Defin “usta”ları

Çatır çatır yandı işçilerimiz, boğuldu; üç gün çok yazdık, çok kınadık, çok ağladık, çok anlattık. Sonra? Hiçbir şey olmamış gibi devam ettik yaşamaya; birer ikişer ölmeye devam etti insanlar iş kazalarında, “adet” leri duyarlılık eşiğimizi geçemediğinden duymadık bile...
Sallandık, sarsıldık, evlerimiz çöktü, işyerlerimiz, okullarımız, hastanelerimiz; üç gün yanıp söndü durmadan ekranlarımız, çok korktuk, çok konuştuk. Sonra? Hiçbir şey olmamış gibi devam ettik yaşamaya; çatlaklarımızın üzerine renkli manzara resimleri astık, kapandı sandık.
Bu hafta “Sizden Gelenler” gününde ilk misafirlerimiz, bu felaketleri “unutturmama” , “yetkilileri önlem almaya zorlama” azmindeki Türkiye Kamu Sen Tekirdağ İl Yöneticileri...
Geçtiğimiz yıl Tekirdağ’da 1999 öncesi inşa edilen 240 okul binasında depremsellik testi yapılmış. Test sonucuna göre il genelinde 143 okulun güçlendirilmesi gerekiyormuş.
Peki bir yıl boyunca sayısız girişime karşın güçlendirme kararı çıkan okul sayısı kaç biliyor musunuz?
4!
Evet, evet sadece 4!
Bu tedbirsizliğin üzerine bir de Gökçeada depremi eklenince soluğu Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya’nın makamında almış Kamu Sen yönetimi. “Yetmez” demişler. Sonrasını Kamu Sen İl Temsilcisi Muzaffer Doğan anlatsın:
“Çocuklarımız, öğretmenlerimiz ve dolayısıyla tüm toplum tehdit altında. Kaynak sıkıntısı gözetilmeden okulların depremsellik sorunu çözülmeli. Aynı sorun maliye, belediye gibi diğer alanlarda da mevcut. 1999 depreminin üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen kamuda olduğu gibi sivil yerleşim yerlerinde de depremle ilgili bir hazırlık çalışması yapılmadı. Halbuki deprem kapımızda. Sivil binalarda da yerel yönetimlerin öncülüğünde depremsellik testi yapılmalı, depreme dayanıksız bölgelerde kentsel dönüşüm çerçevesinde yenilenmeler yapılmalı...”
Yapılır mı?
Yoksa çocuklarımızı bekleyen son da, yine, yeni bir felaketten sonra “ne güzel defnettik” açıklamaları mı?


silin beni
Bu hafta yerimiz dar... Murat Öztürk’ün yazdıkları son mektubumuz olsun:
“HER KİM ki bayrağımızın indirilip paçavra gibi oradan oraya atılıp adeta
oyuncak haline getirilmesini TASVİP EDİYORSA
veya, BÜYÜTÜLECEK BİR ŞEY YOK DİYORSA
veya, OLABİLİR DİYORSA
veya, PROVAKASYONDUR DİYORSA
veya, 18 YAŞININ ALTINDA BİR ÇOCUK YAPMIŞ, BİLİNÇLİ DEĞİL DİYORSA
veya, sadece KINIYORSA
veya, sadece ÜZÜNTÜLERİNİ BELİRTİYORSA
veya, SESSİZ KALIYORSA
veya, BAYRAK YÜRÜYÜŞÜNE KATILANLARI IRKÇILIKLA SUÇLUYORSA
veya, ADI VAR KENDİ YOK OLAN B ve C planı sahibi İKTİDAR BAŞININ VE SÖZCÜLERİNİN KONUŞMALARINI ONAYLIYORSA
veya, BU HAİNLİĞİN SONRASINDA EVİNİN CAMINA, BALKONUNA BAYRAK ASMAMIŞSA, ASMAYACAKSA, ASMAYI DÜŞÜNMÜYORSA
(...) Arkadaşmış, iş arkadaşımmış, komşuymuş, köylümmüş, akrabammış, hancıymış,
yolcuymuş... geçiniz, HER KİMSE’NİZ
OLMAZ OLSUN VARLIĞINIZ ! SİLİN BENİ...”

Yazarın Diğer Yazıları