Değişimin şifreleri

Siyasi iktidar Cumhurbaşkanı adayını açıklanması için muhalefeti dolaylı yollardan zorluyor. Siyasi iktidar aday isimlerini tartışmaya açarak, iktidarın yanlışlarını perdelemeyi amaçlıyor.

Ancak toplumun istediği daha farklıdır. Halkın yüzde 70''i kendisinin ve çocuklarının geleceğini garanti altına almak istiyor.

Bugünkü rejim altında kimse malını mülkünü güvencede hissetmiyor. Bunun içindir ki yurt dışına yerli sermaye çıkışı hızlandı. Herkes çocuklarının geleceğinden endişe ediyor.

İki yıl önce Yeditepe Üniversitesi ve MAK Danışmanlık en kapsamlı "Gençlik Araştırması'''' isimli bir anket yaptı. Bu anket sonuçlarına göre;

"Eğitim veya iş amaçlı bir başka ülkede geçici süreli yaşama fırsatı tanınsa yurt dışına gitmek ister misiniz?" sorusuna gençlerin yüzde 76,2''si ''evet kesinlikle giderim'' cevabını verirken, yüzde 14''ü ise ''Evet ama ülkemde aynı şartları bulursam gitmem" demişti.

Halk 20 senedir aşama aşama bozulan düzenini yeniden kurmak istiyor. Toplum geleceğini teminat altına almak istiyor

1- Değişimin ilk adımı hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve mülkiyet hakkının güvencesi olmalıdır.

Tarafsız yargı ve mülkiyet güvencesi, ekonomik kalkınmanın da altyapısıdır. Bu altyapı olmadığı için yerli ve yabancı sermaye yatırım yapmıyor. Bakanlar Suriyelilere iş verin dediği için ülkede hukuka aykırı olarak kaçak işçi çalıştırılıyor. Bu nedenle 8 milyon insanımız fiilen işsiz kaldı. Bu gibi nedenlerle öncelikli sorun hukukun üstünlüğüdür.

Hukukun üstünlüğü ve tarafsız yargı olmadığı için kimse yarınından güven duyamıyor. Uyduruk bir kararla, keyfi bir uygulama ile ve bir kumpas ile herkes hürriyetinden olabilir. Fetö savcıları bunu yaptı. Halen Osman Kavala örneği var.

2- İnsan hakları ve siyasi özgürlükler insan refahının anahtarıdır. Ekonomik ve sosyal kalkınmanın önemli bir şartıdır.

Siyasi iktidar İstanbul Sözleşmesi''nden çekilerek açıkça kadın haklarını askıya aldı. Seçim sistemini ve seçim yasalarını değiştirerek siyasi hakları dolaylı yoldan önlüyor. Seçim kurullarını değiştirerek ve Yüksek Seçim Kurulu''nu kontrol ederek, seçim hilelerinin önünü açtı. Bu gibi dolaylı yollarla tüm siyasi hakları haksız yoldan engelledi.

Öte yandan hükümeti ve bütçeyi kontrol mekanizmaları kaldırıldı. Artık halk ödediği vergilerin nereye gittiğini bilmiyor.

Türkiye''nin demokratik, şeffaf, seçim hilelerinden uzak bir seçim mevzuatına ve seçim sistemine ihtiyacı var. Aynı paralelde kamuda denetim mekanizmaları ve hükümetlerin yanlış yapmasını önleyecek otomatik bir frenleyici sistem kurulmalıdır.

3- Devleti parti devleti olmaktan kurtarmalıyız. Bir ekonomide kalkınmanın ve büyümenin ilk şartı, kaynakların çarçur edilmeden, verimli ve etkin bir şekilde kullanılmasıdır. Parti devleti ise kaynakları, yalnızca yandaşları kayırmak ve popülizm için kullanır. Parti devleti olan bir ekonomide büyümenin ve kalkınmanın sürdürülmesi imkânsız olur.

Türkiye''de AKP öncesine kadar kurumsal devlet vardı… Bu devlet başkanlık sitemine kadar topal bir kurumsal devlet haline geldi… Başkanlık sisteminden sonra tamamıyla parti devleti oldu.

Siyasi iktidar kim olursa olsun… Cumhurbaşkanı kim olursa olsun… Prensip olarak parti devleti sürdürülemez.

4- Eğitim ideolojik eğitimden kurtarılmalıdır.

Mevcut olan İmam Hatip meselesine şimdi bir de Diyanet Akademisi eklendi. Türkiye''de şeriat isteyenler, eğitimi de aynı çizgide istiyor.

Türkiye Eğilimleri-2021 Kantitatif Araştırma Raporu 04 Ocak 2022, anket sonuçlarına göre halkın yüzde 9''u kendini Siyasi İslam olarak görüyor. Eğitim sisteminin, şeriat isteyen yüzde 9''luk bir kesimin hâkimiyetinden kurtarılması ve bu değişimin nasıl yapılacağı prensip olarak isim tartışmasından daha önemlidir.

5- Ekonomide piyasa-devlet optimum dengesinin kurulması, planlama getirilmesi, gelir dağılımının düzelmesi, yolsuzlukların önlenmesi ve istikrar sağlanması, refah toplumunun olmazsa olmazıdır.

Biz önce ne istediğimizi iyice bilelim, bu isteğimize uygun aday bulmak ve bu bilinçle seçim yapmak daha kolay olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları