Derin istifanın perde arkası..
Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Büyükelçi Murat Özçelik’in, “istifa” haberi dün gazeteniz YENİÇAĞ’ın manşetinde patlayınca Ankara’da yaşanan telaşı görmenizi isterdim. Devletin ve hükümetin derinliklerinde sır gibi saklanan bu gelişme tüm ayrıntılarıyla gazetemizden duyulunca siyaset ve bürokrasi dünyası vurgun yemiş gibiydi. Ankara’daki meslektaşlarımız ise ayrı bir alemdi!.. Bazı gazeteci arkadaşlarımız Ankara büromuzu arayıp tebriklerini iletirken bazıları da bizden okudukları haberin üstüne az salça katarak gazetelerinin internet sitelerine “son dakika” haberi olarak koyma başarısını(!) gösterdi.
Neyse?..
Gelelim derin istifanın perde arkası ayrıntılarına. Önce haber ve habercilerin çerçevesinden..
30 Nisan Pazartesi günü sabah saatleri:
YENİÇAĞ Ankara bürosunun çalışkan muhabirlerinden Ceyhun Bozkurt, “Ağabey KDGM Müsteşarı istifa etmiş” diye telaşla geldiğinde kısa bir süre şaşkınlık geçirdik. Çünkü Barzani Türkiye’den ayrılalı çok olmamıştı. Barzani üzerinden yeni Kürt açılımının mimarı olan Murat Özçelik’in istifa zamanlaması pek akla yatkında gelmiyordu. Son aylarda Özçelik’in Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ile arasının çok bozulduğunu net olarak biliyorduk ama müsteşarın Tayyip Erdoğan ile daha rahat çalıştığını da görüyorduk. Bir de Büyükelçinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile çok öncelere dayanan ayrı bir bağı ve ilişkisi vardı. Tecrübelerimiz bize haber kaynağımızın çok sağlamlığına rağmen daha fazla sorgulama yapma ve bir-iki yerden daha teyit almamız gerektiğini söylüyordu. Ankara Haber Merkezi olarak öyle yaptık.. Siz de YENİÇAĞ’ın gündeme damga vuran özel haberini Çarşamba günü gazetenizde okudunuz. Bu bizim cepheydi.
Geçelim KDGM ve iktidar cephesindeki perde arkası gelişmelere.
Hatırlatalım!..
KDGM ilk kurulduğunda İçişleri Bakanlığına bağlıydı ve o dönem İçişleri Bakanı Beşir Atalay’dı. Beşir Atalay, Başbakan Yardımcılığına getirilince bir kararname çıkarıp KDGM’yi yine kendine bağladı.
KDGM’nin ilk müsteşarı ise şu anda AKP milletvekili olan eski İstanbul Valisi Muammer Güler’di. O dönemde de Atalay ile Güler arasında geçimsizlik ve kavga haberleri duyardık. Hatta, “Muammer Güler, Beşir Atalay yüzünden KDGM’den ayrıldı mebusluğa kaçtı” yorumlarını da dinledik.
Büyükelçi Murat Özçelik, KDGM’nin başına getirildiğinde de kurum içi kaynama devam etti. “Beşir Atalay huzursuzluğu” yüzünden bazı bürokratlar ya istifa etti ayrıldı ya da başka yerlere kaçtı. Başbakan Tayyip Erdoğan da kendisine doğrudan, birinci elden iletilen “Beşir Atalay şikayetlerine” hep kulak tıkadı. Burada da parantez içi bir perde arkası verelim. Beşir Atalay, Abdullah Gül’ün kadim dostudur, sırların ortağıdır. İlk AKP kabinesini Başbakan Abdullah Gül Köşk’e çıkarırken Beşir Atalay isminin karşısında, “Milli Eğitim Bakanı” yazıyordu. O zaman Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Beşir Atalay isminin üstünü çizmiş ve Gül’e oldukça ağır sözler sarf etmişti. Abdullah Gül de düşünmek için müsaade isteyip dışarı çıkıp telefonla aradığında Tayyip Erdoğan’dan, “Bir süre bekletelim istersen. Kriz çıkmasın. Daha sonra değerlendiririz” cevabını almıştı. Abdullah Gül buna rağmen direnmiş, daha sonra orta yol bulunup Beşir Atalay AA ve TRT’den sorumlu Devlet Bakanı yapılmıştı.
Murat Özçelik faslına tekrar dönersek;
Büyükelçi, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı görevi boyunca inisiyatif alıp hamleler(!) yaptı. ABD ziyaretini, Irak’ın kuzeyindeki temasları hep Murat Özçelik kendisi planladı. Beşir Atalay da bu durumdan çok ama çook rahatsız oldu. Sık sık, Özçelik’e “Sen bu konulara çok girme. Biz hallederiz. Kendini yorma” yönünde telkinler yaptı. Müsteşarın ön plana çıkması Beşir Atalay’ı daha da huzursuz etti.
