidarlar, muhaliflerinden önce kendi geleceklerini yok etmiş olurlar.