Demirel ve Kıbrıs
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tedavi gördüğü hastanede 91 yaşında vefat etti, aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin. Demirel hayatını ülkesine adamış ve hizmet etmeye çalışmıştır. Türkiye’nin kalkınması ve gelişmesi için 1965-93 yılları arasında 7 farklı hükümette toplam 10 yıl 5 ay Başbakan, 1993-2000 arasında ise Cumhurbaşkanı olarak görev yapmıştır. Demirel’in Türkiye’ye kazandırdığı eserler verdiği hizmetler vefa duygusu olan herkes tarafından takdirle anılacaktır. Demirel görev yaptığı yıllarda ve sonrasında Kıbrıs sorunu ile ve biz Kıbrıs Türkleri ile yakından ilgilenmiştir. Görevde olduğu yıllarda kardeşim dediği rahmetli Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf R. Denktaş’la yakın ve uyumlu bir çalışma içerisinde olmuş, Kıbrıs Türküne ve millî davamıza destek vermek için elinden geleni yapmıştır.
Devlet Su İşleri’nin(DSİ) başında Türkiye’ye hizmet veren ve bu nedenle ‘Barajlar Kralı’ olarak da anılan Demirel, KKTC’ye Türkiye’den su götürülmesi için fiilî çalışmalar yapılmasını gerçekleştiren ilk başbakandır. Bu amaçla adaya balonla su götürülmesi projesini devreye koymuştur. Bu projenin istenen başarıyı gösterememesi sonrasında, şu anda boru döşeme işlemleri süren ve Eylül ayında devreye girmesi beklenen, ‘asrın projesi’ olarak nitelendirilen KKTC Su Taşıma ve Temin projesinin ilk adımları Demirel’in görev süresinde atılmıştır. Demirel, KKTC’ye su taşıyarak hem su sorununu çözmek hem de dünyaya gerekli mesajı, Kıbrıs Türkü ve KKTC’nin Türkiye’den kopmaz ayrılmaz bir parçası olduğuna vurgu yapmak istiyordu. 26 Temmuz 1998’de balonla su getirme projesi çerçevesinde Güzelyurt’ta yapılan törene katılan Başbakan Demirel Kıbrıs Türküne seslenerek şunları söylemişti: “KKTC halkına güven içinde olduklarını söylemeye geldim. Balonla su taşınması bir başlangıçtır. Boruyla su getirme projesi de bir yıl içinde tamamlanacaktır. Anadolu’nun güzel suyunun imdadına yetiştiği ada bundan sonra yeşil ada olacaktır. Bu topraklarda, ebediyete kadar kalacaktır. Anadolu’daki kardeşlerinizle sarmaş dolaş yaşayacaksınız. Bir şeyden korkunuz olmasın. Destanınızı kanla yazdınız. Sizinle övünüyoruz.”
Demirel, aynı gün KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde tarihi bir konuşma yapmış ve bugünlerde gündemde olan, Türkiye’nin garantör ülke olarak hak ve sorumluluklarının bilincinde olduğunu vurgulamıştı. Demirel, Meclis’teki konuşmasında gerçekçi olmayan çözüm önerilerinin ve baskının Kıbrıs’ta huzur ve istikrarı bozacağını belirterek, Rum Yönetimi ile Yunanistan arasında imzalanan Ortak Savunma Doktrini adı altındaki askeri müdahale hazırlıklarını sert bir dille eleştirerek; “Tarih hayal edildiği değil, gerçekleştiği şekilde görülmelidir. Uluslararası camia artık Kıbrıs konusunda doğru bir tespitte bulunmalı, Rum Yönetimi’nin Ada’da kendisi kadar egemen bir yönetim ve devletin mevcudiyetini kabul ederek müzakereye hazır olması gerekmektedir” diye konuşmuştu.
Rahmetli Demirel Başbakan olarak, rahmetli Denktaş’la, çeşitli ortak açıklama ve deklarasyonlara imza atmış Kıbrıs sorununa sahip çıkmıştır. Demirel, KKTC’nin bağımsız ve egemen bir devlet olarak varlığını sürdürmesinin esas olduğuna inanmakta ve çözümün muhakkak ‘iki devlete dayalı-konfederal’ bir modele dayanmasını istemekteydi. İki bölgeliliğin ve iki toplumluluğun da sulandırılmadan korunmasının şart olduğunu her fırsatta belirten rahmetli Demirel, ‘Rumlarla Türkleri karışık yaşar hale getirmeye çalışmanın varacağı yer, ne zaman olacağı belli değil, herhangi bir zamanda kavgadır’ diye uyarılarda bulunmaktaydı.
Demirel, dünyanın Güney Kıbrıs’ı tanıdığını, bu şartlar altında Kıbrıs sorununa siyasi bir çare bulmanın söz konusu olamayacağına vurgu yaparak, dünyanın KKTC’yi de tanıması gerektiğini, tek devlet, tek vatandaşlığa dayanan bir çözümü yürütmenin ise mümkün olamayacağının altını çizmekteydi.
Geçtiğimiz Eylül ayı sonunda KKTC’ye gelen rahmetli Demirel, burada kardeşim dediği rahmetli Denktaş’ın kabrini ziyaret etmiş, dualarını eksik etmemiştir. O zamanki Cumhurbaşkanı Eroğlu’nu da ziyaret eden Demirel belki de Kıbrıs konusundaki son beyanatını bu ziyarette gazetecilerle paylaşmıştır.
Demirel, Kıbrıs Türk halkının bu topraklara sahip çıktığını devletini kurduğunu, bugün burada 50 yıl önceki Kıbrıs’ın olmadığını belirtmiş, Kıbrıs’ta yıllardır kalıcı ve adil bir siyasi çözüm arandığını, barışın kolay bulunmadığını ifade ederek, bu yüzden müzakerelerden ümidin kesilmemesini istemişti.
Demirel, Türkiye Cumhuriyeti devletine yaklaşık 50 yıl hizmet verdiğini, bu yarım asırlık sürede de Kıbrıs’ın hep ön planda olduğunu belirterek, Türkiye’nin ve Türk halkının Kıbrıslı Türk kardeşleriyle her zaman sevgi ve muhabbet içinde, Türkiye devletinin de her zaman KKTC’nin yanında olduğunu vurgulamıştı. Demirel, Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir siyasi çözüm arandığına dikkat çekerek, Kıbrıs Türk halkının bugünlere büyük fedakârlıklarla geldiğini, demokrasisini, devletini oluşturduğunu belirtmişti. Rahmetli Demirel, KKTC’ye tatil için geldiğini, ancak geçmiş zamanları ve dökülen kanları düşündüğünü ifade ederek, merhum Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı anmış, Denktaş’ın sadece halkı için çözüm istediğini, hakkını istediğini, ancak başkasının hakkını istemediğine de vurgu yapmıştı.
Kıbrıs sorununun millî bir dava olduğunu her katıldığı toplantıda tekrarlayan rahmetli Demirel, Türkiye’nin her zaman Kıbrıs Türkünün yanında olacağından kimsenin kuşkusu olmaması gerektiğini de vurgulamaktaydı. Büyük Türk Milleti, Kıbrıs Türkü, ülkesine hizmet eden gerçek bir devlet adamını, ‘Baba’sını yitirdi; mekanı cennet olsun, nurlar içinde yatsın.