Demokratik sistem ve parti içi demokrasi üzerine
Ülkenin çivisinin çıktığı bir dönemde parlamenter sisteme yeniden dönmek, hukukun üstünlüğünü sağlamak,yolsuzluklarla mücadele etmek ve demokrasiyi bütün kuralları ile işletmek ana hedefiniz değilse ne için siyaset yaptığınızı Türk milletine anlatmak zorundasınız.
Kendi kendisiyle barışık olmayan, sevmeyen sevilmeyen, hiç kimseye sevgisi ve saygısı olmayan adamlarla hiçbir hedefe varamazsınız.
Şeyh Edebali'nin asırlar önce söylediği "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" sözünün kıymetini idrak edemeyen adamlar bırakın iktidar olup hükümet kurmayı çadır bile kuramazlar.
Hak ve özgürlükler, hukukun üstünlüğü, şeffaflık, hesap verilebilirlik günümüzün en temel parametresi değilse dal gövdeyi yavaş yavaş kemirir ve siyaset çakallarının kurmuş olduğu tezgahların kurbanı olursunuz.
Her şeyden önce ilkeli ve dürüst siyaset yapacaksınız, demokratik teamüllere ve eleştirilere açık olacaksınız, yenilik ve gelişmelere kapınızı açık tutacaksınız. Şekil ve görüntünün öne çıktığı bir siyasi parti olmak yerine kalitenin yükseldiği bir siyasi parti olmak için gayret sarfedeceksiniz.
Gizli ajandalarınız olmayacak. Tüzüğe yazdıklarınızla söz ve tavırlarınız birbiriyle çelişmeyecek. İstişare ve meşveret kanallarını sonuna kadar kullanacaksınız. Demokratik teamüller konusunda defolu olacak olursanız cazibe ve albeniniz ortadan kalkar, yüzünüze kimse bakmaz.
Yürümüş olduğunuz yolda egolarınızı kibirlerinizi çöpe atamıyorsanız bir süre sonra etrafınızda tüneyen menfaatçi takımıyla birlikte siyasi mevta olursunuz.
31 Mart seçimlerinden sonra ortaya çıkan siyasi tablo, Recep Tayyip Erdoğan'ın tek adamlığını elinin tersiyle itmiş ve Cumhur İttifakı'nın ülkemizin kangren haline gelen devasa sorunlarını çözemiyeceğini göstermiştir.
Hal böyleyken ekonomik olarak başarısız olmuş, yolsuzluk ve hukuksuzluğun ülkemizin dört tarafında Fink attığı bir dönemde itibar kaybetmiş AKP yi kurtarmak için Türkiye İttifakı adı altında gündeme getirilen sinsi bir projeye karşı dikkatli olunmalı. İyi ile kötünün, doğru ile yanlışın, çirkin ile güzelin karıştırılıp Türkiye İttifakı olarak önümüze konulması midesi genişleri iştahlandırabilir ama Türk milliyetçileri böyle oyunlara gelmemelidir.
Sayın Kılıçdaroğlu'na yapılan linç girişimini lanetlemekten imtina edenlerin 82 milyonu kucaklayabileceğine şahsen ben hiç inanmıyorum. Bugün geldiğimiz noktada ülkemizde meydana gelen bütün günahların, ayıpların, kusurların, tek sorumlusu AKP ve Recep Tayyip Erdoğan olduğuna göre bütün bu olumsuz duruma ortak olup AKP'yi yeniden umut haline getirmek ve ona destek vermek hangi siyasi akla sığar?
Yarın hesap soracağınız adamı kurtarmak insanın kendi kendisini inkar etmesi demektir.