Depremden 10 gün sonra 20 bin termal battaniye bağışı!
AKP’nin “yüzyılın felaketi”, “asrın felaketi” gibi söylemlerle afete müdahalede yaşanan aksaklıkları normalleştirmeye çalıştığı deprem binlerce canımızı aldı bizden, binlercesi de enkaz altında kaldı.
Depremin 248. saatinde 17 yaşındaki Aleyna enkazdan sağ olarak çıkarıldı.
Depremin ilk anındaki aksaklıklar olmasaydı, devlet 3. gün değil, deprem olur olmaz bölgede olsaydı kaç canımız kurtulurdu varın siz düşünün!
Depremin üzerinden tam 11 gün geçti, 11 koca gün!
Türkiye’nin çeşitli illerinden deprem bölgesine koşan gönüllüler tarafından sağlanan imkanlarla enkazdaki vatandaşlar kurtarıldı, depremzedelere barınma imkanları sağlanmaya çalışıldı ancak depremzedeler dondurucu soğukla mücadele etmek zorunda kaldı bir başlarına ve çaresiz!
Vatandaşlar devlet kurumları yerine başta AHBAP olmak üzere çeşitli STK’lara bağışlar yaptı. Bu durum devlet kurumlarının 20 yıllık AKP iktidarında nasıl güvenilmez hale getirildiğini gözler önüne serildi.
Peki devlet ne yaptı, oturup nerede yanlış yaptık diyeceklerine, bu güveni sağlamak için neler yapabiliriz diye düşüneceğine halkın güvendiği STK’lara parmak salladı.
Günlerce aç, susuz bir halde bir lokma ekmeğe muhtaç halde kalan depremzedeler dondurucu soğukla baş başa kalırken geçtiğimiz gün ulusal ve uluslararası 213 televizyon ve 562 radyonun katılımıyla “Türkiye Tek Yürek” yayını gerçekleştirildi.
Bu yayında depremin üzerinden 11 koca gün geçtikten sonra Beyazıt Öztürk 20 bin termal battaniye bağışında bulundu. Biraz erken olmadı mı be Beyazıt?
Madem böyle bir imkanın ve niyetin vardı neden 11 gün insanların orada donmasına müsaade ettin?
Doğru o an yardım etsen hem bedava reklam yapamayacak hem de vergiden düşemeyecektin yaptığın bağışı?
Neyse ne diyelim sağ ol var ol!
Genç kuşak üzerinde yitirdiğin popülariteni, Acun’la toplamaya çalışma azmine kuvvet!
Bölgede günlerce iletişim sorunu yaşandı?
Vatandaşın sırtından milyarlar kazanan GSM şirketleri bölgeye bir baz istasyonu gönderemedi!
Ancak dünkü canlı yayında Türk Telekom 2 milyar TL, Turkcell 3.5 milyar TL bağışta bulunurken Vodafone’dan ise ses soluk çıkmadı!
Doğan Medyayı almak için devlet bankası Ziraat Bankası’ndan aldığı 1.5 milyar dolarlık krediyi ödememek için kırk takla atarak kamuyu zarara uğratan Yıldırım Demirören babası Erdoğan Demirören adına 50 milyon TL bağışladığını açıkladı.
Çiftçi, içinde bulunduğu ekonomik koşullar nedeniyle traktörünü satarken, ürününü yakarken tarımsal destek için kurulan Ziraat Bankası, 20 milyar TL, Ziraat Katılım Bankası 1 milyar TL bağışta bulundu.
Bir diğer kamu bankası Vakıfbank 12 milyar TL, Halkbank 7 milyar TL bağışta bulundu.
Devlet bir cebinden aldı diğer cebine koydu kısacası paraları
Ama vatandaşına caka satmayı da ihmal etmedi tabii!
Hem de canlı canlı!
Ancak bankalar bu bağışları yapamayabilir çünkü bankacılık kanunun 59.maddesinde bankalara bağış sınırı var.
59.madde aynen şunu söylüyor:
“Bankalar ve konsolide denetime tâbi kuruluşlarca bir malî yılda yapılabilecek bağış miktarı, banka özkaynaklarının binde dördünü aşamaz. Ancak, yapılan bağış ve yardımların en az yarısının, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya indirim olarak dikkate alınabilecek bağış ve yardımlardan oluşması zorunludur. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Kurulca belirlenir.”
Yaşadığı mali kriz nedeniyle Katar’dan 2 milyar dolar borç alan merkez bankası 30 milyar TL bağışta bulundu depremzedelere.
Rezervlerindeki buharlaşan 128 milyar doların ise nereye gittiği hala meçhul!
Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi Koruma Görevlileri 3 milyon 300 bin TL bağışladı, yahu bu koruma görevlileri kaç para maaş alıyor ki bu bağışta bulunabildi?
Unutmuşum geçen yılın sadece ilk dört ayında Erdoğan’ı korumak için 36 bin 600 bin asgari ücrete denk gelen 155 milyon TL’cik harcanmıştı sadece!
Bu arada İstanbul Emniyet Müdürlüğü de 5 milyon TL bağışladı.
Toplam 115 milyar TL’den fazla bağış toplandığı açıklanan gecede devletin kamu kaynaklarının yağdırıldığı yandaş müteahhitlerden toplamda 4 milyar TL’den fazla bağış geldi.
Kamu kaynaklarının yağdırıldığı yandaş müteahhitlere yaptırılan yolları, köprüleri, viyadükleri hepimiz biliyoruz artık hangi ballı şartlarla yaptırıldılar.
Hatta Sayıştay raporları ortaya koymuştu, bu yandaşlara verilen garanti geçişlerle kaç köprü yapılabileceğini!
Hem kamu kaynaklarını hiç et, hem bağış yaptım diye utanmadan bunu vergiden düş!
Ne güzel Türkiye be!
İrili ufaklı herkes dün akşam çıktı şovunu yaptı.
Peki bu bahsedilen bağışların yüzde kaçı gerçekleştirilecek, bir garantisi var mı?
Çık yayına şunu yapacağım de sonra yapma ne olacak?
Takip eden, denetleyen mi var nasılsa!
Madem bağış yapanlar dürüst, sonrasında bağış yapmayanları açıklayın, afişe edin söz verdi yapmadı diye?
Hanımlar, beyler çıktınız canlı yayında şovunuzu yaptınız, bir yaraya bile merhem olacaksanız Allah sizden razı olsun. Ancak 11 gün boyunca neredeydiniz?
İlk andan itibaren depremzedelerin yanında olmak bu kadar mı zordu?
Reklam arası bittiyse vatandaş yine kendi başının çaresine bakmaya devam edebilir…