Güneş ışınlarından nasıl korunması gerektiği hakkında açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Nail Yılmaz güneş koruyucuları ile ilgili de bilgilendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Nail Yılmaz, “Fiziksel ve kimyasal olarak ayrışan güneş koruyucuların biyolojik etkileri ve özellikle hedef canlı ve canlılığı korumak olduğundan organizmanın en küçük birimi hücre unutulmamalıdır. Çünkü organizmada, hastalıkta ve sağlıkta kararları o verir. Her bir dış etkene karşı farklı mücadele verirler. Her reaksiyon farklı bir netice ile sonlanabilir. Bu etkenleri ultraviyole ışınları üzerinden fiziksel ve kimyasal olarak tanımlamak mümkündür. Ancak koruma mekanizmalarına geçtiğimizde biyolojik ürün, hücre üzerinden sağlığımıza kavuşuruz” ifadelerini kullandı.
KİMLERE ÖNERİLİYOR
Fiziksel koruyucuların ışınları yansıttığını belirten Prof. Dr. Nail Yılmaz, “Kimyasal koruyucular ışınları ısıya çevirir, ağırlık ve yapışkanlık hissi uyandırır. Bunlar da zaten biyolojik bir tepkidir ve hücrenin bu şartlarda korunması, reaksiyonu, bölünme, kendini yenileme kabiliyeti devreye girecektir. Hedef bu zincire gerekli yerde müdahale etmektir. Peki bu etkenlerden nasıl korunuruz? Kimyasal koruyucular organik bileşimli olacak, UV, güneş ışınlarını emecek, hafif olacak, yapışkan olmayacak, cilde kolay yayılım göstermesi beklenecektir. Fiziksel koruyucular ise titanyum ve çinko dioksit gibi mineral bileşenleri ile UVA ve UVB ışınlarına karşı koruma sağlamaları istenir. Geniş spektrumlu olmaları tercih nedenidir. Cilt gözeneklerini tıkamamaları istenir ki bu gözenekler cildin hayat damarlarıdır. Hızlı çalışan ve vakti olmayanlar bu tip koruyucuları tercih ederler. Ancak kısa ömürlü olduklarından sıklıkla uygulanmaları gerekir. Bebekler, hassas ciltler ve hamilelere önerilir” dedi.
“Hangi koruyucu olursa olsun cildinizin özelliklerini bilmeniz gerekir” diye konuşan Yılmaz, “Bu araştırmaları uzmanlarına yaptırın. Yan etki, hassasiyet, alerji, beyazlama, sürüm ve kullanım kolaylığı gibi farklılıklar bu şekilde giderilir” ifadelerini kullandı.
