Dehşet görüntüler
Gündüzleri adliye koridorlarında malum davaları takiple geçiyor günüm. Geceleri acil servislerdeyim. Bir tarafta kızım Aybikehan diğer tarafta anam derken, Allah kimseyi hastane kapılarına düşürmesin diye dua ediyorum. Sıkıntılıyım şu aralar. Bu yüzden Ankara’daki gece eylemlerini yerinde izleyemiyor, gazeteci olarak olayların tam ortasında gözlem şansımı yitiriyorum. Dostlar sağolsun.. Anlık gelişmeleri telefon ya da sosyal paylaşım siteleri aracılığı ile paylaşıyorlar. Tam da “Amman dikkat!” dediğim gün çok sevdiğim iki arkadaş ziyaretime geldi. Cep telefonu kamerasıyla kaydedilen görüntüleri izlettiler. Gece karanlığında amatörce çekildiği için net değil. Yüzler tam görünmüyor. Fakat teknoloji ilerledi, sanırım bu görüntüler temizlenerek seyredilebilir hale gelecek. Çeken ve olaylara tanık olanların anlattıkları tüyler ürpertici olduğu kadar şüphelerimizi doğrular nitelikte.
İki sivil giyimli şahıs, gösterilere katılan gençlerin önünde slogan atıyor. Bu arada polislerin müdahale hazırlığı var. Ancak bu iki kişi gençleri ısrarla polislerin üzerine çekmeye çalışıyor. TOMA’lar ile Akrep diye tabir edilen zırhlı araçlar harekete geçiyor. Yoğun gaz fişekleri atılınca geride kalan tecrübesiz gençler gazın etkisiyle dağılıyor. Bu arada tecrübeli oldukları, pervasızca davranışlarından anlaşılan iki şahıs TOMA ve Akreple karşı karşıya kalıyorlar. Ellerini havaya kaldırıp bizim anlamlandıramadığımız işaretler yapıyorlar. Bu arada zırhlı aracın üzerinden gaz fişeği patlıyor. Biri omzunu tutarak acıyla dizleri üzerine çöküyor. Diğeri panikle cebinden bir şey çıkarıp polis araçlarına sallayarak göstermeye çalışıyor. Başta belirttiğim gibi görüntüler net değil. Görgü tanıkları polis kimliğini çıkararak “Ne yaptınız yaa.. Biz polisiz..” diye bağırdığını iddia ediyor. Bir kaç dakika sonra sivil plakalı bir araba zırhlı araçların arasından geçerek, omzundan vurulan kişiyle yanındakini arabaya bindirip hızla uzaklaşıyor.
İkinci görüntüye gelince... Gençler direniş ateşi yakmış, etrafında slogan atıp, çöp kutularıyla barikat kurmaya çalışıyorlar. Yine iki sivil giyimli şahıs, sağa sola koşturup gençleri yönlendirmeye gayret ediyor. Daha uzakta polisler müdahale hazırlığında. Henüz olay yok. Barikatların önüne geçip polise taş atan söz konusu iki şahıs. Görüntülerde yüzleri seçilemiyor ancak görgü tanıkları bir önceki çekimdekilerin aynı şahıslar olduğunda ısrarlı. Gece karanlık, cep telefonunun modeli biraz eski, dolayısıyla görüntüler bozuk. Taş atan iki şahıs, TOMA’ların hareketinden sonra ortadan kayboluyor. İnsanın aklı almıyor ama içimize düşen kurt sürekli kemiriyor. Tam da 12 Eylül’ün yıl dönümü. Bu tezgahı ülkücülere de devrimcilere de kurduklarını çok sonra öğrenmiştik. Aradan yıllar geçmesine rağmen taktik değişmemiş. Görüntülerin biri çok yeni Tuzluçayır’dan. Diğeri Haziran direnişlerinin yapıldığı Kızılay Meydanı’nda kaydedilmiş. Görüntülerin kopyasın alıp televizyon haberciliği yapan bir arkadaşıma emanet ediyorum. Seyredilebilir hale getirdikten sonra yayınlayacak. Şahısların Eskişehir’deki gibi fırın işçisi olmadığı her haliyle belli. Bakalım Ethem Sarısülük’ün katilinin koruma altına alındığı gibi bu görüntülerde sivil polis olduğu iddia edilen kişiler de korumaya alınacak mı?
Okuyucularımız 12 Eylül’ün yıl dönümünde benden özel bir yazı beklentisine girmiş. İnanın içimden gelmedi. Öyle kara günler yaşıyoruz ki 12 Eylül adaletini mumla arar hale geldik. Hayatta hiç bir şey tesadüf değildir. Yukarıda anlattığım görüntüler tevafuk mu?