Son günlerde çocuklarda ve erişkinlerde görülen ishal vakalarından su ve besinlerle bulaşan mikroorganizmaların sorumlu olduğunu söyleyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadriye Pulak, bu durum özellikle hava sıcaklığının artmasıyla çocukların ve yetişkinlerin park, bahçe vesaire gibi alanlarda rahat dolaşımı ve yaş sebze ve meyvelerin yıkanmadan tüketilmesiyle ilgili olduğunu belirtti.
Çocuklarda da özellikle okul öncesi dönemde ve kreş ortamında ortak kullanılan eşyalar ve oyuncaklar etkili bir bulaş kaynağı olduğundan el hijyenin çok önemli olduğunu söyleyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadriye Pulak, park, bahçede oynadıktan sonra eve döndüklerinde ellerini su ve sabunla yıkamaları gerektiğini çünkü çocukların önemli bir kısmında rota virüsü saptanmakla beraber diğer nedenlere bağlı olarak da ishal vakaları görüldüğünün altını çizdi.
İshal şikayeti ile hekime başvuran erişkinlerin yaklaşık yüzde 20'sinde ise noroviruslerin sorumlu olduğunu belirten Dr. Pulak, “Norovirusler aynı zamanda virüslerden kaynaklanan ishal salgınlarının yüzde 60-95'ini oluşturuyor. Genellikle, kişiden kişiye temas, bulaş ağız-dışkı yoluyla, hazır-açıkta satılan gıdalar ve kontamine suyun yutulmasıyla birlikte sindirim sisteminde ciddi hastalıklar neden olabilir. Bu tarz virüslerin hastalarda mide ve bağırsak rahatsızlıkları, ishal, bulantı ve kusma şikayetinin yanında hastalarda Hepatit A ve E adı verilebilir. Bazı viral enfeksiyonlar da görülebilir” dedi.
48 SAAT İÇERİSİNDE HEKİME GİDİLMELİ
Kişinin 48-72 saatten uzun süren bir ishali, ateşi, bulantı ve kusması çok şiddetli ise ve 48 saat sonra azalmıyorsa mutlaka hekime başvurmak gerektiğini anlatan İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sadriye Pulak, şu uyarılarda bulundu:
“Bu virüsleri aldıktan sonra yüksek seyreden ateş, kusma ve ardından ishal şeklinde, kramp şeklinde karın ağrısı, karın ağrıları da gördüğümüz semptomlar arasındadır. Önemli bir kısmında rota virüsü, adenovirüs ve norovirusler saptanmakla beraber diğer nedenlere bağlı olarak da ishal vakaları görmekteyiz.”
PROBİYOTİK TÜKETMEK GEREKİR
Kesin tanı mikrobiyolojik inceleme ile konabildiğini belirten Dr. Pulak, vakaların dışkılarında ve kusmuklarında fazla miktarda virüs bulunması nedeniyle tanı yöntemlerinin birçoğuyla pozitif sonuç alındığını söyledi. Dr. Pulak, “Basit viral enfeksiyonlar antibiyotik tedavisi olmadan sıvı desteği ve bulantı kesici ilaçlarla düzelebilir. Ancak bakteriyel enfeksiyonlar antibiyotik kullanmadan düzelmez. Eğer bu semptomlar varsa bir hekime başvurup tedavinin düzenlenmesi gerekiyor. Bu dönemde probiyotik adı verilen besinler tüketilebilir. Yoğurt ve kefir tüketimi kişinin bağırsak sisteminin sağlıklı olmasını ve kişinin mikroorganizmalarla karşılaştığında daha dirençli olmasını sağlıyor” diye konuştu.
