Çipras ve Anastasiadis gerilimden yana
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın beklenen Güney Kıbrıs ziyareti gerçekleşti. Tamamen doğal olan bu ziyarette beklenen dışında bir gelişme olmadı ve Çipras “Yunan milli davası Kıbrıs” konusunda kendisinden önceki Yunan liderler gibi davaya sahip çıkan konuşmalar yaptı, mesajlar verdi. Çipras’ın ziyaretinde bir kez daha Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs anlaşmazlığının çözümünde herhangi bir fikir değişikliğine ve uzlaşmaya katkı konulması yönünde olumlu adım atmayacağı ve “mevcut tezlerin” korunacağı anlaşıldı.
Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Rum meclisinde yaptığı konuşmada, Güney Kıbrıs’ın Kıbrıs sorunundaki tutumuna tam destek verdiklerini belirtti.
Kıbrıs sorununun BM kararları temelinde çözülmesinin Yunan dış politikasının temel unsurlarından biri olduğunu ifade eden Çipras, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bağlamında iki kesimli, anayasal bağlamda ise iki toplumlu, tek uluslararası kimliğe ve egemenliğe ve siyasi eşitliğe dayalı bir federasyona dönüşmesini hedefleyen müzakereleri desteklediklerini” vurguladı.
Çipras, BM Genel Sekreteri’nin iyi niyet misyonunu, iki toplumlu diyalogu ve Anastasiadis-Eroğlu ortak açıklaması temelindeki müzakere sürecini desteklemeye hazır olduklarını belirterek, “Kıbrıs Cumhuriyetini yok sayacak dörtlü ya da diğer türden müzakereleri kabul etmediklerini” ifade etti.
***
Konuşmasında Kıbrıslı Türklere de değinen Çipras, “Kıbrıslı Türklerin, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Kıbrıs halkının ayrılmaz bir parçası olduğunu ve etkin rolünün geliştirilmesi gerektiğini” öne sürdü. Çipras ayrıca Kıbrıslı Türklere, “Türkiye’nin Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi’ndeki kışkırtıcı politikalarını desteklemeyerek, krizin aşılmasına katkı koymaları” çağrısında bulundu.
Türkiye’nin eylemleri sonrasında müzakerelerin devamının imkansız olduğunu belirterek, Rum hükümetinin tezine destek veren Çipras, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ve Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’ye, uygun ortamın oluşması amacıyla girişim üstlenmeleri çağrısında bulundu.
Türkiye’yle tüm diplomatik iletişim kanallarının açık tutulması gerektiğini kaydeden Çipras, iki toplumlu müzakerelerin başarısızlığının hiç kimseye fayda sağlamayacağını vurguladı. Helenizm tarihinin ve gelecekle ilgili mücadelenin Yunanlılar ile Rumları birleştirdiğini ifade ederek, “Yunanistan’ın ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin güvenliği ve uluslararası alandaki yerleri Kıbrıs sorununun çözümüyle bağlantılıdır. Atina oldubittileri kabul etmiyor” dedi.
Çipras, sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” varlığını tanımayan Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik hiçbir biçimde uluslararası konferans kabul etmediğini kaydetti.
***
Yunan Başbakan Çipras’ın açıklamaları tamamen Rum tezleri ile örtüşmektedir. Bu tezlerin değişmesini beklemek, Kıbrıs anlaşmazlığının çözümü için Rum tarafından ve Yunanistan’dan olumlu adım ve açılım beklemek boşunadır. Kıbrıs Türklerinin gaspedilen haklarını iade etmek bir yana Çipras aklı sıra Kıbrıs Türklerini Anavatan Türkiye’ye karşı kışkırtmaya kalkışmıştır. Maalesef içimizdeki üç beş zavallı, KKTC’nin varlığını koruyacağına yemin etmiş şaşkın bir Milletvekilimiz dün Çipras’la görüşerek ondan medet ummuştur. İflas etmiş Yunanistan ve Güney Kıbrıs bir taraftan Avrupa Birliği ile borçlarının ödenmesi için sıkı pazarlığa girerken, Troyka’yı reddederken, diğer taraftan da komşusu Türkiye ile de sürtüşmeyi göze almıştır. Kıbrıs’ta atılacak olumlu bir adımın Rumların ve Yunanlıların çıkarına olabileceğini göremeyecek kadar gözlerini Türk düşmanlığı kör etmiştir.
Türk tarafı olarak Anavatan Türkiye’nin son dönemde benimsediği Milli davamıza sahip çıkan politikalardan sapılmaması şarttır. ABD veya AB istedi diye siyasetimizde baş gösterecek en ufak bir zafiyet sonumuz olacaktır. Milli Kıbrıs davamızın çok önemli ve kritik bir süreçten geçtiği bu dönemde stratejimiz ve izleyeceğimiz yolun hata kabul etmeyecek kadar hassas olduğunun bilincinde hareket edilmelidir.