Çocuk bayramımı, siyasi kavga mı?

Türkiye’ye giriş, gene olaylı oldu. Dış temsilciliklerde vatandaşın haberi bile olmayan durum ile her yer karışık. Mesela kapıda vize alma olayını bitirmişler, herkes elçiliklerden vize almak zorunda. Ben de bir arkadaş vasıtasıyla duyduğum bu durum nedeniyle her ihtimale karşı e-konsolosluk yoluyla internetten vize aldım. Ama kapıda kimse vizeye bakmadı ve benden üzerinde TC numarası olan nüfus cüzdanı istendi. Neyse kapıdan girdikten sonra bu kez bagaj beklemeye başladık. Tam bavullar gelecekken, elektrikler kesildi. Tabii bavulların gelişi durdu, acil elektrikler verildi ama ne yazar, bagaj aletlerini çalıştırmıyor. Benim kedi yanımdaydı, bir arkadaş dalga geçti “Herhalde senin kedi trafoyu patlattı” dedi.
Bugüne kadar Atatürk havaalanını hiç bu kadar keşmekeş görmemiştim. Aynı anda 4 hava yolunun bavulları aynı bagaj parkuruna verildi. Kim Almanya’dan, kim Amerika’dan, kim Avustralya’dan gelmiş, birbirine girdi.Yani saat 16.00’da uçaktan indikten sonra ancak saat 18.00’de bavulları alıp, alandan çıkabildik. Bu da bir şey. Sen memlekete istersen 10 tane daha yeni havaalanı inşa et, kafa bu olduktan sonra.
Memlekete duyduğum hasret, özlem, o anda kızgınlığa döndü. Tabii bu arada Boğaz köprüsü çilesi zamanı. Yandaki refüjden giden gidene. Polis, korkusundan seyrediyor. Şoföre kim bu geçenler deyince adam AKP’liler, yanıtını verdi. Yol üzerinde su, simit, cep telefonu, şarj aleti satanlar mı istersiniz, her şey var ekspres yol üzerinde.
Şimdi bunun üzerine, evde televizyonu açtım, televizyonu zaplarken birden karşımda, bir ihanet takımının Erdoğan’ı öven konuşmaları. Yandaş Oral Çalışlar’la muhatabı, konuğu, bir zamanlar tarikatın Washington imamlığını yapan şahıs. Şimdi Erdoğancı olmuş. Amerika hakkında, fetva veriyor. Amerika konusunda, daha önce eleştirdiği her şeyin, tersini konuşuyor. Hiç şaşırmadım nedense. Sinirlerim iyice bozuldu. Demek ki rahmetli Uğur Mumcu ne kadar doğruymuş. O sinirle yattım uyudum.
Sabah kalktım televizyonu açtım. Serde gazetecilik var ya, karşımda çocuk bayramı kutlamaları. İnsanların inanmadıkları şeyler için tribünlere oynaması. Aynı nefret ettikleri Atatürk’ü sabah ziyaret etmeleri gibi. Anıtkabir defterine yazdıkları not bile içten değil. Gelecekten söz edip geleceği yok eden bir siyaset. Ya sabır deyip televizyonu kapattım.
Öğleden sonra Atatürk’e laf söyleyenler onun kurduğu cumhuriyetin Meclisinde konuştu. Başta Başbakan. Çocuk bayramında bile kendini tutamadı ve gene herkese saldırdı. Konuşmasına CHP’li milletvekilleri tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu da bu oturumu Berkin’e hediye etti. Meclisteki gerginlik yetmedi bayram oturumunda da birbirlerine girdiler. İki müttefik, AKP ve onun gizli yandaşı bebek katili Öcalan’ın Kürt partisi bayramda kin kustu. Bahçeli ise, bayramı, bayram gibi kutlayan tek liderdi sanki, Atatürk’e ve arkadaşlarına saygı gösterdi.
Oysa aynı tarihlerde Washington’da Büyükelçilik önünde Ermenilerin, Osmanlıyı katillikle suçlayan gösterisi var. Bilin bakalım Elçiliği kim savunuyor. Beyaz Saray önünde Erdoğan hükümetini suçlayan gençler ve Atatürkçüler var ya, işte onlar. Sabahın köründen itibaren kendi temsilciliklerinin önündeler. Oysa Tayyip Bey Başkanlık için plan yaparken yakında ülkenin başına bela olacak bu sorun için de konuyu pek sallamadığını saklamıyor. Türkiye’nin artık batıda dostu kalmadığı için yakında ne kadar başımız ağrıyacak göreceksiniz.
Bu hafta Washington hareketli günler yaşayacak. Washington imamının anlattığının aksine göreceksiniz bu hafta ABD Başkanı Obama’nın Ermeni soykırımı konusunda yayınlayacağı bildirisini. Erdoğan’ın hayali Başkanlık. Unuttuğu bir şey var. Bu kafa ile başkanlığa geçen Türkiye, Saddam’ın Irak’ından farklı olmaz. Parti lideri sultası altındaki meclis bu başkanı nasıl denetler. Olmaz böyle bir durum. Ayrıca belediyelerde büyükşehir belediye tuzağını yapan iktidar partisi dar bölge seçimi için bölgeleri öylesine bir çizer ki, muhalefet milletvekili bile çıkaramaz.
Ama kim karşı çıkacak? Acaba siyasi ömrü bunun sonucunu görecek mi? İşte benim de merak ettiğim konu bu.

Yazarın Diğer Yazıları