Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Değişim, devlet ve şirket

Gelecekte ayakta kalmak ya da başarılı olmak, amaca göre rota tayin etmekle mümkündür. Fırtınalı, dalgalı ve kararsız ortamlar ancak kararlı mücadelelerle aşılır. Bu nedenle örgütlerin nereye gittiğini, neyi gerçekleştirdiğini ve ne yaptığını iyi bilmeleri gerekir. Çünkü kalıcılık daha az değişim daha çok da kimliğin eseridir.
Devlet ya da örgüt her şeyden önce kim olduğunun cevabını vermelidir. Bir şirketin kurucuları nereye gidildiğinden çok, kim olunduğunu bilmenin önemli olduğunu, çünkü çevre değiştikçe nereye gidildiğinin de değişeceğini bilirler. Şirketlerin çekirdek ideolojileri, devletlerin de anayasaları bu anlamda önem kazanır. Collins ve Porras, çekirdek ideolojiyi şöyle tanımlar: “Bir kuruluş gelişirken, merkezileşmeyi dağıtırken, farklılaşmaya giderken, küresel olarak genişlerken ve işyerinde çeşitliliği geliştirirken onu bir arada tutan zamktır. Bunu Musevileri bir yurtları yokken, Diaspora boyunca dağıldıklarında bile yüzyıllarca bir arada tutan Musevilik ilkelerine benzer olarak düşünebilirsiniz”.
Temel değerler korunmalıdır!
Ancak zamana karşı meydan okuyan değerler örgütlerin temel değerleri olabilir. Örgütler ya da devletler temel değerlerle teçhiz edilmiş, saygın ve önder kişiler sayesinde ancak kimlik ya da başarılarını geleceğe taşırlar. Önüne çıkan her ufka yelken açan, yöntem değiştirirken kendini ve kimliğini de değiştiren yönetimlerin geleceği olmaz.
Düşünürler son derece farklı kültürlerden gelen insanlardan oluşan küresel örgütlerin bile ortak temel değerler kümesi tanıması gerektiğine özel vurgu yaparlar. Burada da püf noktası, bireyden örgüte doğru çalışmaktır. Bu bağlamda; temel değerleri temsil edecek insanların birkaç kritik soruya yanıt vermesi gerektiğinden söz eder aynı düşünürler:
-Hangi temel değerleri işinize kişisel olarak taşırsınız?
-Çocuklarınıza, işte benimsediğiniz ve onların da çalışan yetişkinler olduklarında benimsemelerini istediğiniz temel değerler olarak neleri anlatırdınız?
-Yarın elinize bundan sonraki yaşamınızı çalışmadan geçirebilecek düzeyde bir para geçerse, bu temel değerleri yaşatmayı sürdür müydünüz?
-Bu temel değerleri, eğer bir noktada içlerinden biri ya da birkaçı rekabette dezavantaj haline gelse de korumak ister miydiniz?
-Yarın farklı bir alanda yeni bir girişime başlayacak olsanız, sektör ne olursa olsun, hangi temel değerleri yeni örgütte de yerleşik kılmak isterdiniz?
Son üç soru önemlidir; çünkü değişmemesi gereken, kalıcı temel değerler ile her zaman değişmesi gereken uygulama ve stratejiler arasında önemli bir ayrım yapmaktadır.
Cumhurbaşkanlığı niçin güçlendiriliyor?
Şirketler bile temel değerlerini geleceğe taşımak için inanılmaz duyarlı davranmaktadırlar. Konu millet ise bu hassasiyetin çok daha yüksek olması lazım gelir. Anayasa değişikliklerinin hangi değerleri geleceğe taşımak amacıyla yapıldığını birileri cevaplaması gerekiyor. Kendi çıkarlarını anayasal güvence altına almayı, birileri darbe anayasasını değiştirme kılıfı altına saklamış olmasın? Bu bağlamda parlamenter sistemde Cumhurbaşkanlığının bu denli güçlendirilmesinin ne anlama geldiğini de birileri cevaplaması gerekiyor. Herhalde Anayasa değişikliği milletin temel değerlerini geleceğe taşımak için yapılmıyor. Başbakanlığı kaybetme tehlikesi karşısında birileri, Cumhurbaşkanlığı vasıtasıyla sekiz yıllık birikimlerini korumaya almaya çalışıyor. İşin diğer tarafı ayrıntıdır.

Yazarın Diğer Yazıları