Cizre’yi anlamak...
Günlerdir Cizre ile ilgili ilginç haberler okuyoruz. En sağlıklı ve doğru haberleri Ankara Temsilcimiz Ahmet Takan ve Prof. Dr. Ümit Özdağ yazıyor. Ve bütün Türkiye Cizre’nin perde arkasını Yeniçağ’dan takip ediyor. MGK toplantılarında Cizre’deki terör faaliyetleri ele alınmış. PKK için Cizre’nin önemini ne görevden alınan Emniyet Müdürü ne de yeni atanan bilir. Dahası devletin istihbarat teşkilatının da değerlendiremeyeceği kanaatindeyim.
PKK’nın çeşitli tarihlerde gerçekleştirdiği kongre tutanaklarını AKP’nin devşirme kadroları okuyamaz. Okusa da yorumlayamaz. Örgüt, yıllar önce Cizre için “Botan Gülü” tabirini kullanmıştır. Stratejik açıdan geçiş yollarının kesiştiği bölge olmakla beraber, yerel halkın ya da “milis” diye tabir edilen yerli iş birlikçilerin sınır ticareti adı altında gerçekleştirdikleri kaçakçılıktan örgüte ciddi kazançların aktarıldığı önemli bir merkezdir. Cizre, PKK kuruluşundan bu yana hep “pilot bölge” ilan edilmiştir. Ciddi kalkışmalar buradan başlatılmıştır. Ancak en ciddi yenilgiyi yine Cizre’de tatmış ve bunu unutmadığı gibi intikamını her fırsatta kanlı eylemler ile almaya çalışmıştır.
Terörün en yoğun yaşandığı yıllar olan 1992-1995 arasında genç ve idealist bir subay olan Yüzbaşı Cemal Temizöz, PKK’ya Cizre’de mağlubiyet yaşattığı gibi yerel halkın devlete güvenini yeniden tesis etmiştir. Bu günlerde Kandil’i su yolu yapan Hasan Cemal, Milliyet’teki köşesinde üç gün boyunca Cizre’yi ve oradaki huzuru anlata anlata bitirememişti. Söz uçar gider yazı baki kalır. Arşivlerde Hasan Cemal’in yazıları durmakta. Bu sütunun sahipleri bir kaç ay önce Silivri’den tahliye olan Cemal Temizöz’ü tanır. İlk tutuklandığı günden bu yana gerek Diyarbakır’daki “faili meçhuller Davası” gerekse Silivri’deki Balyoz duruşmalarını takip ettiğim sırada Jandarma Albay Cemal Temizöz’ü defalarca yazdım. Bugün hatırlatma ihtiyacı hissetmemin sebebi ise polisin kazılan hendekler yüzünden kentteki çatışmalara müdahale edemediği gerçeğidir. Devlet erkini elinde bulunduran iktidar her şeyden önce Cizre’de hendekler kazılırken ne yaptığı sorusunun cevabını vermelidir. Cizre’de kaymakam, emniyet müdürü, jandarma yok mudur? Kazılan hendekler üç-beş çapulcunun kazma kürekle eşelediği çukurlar değildir! Evet, hendekler belediyenin iş makineleriyle günlerce süren hafriyat ile açılmıştır. İstihbarat birimleri söz konusu hendeklerin kanalizasyon için kazılmadığını raporlarında belirttikleri halde niçin müdahale edilememiştir? Sözü uzatmayalım. 1992 koşulları bugünkü teknolojinin yanında ilkel sayılır. Başta iletişim dediğimiz haberleşme olmak üzere, ulaşım, iş makineleri ve güvenlik güçlerinin zırhlı araç imkânı o günlerde çok zayıftır. Ancak inançlı ve kararlı kadrolar 92’de PKK’yı zırhlı araçlarla değil atlı birliklerle, halkın desteği ile kovmuştur Cizre’den. Geçiş yollarına kalleşçe mayın döşeyen teröristlerin pusularına karşı Cemal Temizöz atlarla çevre karakollarla irtibat kurmuştur. Koruyucularla beraber halkın desteği alınmış Cizre Belediyesi seçimlerini Kamil Atağ kazanarak kente hizmet getirilmiştir. Cizrespor lige çıkmış, ilçede sosyal ve kültürel etkinlikler artmış teröre lanet mitingleri düzenlenmiştir. Banka müdürlerinin, kaymakam ve öğretmenlerin gelip görev yapamadığı kentte devletin hakimiyetini sağlayan Yüzbaşı Cemal Temizöz ise yıllar sonra “gizli tanık” kumpası ile bir tek cesedin bulunamadığı faili meçhuller davası ile beş yıl hapishanede tutularak cezalandırılmıştır. Temizöz’e olan kin, Balyoz Davası’nda da devam etmiş ve 18 yıllık bir ödül daha reva görülmüştür. Cizre’yi tanımak ve anlamak için Cemal Temizöz gerçeği ile yüzleşmek şarttır. MGK’da rapor yazanlar bilmem Cemal Temizöz’ü hatırlar mı? Bizden söylemesi...