İkili arasındaki en sıkı kavga “Terör örgütüyle silahlı mücadeleyi sürdürelim, bunların parlamentoda zeminleri var. BDP’lilerle oturup konuşalım. PKK ile de pazarlık edilir ama önce BDP’den başlayalım” şeklinde ve Barzani temelinde oluşan stratejiyi bizzat Murat Özçelik’in belirlemesiyle patladı... Murat Özçelik, bu stratejiyi ve ayrıntılarını birebir Tayyip Erdoğan ile görüştü. Başbakan da bunu sahiplendi. Erdoğan, Güney Kore’ye giderken Atatürk Havalimanı’nda gazetecilerin soruları üzerine “Terör örgütü ile sonuna kadar mücadele, siyasi uzantısıyla da müzakere” demişti. Bu açıklama, Büyükelçinin söylediğinin aynısıydı. Başbakanın yeni Kürt stratejisi Beşir Atalay’a sorulduğunda ise, “Benim haberim yok” deyip tepkisini açıktan ortaya koymuştu. Çünkü Atalay, müsteşarının aktif çalışmasını(!) bir türlü hazmedememiş bazı gazetecilere de kapı arkalarından bilgi sızdırması yüzünden kavga etmişlerdi.
Unutmadan önemli bir ayrıntıyı daha aktaralım;
MİT Müsteşarı Hakan Fidan ifade krizinin en sıcak olduğu günlerden birinde Murat Özçelik’le beraber Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yanına gittiler. Fidan ve Özçelik, Başbakan’a “Böyle krizler olduğu zaman hep biz mi feda edileceğiz” dediler. Hatta Murat Özçelik biraz daha ileri gidip “Güvence isterim” dedi. Bu görüşmeden sonra Murat Özçelik en az 10 defa Tayyip Erdoğan ile bire bir görüşüp, MİT krizini çözen formül bulundu.
Murat Özçelik’in Başbakana bu kadar yakın çalışması Beşir Atalay’ı çileden çıkarıyordu.. Atalay, Büyükelçi üzerindeki baskıları arttırdı. Bunalan Murat Özçelik, yeni Kürt açılımında da Tayyip Erdoğan ile birlikte çok yakından çalıştığı Ankara milletvekili Yalçın Akdoğan’a şikayetlerini aktardı. Özçelik, yakın çevresine, “Beşir Atalay, Başbakanla yakın çalışmamı hazmedemiyor. Atalay, bu koltukta kukla istiyor” dedi. Bütün bunlarla birlikte dünkü haberde okuduğunuz istifa sürecine girildi.
Dün akşam saatlerinde biten Bakanlar Kurulu toplantısının ardından ise Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç gazetecilerin sorusu üzerine, Murat Özçelik’in istifası ya da görevden alınmasının söz konusu olmadığını söyledi. Biz de ne yapalım, gazeteciliğin cilveleri bu... Tekrar kaynaklarımıza döndük. Murat Özçelik, Arınç’ın açıklamasının ardından yakın çevresine şu değerlendirmeyi yaptı:
“İstifa mektubu şu an Başbakan’da. Yalçın Akdoğan aracılığıyla Başbakan’a bu mektup iletildi. Bundan sonra ne yapacağım ile ilgili seçenekler şunlar olabilir:
- Yüzde 90 ihtimalle merkeze, yani Dışişleri Bakanlığı’na geri dönerim... Oradan Temmuz kararnamesi ile Avrupa’da bir ülkeye büyükelçi olarak gidebilirim..
- İkinci ama daha zayıf ihtimal, Başbakanlık’ta, Başbakan’ın Güvenlik Danışmanlığı gibi bir görev alabilirim. Bu, ABD’de Amerikan Başkanı’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı gibi bir görev olabilir.”
Bundan sonra ne olur?
İstifasını Yalçın Akdoğan vasıtasıyla Tayyip Erdoğan’a gönderen Murat Özçelik tekrar KDGM’ye dönecek gibi gözükmüyor. Kulislerde ve yakın çevresinde konuşulanlara göre, “Özçelik’e önce yurt dışında istediği bir yerde görev verilir. Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun görev süresi dolunca da yerine o geçer.”
Kulislerde konuşulan en zayıf ihtimal ise, “Eğer müsteşarlığın statüsünde bir değişiklik olur, müsteşarlık, Beşir Atalay’dan alınıp, MİT Müsteşarı gibi direkt Başbakan’a bağlanırsa, Özçelik belki o zaman istifasını geri çekebilir.”
Beşir Atalay’a bir şey olur mu?
Çankaya Köşkü’ne doğru bakıp, bu patlayan krizde henüz göremediklerimizi bulmamız lazım.
Bu arada; 3 Mayıs Türkçülük Bayramı Turan’ın da kutlu olması dileklerimle..