Demokrat falan değiliz kardaş

Bugün bilmediğiniz bir şeyi değil, doğruluğunu bildiğiniz ve tekrar etmeye korktuğunuz bir şeyi yazacağım. Evet, sevgili okurum, kendinizi demokrat bir ülkede özgür olarak yaşıyorum diye kandırmayın. Türkiye özgür ve demokrat olmadığı için Türkiye’de demokrasi ve özgürlük yoktur. Bu nedenle sağa sola özgürlük ve demokrasi nutukları atmayın. Bu yüzden ülkenizi demokrat, kendinizi de özgür sanmayın. İçinde yaşadığınız ve demokrasi sandığınız sistem, Suriye’nin Esad’ı, Libya’nın Kaddafi’si ve Irak’ın Saddam yönetiminden farklı değil.
Diktatörler halklarını izletir. Bizimkiler de izletiyor.
Diktatör aleyhine yazılıp çizilemez, konuşamazsınız. Bizimkiler de yazdırtmıyor, konuşturtmuyor.
Diktatöre muhalefet edemezsiniz. Bizimkiler de ettirmiyor.
Diktatöre karşı adalet arayamazsınız. Bizimkiler de aratmıyor.
Diktatörler övülmekten ve yalakalıktan hoşlanır, bu yüzden belirli bir soytarı kadroları vardır. Bizimkiler farklı mı?
Diktatörler korkularından kalabalık bir koruma ordusu ile gezer. Bizimkilerin etrafına
bakın.
Basın yayının gizli sahipleri diktatörlerdir. Bizimkilerin sahipleri kimler?
Diktatörlerin ülkelerinde internet kontrollüdür. Bizde nasıl?
Diktatörler sık sık yakın çevrelerini değiştirir. Bizde nasıl?
Diktatörler, kendi geleceklerini sağlama almak için yabancı ülkelerin verdiği emirleri uygular. Bu durum size bir şeyler hatırlatmıyor mu?
Bu listeyi kolayca uzatabilir, çok şey ekleyebilirsiniz. Bu diktatörler listesindeki isimlerle ülke isimlerini değiştirirseniz, göreceksiniz, Saddam, Kaddafi, Mübarek ve Esad bizde yaşıyor ve ötekileri diktatörlükle suçluyor. Ha aklınıza bizim diktatörler seçimle geldi, onlar darbeyle diye bir şey geliyorsa ki biliyorum geliyor. Hatırlayın Mübarek seçimle işbaşına gelmişti, Esad, Kaddafi. Başlangıçları birer askeri darbe sonra seçim. Sonuçta bizimkinin de yolunu açan bir askeri darbe hatırlarsanız. Ha diyorsanız ki bizde seçilmiş meclis var. Sokaktaki muhalefeti kabul edemeyen dikta rejimi orada da muhalefeti dövüp konuşturmaz. Örnekler çok taze. Siz de göstermelik meclisinizle demokrat olduğunuzu sanın.
En modern telefonları kullanıp, en güzel arabalara binip, güzel video ve Facebook ya da Twitter kullanarak kendinizi uygar sanmayın. Suudi Arabistan Kralı veya şeyhler de Twitter ve Facebook kullanıyor. Arap krallıklarına bakın, sizlerden daha lüks ve daha modern araç ve gereçleri var. Ama siz herkes gibi bu Arap kardeşlerinizi uygar saymıyorsunuz. Neden, Amerika’ya veya Avrupa’ya çocuklarınızı okumaya yollarken onları kardeşiniz bir Arap üniversitesinde okutmuyor, tatillerinizi Riyad’da veya emirliklerde geçirmiyorsunuz.
Aslında kabul etmek gerekir ki Atatürk devrimleri sizlere bol geldi üzerinize uymadı. Doğulu kafanız bir türlü Atatürk devrimlerindeki Batılılığa uyum gösteremedi. Gençlere bir bakın, hepsinde kirli sakal. Dünyada bizden başka hangi ülkede sakallı adam manzarası görüyorsunuz.
Sevgili okurum siz hala, yok eğitimdi, yok dörtlü toplamalardı, yok askerlik ve askeri sistemdi, adaletti falan her gün yeni bir fasarya ile meşgul olurken, ülke temelinden yeni bir sahaya sürükleniyor.
Dün George Mason Üniversitesi’nden bir ekonomi profesörü ile konuşuyordum. Türk ekonomisindeki görünür durgunluğun geçici ve çok tehlikeli olduğunu, bir dengesizliğin ülkeyi Yunanistan ve İzlanda gibi iflas eden ülkeler kategorisine sokacağını söyledi. Adamcağız, onların AB ülkesi olduğu için kurtarıcı bulduklarını, ancak Türkiye’yi böyle bir durumda kurtarmaya gelmelerini beklemenin hayal olduğunu ve parça parça toprak satışlarının gerçekleşeceğini ve AKP iktidarının övündüğü Osmanlıcık oyununun son perdesinin de böylece kapanacağını söyledi. Aslında buna benzer sonları birkaç kez değişik ağızlardan duydum. Evet, Tayyip Bey ve şürekâsının yeşertmeye çalıştığı Yeni Osmanlıcılık tezi de aynı Osmanlı’nın sonu gibi neticeleneceğe benziyor.

Yazarın Diğer Yazıları